- Bölüm 11 -

25 4 0
                                    

Birkaç hafta sonra...

Uzun yıllar boyunca yalnızca bir hedefe odaklanmanın nasıl bir şey olduğunu bilir misiniz?

Eminim ki bilirsiniz.

Her insan hayatı için ufak da olsa hedefler koyar sonuçta, kendini bir yola adar ve o yolda ilerlerken elinden geleni, hatta belki daha fazlasını yapmak için çalışır. Başarmak çoğu insanın damarlarında akan bir kan gibidir zira. İnsana hayat verir. İnsana bir amaç verir. Dahası insana yaşama isteği verir ve bir gün bu hayattan alabileceğiniz her şeyi aldığınızda, işte o zaman işler bir anda sarpa sarar. Önünüzde uzanan yol kapkaranlık bir çıkmaz sokağa dönüşür. Yürüdükçe daha fazla kaybolur, uzaklaştıkça kendinizi çok daha fazla boşlukta hissedersiniz. Bir noktadan sonra artık var olmakla olmamak arasındaki ince çizgi de yok olurken her şey anlamını tamamen yitirir. Vücudunuz nefes almak gibi doğal işlevlerini yerine getirme isteğinden bile yoksunken diğer başka her şey için göstermesi gereken çabayı kolaylıkla reddeder. Yaşama sevinci kaybolur. Hayatınızda olan biten her şey anlamsızlaşır. Tepkisiz kalıp bilinçsizce sürüklenmeye devam ettiğiniz o yolun sonuna ulaştığınızı anladığınızda ise...

"Belki de hayat artık son bulmalıdır."

Evet, katıldığı son programda kendine hayata bakış açısıyla ilgili sorular sorulduğunda açık bir şekilde bu cevabı vermişti genç adam. Cevabının program sunucusu ve diğer grup arkadaşları arasında yarattığı etkiyi görmemek imkansızdı. Bu nedenle hayranları üzerinde yaratacağı etkiyi tahmin etmek de çok zor olmamıştı. Uzun süredir devam eden spekülasyonların üzerini örtmek için canını dişine takan şirketinin çabasını sadece birkaç saniyeyle yerle bir eden kendisi değilmiş gibi çıkıp gitmişti programdan. Kimse de onu durdurmamıştı. Yeonjun'un son zamanlarda benimsediği tavırlara herkes o kadar alışmıştı ki içlerinden hiçbiri artık bu genç adam tarafından bozguna uğratılamayacağını düşünüyordu.

Yeonjun sürprizlerle doluydu oysa. Her zaman da öyle olmuştu. Attığı her adım, söylediği her söz yeni bir sansasyon yaratıyor, ne kadar boğulduğunun ve hatta nefessiz kalmak üzere olduğunun sinyallerini veriyordu. Genç adamın verdiği mesajı görmezden gelmek görmeye çalışmaktan daha zordu muhtemelen. Ancak görmezden gelinmeye devam etmiş, edildikçe de her gün biraz daha kendi olmaktan uzaklaşmıştı. Bu yeni adamın kim olduğunu Yeonjun'un kendisi de bilmiyordu.

Gerçekte olduğu kişi ya da parlak spotların altındaki genç adam...

Hayatı boyunca yalnızca iki kişi tanımıştı. Gerçekte her kim ise sahnede de oydu. Bu yeni kişi ise çok farklıydı her ikisinden de. Daha karanlık, daha umutsuz, daha ruhsuz ve daha umarsız. Tamamen bitik bir insandan farkı yoktu.

Böyle olmasını kendi de istememişti elbet. Ama o yolu yürürken birbirine dolanan ayaklarının, ayaklarına takılan taşların arasında daha fazla ayakta dikilememişti. Tükenmişti bütün gücü. Bu nedenle canının yanacağını düşünmeden bırakıvermişti kendini dizlerinin üzerine. İnsanların da peşini bırakacağını sanmıştı. Ancak tıpkı Yeonjun'un onları şaşırttığı gibi sektör de Yeonjun'u şaşırtmaya devam ediyordu.

Bilmeliydim, diye düşünmüştü neden sonra. Yaptığı her şeyin bir bedeli olacağını bilmeliydi ve bu bedel kesinlikle unutulmak değildi. İşin aslı unutulup gitmek şu noktadan sonra Yeonjun için yalnızca bir ödül olurdu. İnsanların ona neden ya da ne için yanaştığını ayırt edemediği bir noktaya gelmişken iyileşmek için onlara ihtiyaç duymak kendini daha fazla aciz hissettirmekten başka bir işe yaramıyordu.

Oysa tamamıyla yanlıştı. Düşünceleri sağlıklı olmaktan çok uzaktı. Gerçek sevgi böyle bir şey değildi. Sevgi; şan, şöhret ya da güzellik tanımazdı. Sıradan bir insan olsaydı ya da görünmez biri olsaydı dahi insanların onu bir karşılık beklemeden seveceğinin bir garantisini alamazdı. Hayranları güzel göründüğü için onu seviyor olabilirdi fakat aynı zamanda yaptığı işe ve yeteneğine de saygı duyuyorlardı. Yeonjun işin bu kısmını unutmuş olması çok yazıktı zira sektör ne düşünürse düşünsün, yalnızca güzel bir yüzün hiçbir önemi yoktu. Bunu traineelikten idollüğe uzanan cam kırıklarıyla dolu o yolda çıplak ayakla yürürken öğrenmek zorunda kalmıştı.

(Black) Onyx || Txt~SoogyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin