72- Ç&G BAÇA

2.9K 331 483
                                    


°°°

Selaam :)

Bugün ve sonraki bir kaç bölüm değerli misafirlerimiz olacak.

Ama beklentinizi yüksek tutmayın
çünkü yüzeysel bir özlem giderme yaşayacağız birlikte sadece.

Bu hikâyenin 'Çisem ve Gökçe'nin hikâyesi olduğunu unutmayalım.

Buyursunlar ;)

[□■□■□]

●●●

Ulan üniversite öğrencisi olmak kimin umrunda? Seninle diz dize, göz göze geçireceğimiz zamanların peşini kovalıyorum ben asıl.

Öğrenci öğretmen fantezisi mi?

Uuu... Beybii...

●●●

Gökçe'nin çayını almak için yanına gittiğimde telefonla konuşuyordu bir süredir.

Aslında bu kadar kiminle konuştuğunu merak ettiğim için yine sırtlan gibi çayını bitirmesini beklediğimi itiraf edebilirim. Son yudumunun kalmış olduğunu görmeme rağmen, 'Aman canım, onu da içmeyiversin n'olacak?' deyip yanına gittim.

Tam olarak bitmemiş bardağını alırken ki o kısacık sürede soran gözlerle onu birazcık dinlemeye çalıştım ama anlamadım tabii ki kiminle konuştuğunu. Mal gibi başında dikilip kulak veremeyeceğime göre de, kıçıma baka baka uzaklaştım mecburen yanından.

Hızlı adımlarla çayının yenisini alıp götürdüğümde, eliyle bana 'Bir dakika bekle.' işareti yaptı Gökçe ve konuştuğu kişi her kimse, onunla vedalaşmak üzere olduğunu anladım bu sayede.

Telefonu kapattığında eğer kim olduğunu bana söylemezse, bunu benim ona soracağımın sözünü kendi kendime verip beklemeye başladım kapatmasını.

Ahh bu bendeki Gökçe merakı...!

Telefonu kapatıktan sonra bana bakıp gülümserken, "Çay için teşekkür ederim.", dedi Gökçe keyifle.

Ne.? Ben ne söylesin diye bekliyorum o ne diyor şimdi yav?

Sen benle dalga mı geçiyorsun amk?

Ne yani? Şaka mı bu? Ben tepende dikilmiş ne söyleyeceksin diye bekliyorum, dakikalardır fırsat kolluyorum kiminle konuştuğunu öğrenmek için burada farkında mısın sen acaba?

"Önemli değil.", dedim istemsiz kaşlarım çatılmışken. Geri dönüp hırsla gidecektim ki, vazgeçtim. Madem sen söylemiyorsun, o zaman ben sorarım amk.! "Kiminle konuşuyordun bu kadar zamandır sen?"

"Handan hanımla konuşuyordum Çisem.", dedi gülümserken. "Bu akşam Başak hanımla bir randevu ayarlamış."

içimde kendi kendime yaşadığım kavga yüzünden anlayamadım Gökçe'nin söylediğini. "Başak hanım mı?", diye sordum düşünemeden. Başak kim lan? Ne randevusu bu.? 'Yine birisiyle röportaj yapacak.' desem, daha iş başı yapmadı ki, bu neyin röportajı amk böyle?

"Evet. Bugün yarın haber gelir diye bekliyordum zaten. Bu akşam konuşacağım sonunda. Bu iş de bir an önce hallolsa daha çok rahatlayacağım.", dedi aslında yine de rahatlamış gibi.

'Sonunda' mı? Anaaa... Şu çakma mimar bozuntusunun muhabbeti buuu... Tabi yaa... Nasıl çıktı ki bu benim aklımdan lan? Halbuki büyük bir olaydı yaşadığımız. Neyse çabuk hatırladım en azından di mi? Bu da bi'şey...

YER GÖK bir olsa / GxGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin