Rüya

446 47 7
                                    

Birbirlerine sonsuz nefretle saldıran insanlar...

Parçalanan bedenler ve gövdelerinden ayrılan başlar...

Etin içine girip kızıla boyanarak çıkan kılıçlar...

Kırmızı.

Görebileceğiniz her yerde kırmızı var.

Yerler, ağaçlar, bedenler...

Her şey tek bir renkle kaplı.

Kırmızı...

Kılıçların kulakları sağır eden şangırtıları eşliğinde hafif bir melodi ve boğuşan bilinçsiz insanlar.

Ve etrafta dolaşan bir çift göz...

İkisi de birbirlerini arıyor fakat bir türlü buluşamıyorlar.

Belki de arkalarına bakmayı akıl etseler son defa buluşacaklar fakat bir türlü yapamıyorlar. Evren onlara öylesine bir oyun oynuyor ki, ellerini uzatsalar dokunabilecekleri bedenleri kilometrelerce uzaktaymış gibi yan yana yanmaya devam ediyor.

Ve sonunda o kırmızılar siyaha da bulaşıyor ve hafif melodi bir anda kesiliyor.

Ne can acısıyla atılmış bir çığlık geliyor masum olmasına rağmen yıllarca kötü bilinmiş bedenden, ne de başka bir ses. Sadece rüzgarda savrulan bir yaprak gibi düşüyor yere ve flütü ellerinden kayıyor, hunharca savaşan hayvanımsı yaratıkların ayakları altında dolaşıyor.

Sonra bir öksürükle beraber her şey gibi o da kızıla boyanıyor. Siyah giysisinin üzerinde birikmiş onca yabancı kanın üzerine kendininki de ekleniyor.

Ve sonunda birbirlerini arayan iki küre buluşuyor.

Siyahta huzurlu bir gülümseme, beyazda derin bir acıyla karışık korku.

O an sanki zaman durmuş da sadece ikisi kalmış gibiydi.

Gözleri birbirine kenetlenmiş, ruhları araya girmiş onlarca bedene rağmen yan yana.

Beyaz bir hışımla koşuyor, önüne gelen herkesi renk ayırt etmeksizin bir kenara itiyor ve ikili sanki bir mıknatısın zıt kutuplarıymışcasına birbirlerine yapışıyor.

Parmaklar birbirine kenetlenmiş ve dudaklar hafif oynuyor.

İkisinin de anlatacak çok şeyi var fakat onlar bu konuları gözleriyle konuşmayı tercih ediyor.

'İyi olacaksın' diyor biri. 'Yalvarırım dayan'.

O ana kadar kimseye yalvarmayan genç sevginin önünde diz çöküp yalvarıyor.

Diğeri ise sadece gülümsüyor gözlerini açık tutabildiği kadar tutarak.

Fakat sonunda uykunun sıcak kollarına yeniliyor.

Gözleri yavaş yavaş kapanırken genç adamın ona belki de son kez verdiği hediyeyi hissediyor. İşte o anda ışıkta parlayan bir şey görüyor.

Bir kılıç!

Bağırmak istiyor, kaçmasını haykırmak, ayağa kalkmak, kılıcın önüne atlamak, O'nu kurtarmak...

Ardından üzerine tekrar dökülen kırmızı sıvıyla, aynı renge boyanmış kılıcı görüyor. Fakat emin ki bu onun kanı değil. Üstüne yığılan bedenle birlikte yanağından bir damla yaş düşüyor.

Ve sonrası karanlık.

HiraethHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin