27. Bölüm • İki Kişilik İhanet

3.5K 148 62
                                    

Selam millet, nasılsınız? :) yeni bölüm diye tutturan tatlı okuyucularım alın size yeni bölüm. Umarım "beklediğime değdi" dersiniz okuduktan sonra. Beğeneceğinizi düşünüyorum.

Ve artık peçeteleri hazırlayın!!! Gelecek bölüm çok çok içime dokundu açıkçası. Videosu hazır. Bu arada 29. Bölüm yeni bir dönüm noktası olacak ve hemen arkasından Kerem'in ağzından bir bölüm yazmayı düşünüyorum. Açıkçası kafamda bir şeyler oluşturdum ve çok duygulandım.

Bölüm şarkımız Toygar Işıklı - Bırak Sende Kaybolayım. Bölümü okurken dinleyin diye bir baskı uygulayacağım. Ama dilerseniz tabiki okuyabilirsiniz :)

Bu bölümü sevgili beyza-krm adlı okuyucuma ithaf ediyorum. Sevgili adaşım :) bölümü beğenmen dileği ile...

Keyifli okumalar canlar, sizleri seviyorum. İthaf isteklerini bekliyorum :)

27. Bölüm

Sessiz bir yolculuğun ardından Kerem ve Zeynep Canlar'ın evine vardılar. Olanlardan habersiz kapıyı açan hizmetliye gülümseyip içeri girdi Zeynep. Arkasından gelen Kerem'le beraber salona gittiler. Zeynep salondaki gergin ortamı görünce kaşlarını çattı. Dilek Hanım ise kızını görünce ağlayarak ona sarıldı. Zeynep bu duruma şaşırmıştı.

"Benim güzel yavrum... Annem sen bize neden söylemedin! Neden göz göre göre canının yanmasına izin verdin?" dedi Dilek Hanım ağlayarak. Zeynep şaşkınca Dilek Hanım'ın arkasındaki Can'a baktı.

"Hasta olduğunu Can söylemese öğrenemeyeceğiz! Neden söylemedin Zeynep?" dedi Erhan Bey titreyen sesiyle. Zeynep Can'a bakmaya devam ediyordu. Gözlerinde hayal kırıklığı vardı. Can bunu görüyordu. Pişmanlıkla gözlerini kaçırdı.

Dilek Hanım geri çekilip ellerini Zeynep'in yanaklarına yerleştirdi. "Şimdi doktora gideceğiz. Son bir detay aldıktan ve kontrolleri yaptıktan sonra eve geleceğiz. Salı geceside tedavi için Ameriya'ya gidiyorsun." dedi.

Zeynep duyduklarından sonra konuşmak için ağzını açtığında Dilek Hanım onu susturdu. "Lütfen itiraz etme. Hastalığın çok kritik bir durumda. Bir an önce tedavi olman gerek hayatım. Lütfen bizi dinle." dedi.

Kerem dolu gözlerle konuşmayı dinliyordu. Zeynep'in tedavi için Amerika'ya gitmesinin bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemişti. Gözünden bir damla yaş aktı. O an Zeynep Kerem'e döndü. "Ama okulum var." dedi titrek sesiyle. Gözleri dolmuştu.

Kerem burukça gülümseyip "Okulu sorun etme. Ben anneme söylerim halleder." dedi. Kafasını yere eğdiği an gözünden bir damla yaş daha aktı.

"Hadi artık hastaneye gidelim. Doktor bizi bekliyor." dedi Erhan Bey. Kerem gözlerini elinin tersi ile silip Erhan Bey'e döndü. "Bende gelebilir miyim?" diye sordu. Erhan Bey kafasını tamam anlamında salladıktan sonra koltuktaki ceketini giyindi ve kapıya doğru ilerledi. Dilek Hanım da salondan çıktıktan sonra Zeynep Can'ın yanına gitti. "Keşke benden öğrenmelerinin daha doğru olacağını söylemeden önce aklına getirseydin Can." dedi ve Kerem'in yanına gitti. Elini tutup Can'a son bir kez baktı. "Sen annenlerle gidersin. Ben Kerem'le gideceğim." dedi.

Kerem ve Zeynep dışarı çıktıklarında Dilek Hanım onlara doğru yaklaştı. "Can nerede?" diye sordu.

"Geliyor." diye cevap verdi Zeynep. Daha sonra "Biz Kerem'le önden gidiyoruz. Sizde gelirsiniz." diye devam etti. Dilek Hanım'ın bir şey demesine izin vermeden Kerem'in arabasına bindi. Kerem'in de arabaya binmesi ile yolculuk başladı.

Arabada yoğun bir sessizlik vardı.
Kerem göz yaşlarını daha fazla tutamayıp ağlamaya başladı. Sessiz ağlamak için kendini sıkmıyordu. Sesli bir şekilde ağlıyordu. Hıçkırarak.

Soğuk AyazWhere stories live. Discover now