Suçluluk duygusu

1.4K 213 102
                                    

Beğenin lütfen 😽

Hayami'nin anlatımıyla:

Kaminari yaklaşık 1 saat sonra tekrar yanıma gelmişti. Geldiğinde hem mutlu hem de üzgün gibiydi ama babamla ne konuştuğunu sormak istemedim.

Babam gerçekten mükemmel biriydi. Anneme o kadar aşıktı ki, annem öl dese muhtemelen bunu bile kabul ederdi.

Annem de aynı şekilde babama çok aşıktı. Her zaman sırf eğlendiği için babama inat yapardı ama onu çok severdi.

Babam sinirlenirse tamamen farklı biri olurdu ama normal halindeyken gayet samimi biriydi. Kaminari'ye kötü şeyler söylediğini düşünmüyordum.

Konuşmaları her neyse, kendi aralarında kalması bence daha iyiydi.

Kaminari ile yan yana oturmuş PlayStation oynuyorduk. Annemlerin bazı adamları da kenarda köşede durmuş bizim oynamamızı izliyordu.

Bir süre sonra annemlerin odasından bir şeylerin kırılma sesi geldi, oyun kumandasını bırakarak kaşlarımı çattım ve odanın olduğu tarafa baktım.

Tam ayağa kalkacağım sırada Akiho abi geldi, "Patron ikinizi odaya çağırıyor."

Kaminari'de benimle birlikte kalktı ve yürümeye başladı, Akiho abinin yanından geçerken bileğimi tutarak beni durdu.

Kafamı hafifçe ona çevirdim, sadece benim duyacağım şekilde konuştu. "Annen ve baban çok sinirli, arkadaşına da söyle yanlış bir hareket yapmayın."

Anlarcasına başımı salladım ve yürümeye devam ettim.

Kapıyı açarak içeri girdik, yerde kırılmış bardaklar vardı, babamın elinden kanlar akıyordu. "Baba?!"

Annem derin bir nefes verdi ve gözleriyle koltuğu işaret etti, "Oturun."

Kaminari şaşkın şekilde bana bakarken biraz rahatlaması amacıyla yüzümde minik bir tebessüm oluşturdum ve birlikte koltuğa oturduk.

Babamın elinden kanlar akmasına rağmen hâlâ umrunda değil gibiydi, annem ise sessiz, sinirli ama aynı zamanda kaygılı gözlerle babama bakıyordu.

Dakikalar sonunda babam da koltuğa oturdu ve annem babamın elini sargı bezi ile sarmaya başladı. Ben ise hâlâ neler olduğunu anlamıyordum.

Annem düşüncelerimi okumuş gibi bana bakmadan konuştu, "Seni kaçıran adam..."

Hemen dikleştim, "Konuştu mu?"

Babam sıktığı dişlerinin arasından mırıldandı, "Konuşmadı, öldü."

Şok içinde kalakaldım, "Ne?"

Aynı zamanda bir gözüm Kaminari'deydi. Ben, doğduğumdan beri bu ortamda olduğum için ölümlere abartı gözle bakmıyordum ama kendisi sadece birkaç saat içinde, önce benim düşmanım tarafından bayıltılmış, daha sonra istemediği halde mafya ortamına girmişti.

Tekrar annemlere döndüm, "Nasıl oldu bu?"

Annem babamın elini bıraktı ve kan bulaşan elini temizlemeye başladı. "Ağzında zehirli hap tutuyormuş. Daha onunla konuşamadan kendisini öldürdü."

Zehirli hap, çoğu mafya çalışanında bulunan bir şeydi. Eğer düşman tarafından kaçırılıp konuşulmaya zorlanırsınız veya başka bir şey olur diye tutarlardı. Son çare olarak onu kullanır ve kendilerini öldürürlerdi.

Birkaç dakikalık sessizlik oldu, babam bandajlı elini ovarken ayağa kalktı, "Hayami ve Denki."

İkimiz de ona döndük.

"Hayami, artık Bakugou ile kalmayacaksın."

"Ama baba-"

"Denki, üzgünüm ama sen de kendi evinde kalmayacaksın."

Denki şok içinde büyüyen gözleri ve açılan ağzıyla babama baktı. "Ama efendim-"

Annem araya girdi, "Annen ile konuştum Denki, onunla eskiden birkaç görevde konuşmuşluğumuz vardı. Durumu ona iyice açıkladım, olay çözülene kadar bizim korumamızda olmana izin verdi."

Babam derin bir nefes aldı, "Hayami yüzünden bu duruma düştüğün için... Bizim korumamız altında olman çok normal."

Kendimi dibe batmış hissetmiştim. Babam bile açık bir şekilde beni suçlamıştı. Tamam, haklıydı. Denki ile buluşmasam bunlar başına gelmeyebilirdi ama bunların olacağını nereden bilebilirdim ki?

Kendime içten içe o kadar kızıyordum ki dudağımı ısırmaktan dudağımı kanattığımı bile fark etmemiştim.

Annem ve babam odanın diğer tarafında, kendi aralarında bir şeyler konuşurken Denki elimi tuttu. Kendime sinirlenmekten dolan gözlerimle ona döndüğümde hâlâ gülümsüyor ve beni suçlamıyor gibiydi.

"Dudağını ısırmayı bırak Hayami, canını yakıyorsun ama farkında değilsin."

Kaminari x Reader (Bnha x reader)Where stories live. Discover now