5.Bölüm - Diyabet

3K 215 30
                                    


Dün gece ne ara yattım, ne ara uykuya daldım hatırlamıyordum. Çok yorulmuştum dün. Aslında daha hareketli günlerimde olmuştu ama son birkaç gündür düzgün yemek yiyememiştim. Enerjim düşmüştü.

Dün, olayları anllattıktan sonra İpek hanım ve Kerem bey tarafından bir kez daha sorguya çekilecektim ki kaçmayı başarmıştım. Ama öğrenmiştim ki akşam yemeğini de kaçırmıştık. Odama çıktığımda şort takımımı giymiştim sonrada kendimi yorganın içine atmıştım. Onun dışında gece bir ara kalktığımı hatırlıyordum. Üşüdüğüm için üzerime kalın bir swit, altıma da kalın bir eşofman giymiştim. Hemde şort takımının üzerine. Bunlardan sonrası bende yoktu. Sadece yorganıma sıkı sıkıya sarıldığımı hatırlıyordum.

Altay'dan

Yemek masasında oturmuş Melisayı ve Maviyi bekliyorduk. Melisa, Maviyi uyandırmaya gitmişti. Bundan sonrası için Maviye yemek listesi hazırlamıştım. Kalorileri hesaplamış sonrada günün belirli saatlerine öğünlerini koymuştum. Günde en az 3 litre su içmesi gerekiyordu. Hastalığını yakından takip edecektim.

Tam 15 dakikadır gelmelerini bekliyorduk ama hala tık yoktu.
Miraç iyice kızarmaya başlamıştı. Sinirleniyordu. Aramızda Maviden nefret eden tek kişiydi. Diğerleri şuanlık nötr davranıyordu.

- Yeter ama ya! Daha ne kadar bekliyeceğiz! Sultanımız kalkmak istemiyormuş demek ki niye zorluyorsak!

- Miraç! Ablan hakkında düzgün konuş. Birazdan geleceklerdir.

Babam onu sakince uyarmıştı ama Miraç pek duracak gibi değildi.

- O benim ablam değil! Ve bana Miraçta deme! Kaç saattir bekliyoruz! Ben bu kadar bekletsem 10 paragraf azar işitirdim!

Babam tek parmağını kaldırarak Miraç'a salladı.

- Haddini aşıyorsun. Karşında arkadaşın değil baban oturuyor. Edepli olacaksın!

Miraç babamın bu yükselişinden sonra yerine sinmişti. O da ne yaptığını anlamış gibi gözüküyordu. Aslında bende merak etmiştim. Hala gelmemişlerdi. Oysa çoktan gelmeleri gerekiyordu. Sakince söze girdim.

- Baba aslın-

Koşarak yemek odasına giren Melisayla cümlem yarım kalmıştı.

- Baba! Baba! Maviyi uyandıramadım! Kaç defa seslendim, dürtükledim uyanmadı!

Hızlıca ayağa kalktım. Odasına kadar nasıl çıktım bilmiyordum ama 2 dakikada bütün merdivenleri çıkmıştım. Odasına girdiğimde direkt Maviye yönelmiştim. Yorganını kaldırdığımda şaşırmıştım. Hava gayet sıcaktı. Ama üzerinde kapkalın bir pijama takımı vardı. Hemen şapkasını başından çektim ve elimi yanağına koydum.

Yanıyordu.

Ellerimi yanaklarına koyup kafasını hareket ettirmeye başladım.

- Mavi... Mavi... Mavi hadi kalk... Uyanman lazım hadi....kahretsin!

Diyerek odadan çıktım. Kendi odam katın diğer tarafındaydı. Koşarak odama girdim ve şeker ölçme aletini ve  insülin iğnesini aldım. Koşarak geri Mavi'nin odasına gittim. Herkes odaya toplanmıştı. Babam uyandırmaya çalışıyordu.
Onu geriye doğru çektim.

- Baba, kenara çekil! Baba!

Onu kenara çekebildiğimde sağlam elinin işret parmağına şeker ölçme aletinin iğnesini batırdım. 134 mg/dl
Tanrım.... çok düşmüştü. Hemen üzerindeki yorganı kaldırdım. Sonrada switini çıkardım. Altında sadece atlet olmasını bekliyordum ama bir tişört daha vardı. Hemen o tişörtüde sıyırdım ve iğneyi yaptım. Geri çekildiğimde derin bir nefes verdim. Tam zamanında vurmuştum iğneyi . Endişeli gözlerle bana bakan babama döndüm.

YENİ HAYAT Where stories live. Discover now