55. Bölüm

7K 310 75
                                    

    

      ''Mi..Mirza.'' Firuze acı içinde kolları arasında olduğu sevdiği adamın son kez gözlerine baktı. Aşık olduğu güneş sarısı gözlerden yüzüne düşen gözyaşlarını elleriyle tek tek silmek istedi lakin elini kaldıracak güçü bulamadı.

''Firuzemmm bakma bana öyle acı içindeki kahve gözlerinle. İyi olacaksın.'' Mirza kolları arasında olan Firuze'yi tek hamlede kucağına alarak konağın çıkış kapısına doğru yöneldi.

''Mi...Mirza...ben...gidiyorum.'' Zorlukla dudaklarından dökülen sözleri canını daha da yakmıştı. Sevdiği adamın kolları arasında can vermek kendisine bahşedilmiş en büyük mutluluktu.

''Hayır!.. HAYIRRR...Böyle konuşma gözümün nuru.'' Mirza bu sözlerden sonra sinirlenmişti. Şimdi gidemezdi. Her şey bu kadar yarımken gitmekte neydi?

Kolları arasında olan Firuze'yi arabanın arkasına yatırdı. Kendiside hızla şoför koltuğuna oturarak gazı kökledi.

''Se...seni... sev...seviyorum. Bi...bizim... hik...hikaye...hikayemiz... bu...buraya... ka...kadar...kadarmış.'' Acı içinde olan Firuze gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu. Nefes almakta zorlanıyordu az  önce göğsünün altında yediği kurşunun içinde ki varlığı canını yakıyordu.

''HAYIRRRRRR!.. Bitmedi hikayemiz daha güzel günler görmedik.'' Mirza başını arkaya çevirerek gözleri kapanmak üzere olan Firuze'ye baktı. ''Gözlerini kapatma.''

'''Uyu...uyumak... isti...istiyor...istiyorum.''

''Hayır birtanem şimdi gözlerini açman lazım. Uyuma konuş benimle.'' Mirza delirecek gibiydi gözlerinin önünde sevdiği kadının canı yanıyordu. Elinden hastaneye götürmek dışında hiçbir şey gelmiyordu.

''Mi...Mirza... ağla...ağlama... sa...sarı...  göz...gözlerine... ağla...ağlamak... ol...olmuyor.'' Firuze kendisi için gözyaşları döken sevdiğinin gözyaşlarına kıyamıyordu. Göğsüne saplanan kurşundan daha çok canını yakıyordu Mirza'nın gözyaşları.

''Ağlamıyorum sende uyuma benim için.'' Sağ elinin tersiyle yanaklarını ıslatan gözyaşlarını silmeye çalıştı. Gözlerinin önünde sevdiği kadının canı yanmasına rağmen kendi gözyaşlarını düşünmesi yüreğine kor alevlerle yaktı.

''Be...ben...  bi... gün...  Cat...Catherine... ka...kader...kaderini... pay...paylaşa..paylaşacağımı... bil...bilmiyordum.''

''Firuze sen Catherine değilsin bende Henry değilim. Sadece bu bir hikaye.''

Firuze acı içinde gözlerini açık tutmaya çalıştı. Aynaya yansıyan sevdiği adamın ağlamaktan kırmızıya dönen güneş sarısı gözlerine baktı. Dudakları acıyla kıvrıldı iki yana. ''Bil...bilme...bilmediğin... bir... şey... var... Mi...Mirza... ben... mut...mutlu... son...sonlu... hik...hikaye...hikayeleri... sev...sevmem.''

''Firuzemmm!" Acıyla haykırdı arabanın içinde Mirza. ''Ben severim senin yerinede ben güzel sonla biten hikayeleri severim.''

''Özür... dil...dilerim... sev...sevgilim.''

''Böyle konuşma Firuzeeee! Sen olmasan Mirza olmaz. Bunu sakın aklından çıkarma.''

''Un...unut...unutma... beni.''

''Hayırrrrr!!! FİRUZEEEEE!..'' Mirza başını telaşla arka koltuğa çevirdi. Firuze'nin giydiği gelinliği kanlarla boyanmış bir şekilde karşısındaydı. Gözleri başına kaydığında zorlukla açık tutmaya çalışan sevdiği kadının kahvelerine baktı. Acıya bulanmış kahve gözlerine bunu yaşatan şerefsizin nefesini kesmek istiyordu.

Vurmayın Yüreğime Pranga Where stories live. Discover now