BOOK ONE : Well..come Hook.

410 41 4
                                    

''Bitti'' dedi Tyler ve kardeşinin eline diğer kağıdı uzattı. ''Bununla birlikte geceyi bitirmiş olduk.''

''Öyle.'' dedikten sonra gülmeye başladı küçük kardeş.

''Harika o zaman.Geriye sadece...burası kaldı.'' Pan, başını yukarı kaldırarak küçük aile evini gösterdi. ''Sıra tamamlandığı zaman durmama gerek kalmayacak.Bu sefer o korsan pisliği işime balta atamayacak.''

Çocukların ikiside sessizce efendilerini dinliyorlardı. ''Artık...gidebilir miyiz Peter?'' Peter,hedeflediği pencereye bakarken arkasından gelen sesle hafifçe başını çevirdi ve hızla başını salladı. ''Git git.''

Bununla birlikte ikinci kattaki pencereye doğru tekrar dönüp eski anıları canlanmaya başladı.

Pencelere onun bedeni için bazen sıkıntı yaratabiliyordu.Ama o perdenin arkasındaki kötü şeylerden birisi olarak anılmayı her zaman sevmişti. Telefonunu cebinden çıkartıp son kez saati kontrol etti.

''Yatma saatini geçirdin küçüğüm.'' derken sesi alayla ve neşeli çıkmıştı.

_____________

Billy Thomson.

Adı buydu minik çocuğun. Yaptığı şeyler,arkadaşlarıyla oynamak ve odasına çekilip saatlerce boya kalemlerini bitirene kadar resim yapmaktı.

''Çizimlerin güzelmiş.'' arkasından gelen övgüye hızla oturduğu yerden kafasını çevirerek cevap verdi. Gecenin bir yarısı odasında bu çocuğun ne işi vardı? Hem kapı sesinide duymamıştı.''Sen kimsin?'' diye sorduğunda genç çocuğun yüzündeki sırıtıştan hoşlanmamıştı.

''Bir dost.'' derken yabancı,başını yana yatırarak duvara astığı resimlerine doğru yaklaşmaya başlamıştı. Billy utançla masasına doğru kendini çekti. Resimleri güzel değildi. Kimse beğenmezdi.

''Bunları sen mi yaptın?'' çocuk ilgiyle sorarkan buna anlam veremiyordu.Neden resimleriyle ilgileniyordu. ''E-evet.Ve lütfen sen kimsin?'' Çocuğun kıyafetlerinden hiçte bakımlı birisi olmadığını düşündü Billy. Yeşil bir asker pantolonundan giymişti.Bu yeşili genelde resimlerinin çoğunda kullanırdı.

''Bu benim.'' dedi çocuk ve sırıtışı dahada yüzüne doğru yayıldı.Hangi resme doğru baktığını görememişti Billy,Bu yüzden başını yana doğru kaydırdı ve çocuğun önünde tuttuğu resmi görmeye çalıştı.

''Hayır,O peter pan.'' diye emin bir şekilde cevapladı. Çocuk baş parmağını dişleri üzerinde gezdirirken resmi elinden bırakmadan çocuğa dönüp yaklaşmaya başladı. ''Demek Peter Pan'ı biliyorsun.''

''İdolüm.Onu seviyorum.'' dedi yüzü kızarırken. Çocuğun ifadesi durgunlaşmıştı. ''Yani...büyümek istemiyor musun?'' Pan,kesinlikle küüçük çocuklardan nefret ediyordu.Kendiside uzun bir süre o bedenlerde hapsolduğu için bundan hiç hoşnut değildi. O minicik boyunlarını tek bir hamleyle kırmak ona çok cazip geliyordu. ''Güzel.'' diye mırıldandı sadece. Masasının üzerinde durduktan sonra yavaşça eğildi ve dirseklerini masaya dayadı. ''Ama benden hoşlanmıyorsun.''

Billy rahatsız olmuş bir şekilde başını aşağı yukarı salladı. ''Peter Pan olamayacak kadar...büyüksün.''

Peter o an kahkaha atmak istedi. Büyük! Elbette! Başını eğdi ve çocuğun gözlerinin hizasında gözlerini dikti. ''Öyleyimdir. Hadi o zaman sana bir kanıt gösteriyim.Tink'i görmek ister misin?''

Billy, kaşlarını çatarak geriye çekildi. ''Göster.'' Yabancı bu sefer gerçekten gülmeye başlamıştı. Elini ceketinin cebine attı ve iç cebinden bir şişe çıkarttı. ''Al o zaman.'' şişeyi sallamasıyla sarı toz parçacıkları şişenin içinde dağılarak havaya uçtu.

BEDTIME STORIESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin