Hiraeth

Yola Çıkış

Ekip tüm hazırlıklarını tamamlamış, sabahın ilk ışıkları Lotus Koyu'nu aydınlatmaya başlarken yola çıkmıştı.

Askerlerin bir kısmı aralarında sohbet ederken diğer kısım uyuyordu. Kalan birkaç kişi ise kürek nöbetine geçmişlerdi.

Wei Wuxian ise teknenin bir köşesine çekilmiş, önünde uzanan uçsuz bucaksız maviliğe bakıyordu. Gerçi bir şey görüp görmediği meçhuldu.

Kafasında onlarca düşünce dolanıyordu. Hepsi de tek bir yerde toplanıyordu: Başarısız olacağı düşüncesinde...

Derin nefes alıp başını iki yana doğru salladı.

Olumsuz düşünceleri kafasından atıp Wangji'yi kurtarmaya odaklanması gerekiyordu.

'Ya öldüyse. Ya o seni defalarca kez kurtarmasına rağmen sen onu korumayı başaramadıysan...' zihninin karanlık taraflarından fısıldayan sesi ve bulanan midesini umursamaya çalışarak elini suya daldırdı.

Soğuk su parmaklarının arasından kayıp giderken biraz daha rahatladığını hissediyordu. Suyun tekrar tekrar parmaklarının arasından kayıp gitmesini izlerken kötü düşüncelerini bir kenara bırakıp Wangji'yi bulduğu anda itiraf edeceklerini düşünmeye başladı.

Aklından geçirmesi bile kalbinin yerinden çıkmak istercesine atmasına sebep olurken, gerçek itirafı yaptığında bayılmamak adına Tanrı'ya dua etti.

Çok bile beklemişti bu itiraf için, Wangji'nin bir kez daha ellerinden kayıp gitmesine izin vermemeye niyetliydi ve itirafıyla ikisinin ruhlarının sonsuza kadar birleşeceğinden emindi...

●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●

Öte yandan Cheng, kardeşinin tam aksine Wangji'nin öldüğünden ve bir daha karşılarına çıkmayacağına emindi.

Kendi gözleriyle görmüştü genç adamın kalbinden giren kılıcı.

Kendi gözleriyle görmüştü Wei Ying'in üzerine kanının nasıl bulaştığını.

Kendi gözleriyle görmüştü genç adamın rüzgara yakalanmış yaprak misali titreyerek son nefesini verdiğini.

Yine de içi rahat değildi.

Lan Xichen şu anlık çökmüş durumda olabilirdi fakat muhakkak kardeşinin intikamını almak isteyecekti.

Yine de, Cheng'in hesaplamalarına göre Xichen intikam alana kadar genç liderin planları tıkır tıkır işleyecek ve bitirici darbeyi tüm krallıkların üzerine indirmeye hazır olacaktı.

Cheng keyifle sırıtarak misafirlerini ziyaret etmek üzere kaldıkları odaya doğru ilerledi.

Kapıyı açtığında görmeyi beklediğinin aksine oda bomboştu. Dün ikilinin yattıkları yataklarda şimdi yeller esiyordu.

Genç lider eli kılıcının kabzasını sıkı sıkıya kavramışken hızla başlarına bir yere kaybolmasınlar diye diktiği yeğenini aramaya başladı. Bir yandan da yanından geçen askerlere emir yağdırmayı ihmal etmiyordu.

Yeğeninin odasına girecekken koşarak ona doğru ilerleyen askerle olduğu yerde durdu.

Asker eğilerek efendisine selam verdikten sonra başını yerde kaldırmaya cesaret edemeyerek aynı pozisyonda kalmayı tercih etti.

'E-efendim. Genç efendi odasında yoklar."

Cheng dişlerinin arasından neredeyse tıslarcasına "Nerede?" diye sordu.

Genç asker korkudan titrese de bunu efendisine belli etmemeye çalışarak kısık sesle "Sabah Lan Xichen ve Nie Huaisang ile tekneye bindiler efendim. Yakalamaya çalıştık fakat-" diye mırıldanırken karnına değen keskin kılıcla çığlık atarak geriye düştü.

Cheng kılıcını kabzasına sokup hışımla arkasını döndü. Talim yapan askerlere bağırarak teknelerin hazırlanmasını ne pahasına olursa olsun onların bulunmasını istediğini söyledi.

Fakat Jin Ling, Lan Xichen ve Nie Huaisang çoktan epey yol katetmişlerdi...

♤♤♤♤♤♤♤♤

Sizden bir ricam olacak, diziyi izleyeli uzun zaman oldu ve pek hatırlamıyorum ayrıntıları. Bana diğer sektleri, liderlerini ve bölge isimlerini yazabilir misiniz? Özellikle önceden GusuLan sektinde olan ama sonra ayrılanı.

Diğer bölümde görüşmek üzere, sevgiyle kalın ♡