19- Wound Poetry

677 41 103
                                    

🎵ROLE MODEL- neverletyougo

11 ay sonra Merhaba :')

Nasılsınız

Aklımda bir çok şey vardı daha uzun bir bölüm olmasını istemiştim fakat sonunu kestim ki tadında kalsın

Keyifli okumalar

***

Gözlerimi tekrar huzurla kapadım. "Aşk demişken, Jaehyun'laydım bugün." Dedim.

Jaehyun adını duyunca nasıl tepki vereceğini deli gibi merak ettiğimden göz ucuyla ona baktım. Kaşları çatıldı, dudakları gerilirken "Jungkook..." dedi sitem edercesine. Kıkırdadım. Arsızca sırıtırken üzerime çöken ciddiyetle yaslandığım yerden doğrulup koltuğa yan şekilde oturdum. "Neden onu suçladığınızı anlamadım. Ona nasıl güvenebildiğimi soracaksın muhtemelen." Burnumu çektim. "Bunun cevabı onunla olan uzun geçmişimiz ve birkaç saat önce telefonuma gönderdiği belgeler." Dudağımı ıslatıp, yüzümdeki tüm ifadeyi sildim, cevaplara ihtiyacım vardı.

Araba da en açıklayıcı sohbetleri yapardık, birbirimize bazı şeyleri ifade eder konuşur ve medeni şekilde anlaşırdık. Araba sohbetleri bizim en normal sohbetlerimizdi. Bugün yolda birlikte geçirdiğimiz yarım saat dolu dolu konuşarak geçmiş yarım saat iki saat gibi gelmişti.

Arabayı kenarı çekmek adına hızı düşürdü, sevdiğim adamdı fakat ben bu ciddiyetimi, gerçek Jeon'u asla göstermemiştim. Bunu biliyordu sormak istediklerimi sorana, içimi dökene dek ağzını açmadı. "Önce hangisi?" diye geveledim. Başından beri yalnızca ona sormam gereken, cevabını yalnızca ondan olabileceğim soru için zemin hazırladım. Gözlerimi kırpmadım. Arabayı durdurdu ve sakince bana döndü bakışları dudaklarımdaydı.

"Jaehyun'u neden suçladığınızı mı yoksa Namjoon'un neden seni vurduğunu mu anlatmak istersin?"

19. Bölüm

Yara Şiiri

Cevapları benden saklanan bir dizi sorunun kaynağı Taehyung'a çıkıyordu. Onunla tanıştığımdan beri benden bir şeyler öğrenmiş merak etmemem, kurcalamam adına kendinden kısa önemsiz bilgiler verirken başka şeyleri örtbas ettiğini fark etmemi engellemişti. Onu izliyordum, hareketlerini çözümlemeye çalışıyordum. Kendini ne kadar açarsa açsın hala kapalı bir kutuydu ve onun hakkında hiçbir şey bilmediğim gerçeği oluşturduğu soru yığınlarıyla üzerime devriliyordu.

Merak ettiğim şeyi, aşık olup olmadığını sorduğumda alacağım cevaptan, onun karakterini yapacaklarını çözümlediğimden o kadar emindim ki düşündüklerimin tersi beni derin mi derin bir çukurun içine bırakmıştı. Üç dakikada onun cevaplarını tahmin edemez hale geldim. İnsanları çözümlemekte muhtemelen iyi değildim. Her tanıdığımı sandığım kişi kafamda oluşturduğum karakterin tam zıttı çıkıyordu. Düşündüklerimin zıttı çıkması üzerinden gidip kendime yeni cevaplar oluşturduğumda ise gözümün önünde canlanan cevaplar beni bir krizin eşiğine sürüklüyordu.

Sorduğum sorulara cevap vermemekte oldukça ısrarcıydı. Bana dahi bakmıyordu bu yüzden alacağım cevabın doğrudan beni etkilediğini daha net anlamıştım. Jaehyun'u suçlaması, Namjoon'un onu vurması en çok beni mi ilgilendiriyordu? Peygamber edasıyla asla yalan söylemeyip sözde vicdanıyla hareket eden bir adam nasıl olurda sorularıma dürüstçe cevap vermek yerine susardı?

"Pekala." Dedim soluğumu bıkkınlıkla dışarıya verirken. Arabadan inmek, nereye gittiğimi bilmeden ondan uzaklaşmak istiyordum. Muhtemelen beni takip eder birbirimize bağırıp çağırır sonunda belki öpüşür yine de istediğim cevapları almamış olurdum. Kendimi sakin kalmak adına zorluyordum.

Golden BulletsNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ