19. Bölüm • Acıtır Gerçekler

4.5K 173 63
                                    

Herkese merhaba :) gene hikayenin en başından beri belli olan bir sahnenin yer aldığı bölümle karşınızdayım. O sahne son sahne :) Açıkçası çok heyecanlıyım. 10. Bölümde de böyle olmuştu. Sizden ricam bu bölüme mümkün oldukça yorum yapmanız. Düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Bu bölüme ikinci bir dönüm noktası diyebiliriz :) umarım beğenirsiniz.

Bu bölümü sevgili Esraozdl 'e ithaf ediyorum. Umarım beğenirsin tatlım :)

Bu arada hikaye harika bir şekilde ilerliyor. Gün geçtikçe büyüyoruz. Okuyan, oy veren, yorum yapan herkese binlerce kez teşekkür ederim.

İstek sahneler varsa iletiniz lütfen :) keyifli okumalar. Sizleri seviyorum :)

19. Bölüm

Zeynep odasında yere oturmuş ağlıyordu. Elinde ayakkabılar vardı. Kerem'in bu kadar ileri gideceğini hiç düşünmemişti. Yanında duran notu eline aldı. Bu not kutudan çıkmıştı. Zeynep tekrar okumaya başladı.

"Kutunun içindekileri görünce şaşırdın biliyorum. Ama şaşırmana gerek yok. En uygun zamanda gerçekleşecek hepsi. En uygun zamanda kutunun içinden çıkan gelinliği giyeceksin sen. Düğünümüzde altında "çocuklarımız" yazan ayakkabıyı giyeceksin. Hatta o yazı silinecek ve biz çocuklarımızın evlendiğini görüp öyle gideceğiz öbür dünyaya. Kutunun kapağındaki resimde olduğu gibi tekrar birbirimize aşkla bakacağız. Biz tekrardan "bir" olacağız. Sen tekrar benim olacaksın. Ben tekrar seni özgürce öpeceğim. Sen bıkana kadar seni seviyorum diyeceğim. Ben bunların gerçekleşeceği günü sabırla bekliyorum Zeynep. Çünkü seni seviyorum."

Zeynep notta yazanları okuduktan sonra ağlaması şiddetlendi. Zorla ayağa kalkıp gelinliğin önüne geldi. Bu gelinliği görmek canını yakmıştı. Tekrar giyerse ne hale gelir düşünemiyordu Zeynep. Bu gelinlik üstündeyken öğrenmişti gerçekleri. Bu gelinlik üstündeyken görmüştü Kerem ve Melis'i. Bu gelinliğin kana bulanığı günü unutmamıştı.

Kutunun kapağını eline alıp üstüne bastırılmış resme baktı. Böyle bir resim yoktu. Kerem çizmişti belli ki. Zeynep resim üstünde elini dolaştırdı. Bu resim çok güzeldi. Birbirlerine aşkla bakan iki insan vardı.

Göz yaşlarını silip kutuyu yatağın üstüne bıraktı Zeynep. Gelinliğe tekrar baktı. Fırlatıp atmak istiyordu ama yapamazdı. Biliyordu. Gelinliği kutunun içine koymak için eline aldığında eteğinde kırmızı bir şey gördü Zeynep. Şaşkınca baktı. Çok belli olmuyordu ama bu... Bu kandı. Zeynep korkuyla gözlerini büyüttü. Bu o gün giydiği gelinlikti. Üstünde tam çıkmamış kan lekesi ise kendi kanıydı. Zeynep'in göz yaşları daha da şiddetlendi. Canı yanıyordu.

Kapının çalınması ile göz yaşlarını sildi Zeynep. Ses tonunu düzeltip "Efendim?" dedi.

"Zeynep akşam yemeği hazırmış. İniyorum ben. Sende gelirsin." dedi Can kapalı kapanın arkasından. Zeynep "Tamam." dedi ve gelinliği kutunun içine koydu. Aynı şekilde ayakkabı ve notuda. Kutunun kapağını kapatıp dolabına koydu ve banyoya gitti. Elini yüzünü yıkayıp salona indi. Zeynep'in gelmesi ile yemek başladı. Zeynep kimseyle göz teması kurmamaya çalıştı. Ve başardı da. Kimse ağladığını anlamamıştı.

Yemekten sonra herkes bir köşeye dağıldı. Zeynep'te odasına gitti. Gitmeden önce kimse rahatsız etmesin diye erken yatacağını söyledi. Odasına geldiğinde gece lambasını açtı. Boğaz köprüsüne bakan camın önündeki koltuğuna oturdu. Acıyan gözleri gene dolmaya başladı. Koltuğun üstündeki yastığını alıp sarıldı. Sessizce ağlıyordu. Gözyaşları yastığa düşüyordu.

Kerem ise tuttuğu adamdan kutunun Zeynep'e iletildiği hakkında bilgi almıştı. Kutu Zeynep'teydi. İçini açıp illa görmüştü. Ama bu saat olmuş hala aramamıştı Zeynep. Kerem endişelenmişti. Neden aramadığını düşündü. Ama bir türlü bir cevap bulamadı.

Soğuk AyazWhere stories live. Discover now