16- Sex & Diatribes

1K 69 117
                                    

🎵Sonder - Too Fast

Merhaba

Bazı durumların açıklığa kavuştuğu, geçiş bölümü tadında sakin bir bölümle karşınızdayım

Keyifli Okumalar

***

Seks ve Hicivler

Korku. Korkuyu bilmek, tanımak, hissetmek. Korku olmak.

Korkunu tanıdıktan sonra onu yenmek daha kolay olur gibi tavsiyeler benim için geçerli değildi. Ben kötü duyguları benimseyemeyecek kadar sığı bir hafızaya sahiptim. Duygularımın çoğu kalıcı olmadığından yaşadığım anlık duyguyu bir daha yaşayamaz ve unuturdum. Bu çoğu zaman iyi bir şey olsa da korku gibi zincirlerini bacaklarına dolayıp ilerlemene engel olan duygu için pek yararlı değildi. Korku ve fobi farklı şeyler olduğundan az çok aşina olmam beklense de korku duygusu diğer duygulardan daha yüzeysel, unutulabilirdi. Zaman zaman anlık yaşadığım korkular bana engel olmadığından çoğunlukla cesur, özgüvenli bir bireydim.

Şimdi ise korkuyu dibine kadar hissediyor histeri krizini abimin göğsüne yaslanıp ağlarken dindirmeye çalışıyordum. Bahçede bir şeyler olmuştu, orada arkamda benden başka bir insanın daha varlığını hissetmiştim. Bu beni dehşete düşürmüştü çünkü karanlıkta kim olduğunu bilmediğim bir beden katil, hırsız, sapık ya da masallardan fırlamış bir canavar falan olabilirdi bilemiyorum. Eve dalmamla abimin beni kolları arasına alıp, sakinleştirmeye çalışması ve ışıkların geri gelmesi aynı anda gerçekleşmişti. Namjoon hyungun beni izleyen endişeli gözleri arkamdan eve giren Taehyung'la buluşmuş o sırada anlayamadığım bir kavga dönmüştü. Sorgulamadım.

Seokjin'le uzun süre sonra en sert kavgamızı etmiştik fakat o yine beni kollarına almış saçlarıma öpücüklerini dizerken sakin olmama dair birkaç cümle fısıldamıştı kulağıma. Biz hep böyleydik parçalana kadar birbirimizi kırar en sonunda zıt kutuplara sahip mıknatıslar gibi birbirimizi çekerdik. Kardeştik, o benim abimdi her zaman beni kollar, ne olursa olsun beni affederdi. Ağlarken anneymişçesine öper kucağına yerleştiğimde saçlarımı okşardı. Çocukluğumuzdan beri böyleydik biz, o bana annesinden gördüklerini profesyonelce uygulardı. Minnettardım.

Onun gösterdiği şefkat çok güzel hissettiriyordu ve ben küçükken o beni kucağına alsın sakinleştirsin diye sürekli kendimi yerlere atar bir yerlerimi yaralardım. İlgisi annemi hatırlatırdı, bu nedenle Seokjin her insandan farklıydı benim için. Bazen ondan delicesine nefret eder bazen de onu kötülüklerden saklamak adına kollarımla sarıp sonsuza kadar korumak isterdim.

Şu an kafamı yoğun bir şekilde karıştıran, iç çekişlerimi hırsa dönüştüren garip bir sezi vardı zihnimde. Evet, başımı abimin kaslı göğsüne yaslayıp titrerken her zamanki gibi rahattım. Ağlamalarım usul usul iç çekişlere dönüşüyor yavaşça sakinleşiyordum. Çabucak kendime gelebildim ama öylece kalakaldım göğsünde. Kokusunu büyük bir iştahla soluyup beni rahatlatmasını beklerken Seokjin ve Taehyung'un kokularını ayırt edemediği fark ettim.

Çok beklemedim doğruldum. Sorularını başımla geçiştirip "Sadece, tilkiydi önemli bir şey değil." dedim. Koridorda toplaşan çekirdek ailemi arkamda bırakarak odama çıktım. Hızlı adımlarla kapıyı kapatıp sırtımı kapanan kapıya verirken titreyen bacaklarım işlevini kaybetmiş yaşadığım olayın şokunu kaldıramayarak tekrar yere yığılmıştım. Yine de orada öylece duramadım. Oda karanlıktı korku tekrar bedenimi sarmaya başlamıştı bu yüzden acele edip odanın ışığını, ses olması içinde televizyonu açtım.

Golden BulletsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin