KAZGAN-3

160 9 3
                                    

Sabah erken uyanmaya alışkın olduğum için en erken ben kalkmıştım.
Her hangi bir şey yapabilir diye önlem olarak cerenin ellerini ayak bileklerine bağladım,uykusu ağır olacak ki homurdanmaktan başka bir şey yapmadı.Benim asıl düşündüğüm Esma'ya ne diyeceğimdi.Bu kızı neden buraya getirmiştim? Çünkü orada kalamazdı.Serseriler veya bali ciler muhtemelen tecavüz ederdi.Zaten baygın ve aşırı halde dayak yemişti.Kendini koruma şansı yok denebilirdi.Biran ona acıdığımı sandım.Ne alakası var,neden acıyacaktım ki acısaydım bu hale getirmezdim zaten.Yüzü tanınamaz haldeydi.Hiç durmadan buz gibi hissiz gözlerimle yüzüne bakıyordum.Gözleri kıpırdadı,dudağını canı yanarmış gibi kıvırdı.Gözlerini açtı,bir süre etrafa ve bana baktı,ne Olduğunu anlamaya çalışıyordu.Ellini oynatınca bağlı olduğunu fark etti .Bu da ne demek oluyor! Seni dayak yemekten kurtaran birine böyle mi davranıyorsun sen! Dedi.Başta sinirliydi.Sonra gülümseyerek benden o kadar korkuyorsun ki ellerimi ayak bileklerime bağlamışsın,korkma bir şey yapmayacağım,çözebilirsin.
Bu umursamaz ama cesaretli yanı beni etkiliyordu.
Ama bunun bir Önemi yoktu.
Senden neden korkayım? Ona kendine bakması için ayna uzattım.
Seni bu hale getiren biri sence senden korkar mı?
Bozuldu ve sinirlendi.Isırmaya hazır köpek gibi dişlerini sıktı.
Psikopat bir sürtük karşımdaydı.Altında en lüks arabalar istemediği kadar erkek Arkadaşı varken onun tek eğlencesi dayak yemekti.
Gerçi bu güne kadar tek maç kaybetmişti.Oda dün ki maçtı.
Kendine fazla güvenmesi ona bu yaralı yüze ve katlanılmaz Acıya sebep olmuştu.Uzun uzun aynaya baktı,yavaş yavaş güldüğünü fark ettim.
Ya Kafayı yemişti, ya da gerçekten benim gibi psikopattı.
Daha beterlerini gördüm diyerek sağına doğru yattı ayakları ellerine bağlı olduğu için cenin gibi duruyordu.Bari ayaklarımı çöz demesine fırsat vermeden bıçağı elime Alıp tüm ipleri çözdüm.
Gidebilirsin dedim.Ama içimden bilmediğim,daha önce hiç hissetmediğim bir şey kalsan fena olmaz diyordu.
Hala yataktaydı.Beni neden buraya getirdin dedi.

Baygındın,gece orada kalman senin için iyi olmazdı.

Benim iyiliğimi düşündün yani.. Hahaha,ahh..gülerken yüzü gerilince
Can'ı acımıştı.Sana bunu ödeticem demek isterdim ama nedense yapabilecekmişim gibi gelmiyor dedi.

Sen bir kere benim iyiliğimi düşündün bir anda ortaya çıktın,onun karşılığında bende seni bir gece misafir ettim.Sana bir borcum yok yani.
Evde dünden kalma yiyecek bir Şeyler var dedim.
Ama bir şeyi ısıracak bir hal bırakmamıştım cerende.
Bir süre Çorba ve su gibi Sıvı yemeklerle beslenecekti.
Hazır Çorba yaptım beraber içtik saat sabah dokuzdu ve Esma hala uyuyordu.

Esma uyanmadan gitmen Lazım Ceren dedim.Sert bir şekilde Esma da kim dedi. Bu tavrı beni çok şaşırtmıştı,gülerek Esma benim kız kardeşim dedim.Bu halde babam beni görürse seni bulur ve bu hiç iyi olmaz dedi.Ne yapabiliriz diye düşünürken araba için yaptığım kulübe aklıma geldi.Gel gidiyoruz dedim,elinden tutup kaldırdım bir battaniye birde yastık Aldım evden.Kulübeye girdik ve Arabanın arka koltuğuna yatağını serdim.Yavaşça yatırdım,zor yürüyordu.Telefon numaramı verdim bir şey olduğunda beni buradan ara dedim,ben arada yanına gelicem diyerek eve gittim.Esmam uyanmıştı.Onu kollarıma Alıp havaya Kaldırdım sonra da yanağına hafif bir ısırık attım.
Sesi bile çıkmıyordu zavallımın,çocuktu ama Herşeyin farkındaydı.
Gece bazen ağlama seslerini duyuyordum.Babamızın ölümü annemin bizi bırakıp gidişi,beş yaşındaki bir kız çocuğu bu kadar zorluğu nasıl kaldırabilirdi? Yaşamak demek sadece karnımızın tok olmasımıydı?
Gerçi zaman zaman Kardeşimin aç olduğundan ağladığını da biliyordum.. O zamanlar da Gözlerim doluyordu ama dedim ya ben ağlayamazdım,öyle bir lüksüm yoktu! Göz yaşlarım içime içime akıyordu.. Esmam için,zengin olucam derdim hep.
Hayata karşı,hiç bir zaman,el açıp beklemedim.
Açılan ellere ne olduğunu çok gördüm.Anladım ki herkes hayatta darbeler alır yumruklar yer,yere düşer..
Ama önemli olan darbe almamak değil,darbe aldıktan sonra pes etmeden yerden kalkabilmek.Kafes kendimi özgür hissettiğim tek yer.
Ne kadar Saçma değil mi? Etrafımda 4,5 metrelik bir çit ve ben oradan çıkamıyorum ama kendimi en özgür orada hissediyorum.Aklımdan bunlar geçerken telefonum çaldı arayan Tayfundu.
Cerenin babasının adamları her yerde seni Arıyor gerizekalı başımıza neler açtın adam İstanbul'un en tehlikeli mafyalarından!
Sak'ın ona beni tanıdığını söyleme dedim yoksa Tayfunun başına gelebilecekleri kimse tahmin edemezdi.Telefonu kapadım.
Tekrar çalmaya başladı ama arayan bilmediğim bir numaraydı.
Hiç çekinmeden Alo dedim.
Arayan cerenin babasıydı.
Kızıma ne yaptın!
Kızın benimle dövüşmek istedi bende dövüştüm.Sonrasını bilmiyorum git sürtüğünü nerede arayacaksan ara.Ve telefonu kapattım.
Telefonumu bulduklarına göre evi bulmaları an meselesiydi.
Iki türlü de çıkmazdaydım ya cereni verip halini gördüklerinde ölecektim ya da vermeyip savaştığımda.
Ikinci Seçenek bana daha güzel geliyordu ama yalnız olamazdım.
Hemen telefona sarıldım mahallede ki bütün serseriler benim çocukluk arkadaşımdı hepsinin evi cephanelik gibi silah doluydu ve polis bile bu mahalleye giremezdi.
Ya ben ölecektim yada cerenin babası.
Ama o babasını benim öldürdüğümü asla bilmemeliydi.
Her çatıya bir adam koydum toplam da bizim eve gelene kadar sağlı sollu evlerin çatılarında yirmi adam vardı.Hepsinin elindede çeşit çeşit silahlar.Bu bizim için Boncuklu silah oyunundan farksızdı.Bu mahalle de böyle büyüdük.Derken telefonum çaldı arayan numandı.
Eski bir dostum gözcülük yapıyordu.Bana siyah altı tane mercedesin sokak başından geçtiğini söyledi işte geliyorlardı.Esmanın kapısını kitledim.
Herkes Çatıda saklanıyordu en ufak bir hatada üzerlerine yağmur gibi kurşun yağdıracaktık.Kapı çaldı dışarı çıktım karşımda yanında 26 adamla gelmişti.Göz ucuyla tek tek saydım zaten altı araba vardı bir arabada şöför le birlikte beş kişi olsa toplamda beş arabadan çıkan sayı yirmi beşti.Birde patron ve şöförü ile yirmi yedi.
Kızım nerede?!
Ben ne bileyim!
ALIN bunu dedi cerenin babası o anda bizimkilere işaret verdim,
Gökten yağmur yağar gibi ateş etmeye başladılar.Hemen kendimi eve atıp kapıyı kapadım.Adamlar daha ellerini silahlarına atamadan tek tek avlandılar.Saklana bilecekleri hiç bir yer yoktu.Her açıya adam koymuştum.Kısa Süren ses kesildi herkes ölmüştü.
Telefonla numanı Aradım o benim sağ kolum gibiydi.
Numan cesetleri çuvallayıp gömün dedim üzerlerindeki tüm cüzdan ve Paraları da toplayın bana getirin arabaları da arkadaki boş araziye Çek ve anahtarları bana getir.
Tamamdır abi.
Derken esma Odası'nın kapısına abi diye Ağlayarak vurmaya başladı.
Kapıyı açtım ve onu kucama aldım.
Korkma bir tanem artık yep yeni bir hayat bizi bekliyor..
Gözlerim de ne bir Pişmanlık nede hüzün vardı.
Tam tersine büyük bir av vurduğumun farkındaydım.
Esma küçük te olsa benim dövüştüğümü biliyordu.
Seni biri ile tanıştırıcam esmam.
Kim abi?
Oda benim gibi bir dövüşçü ama kız.
Adı Ceren.Bir kaç gün bizde kalacak sonrasına bakıcaz.
Esma'yı bırakarak.
Evden çıkıp etrafı inceledim.
Herhangi bir iz kalmamıştı kan lekeleri vardı ama o Esma'nın da benim de görmeye alışkın Olduğum bir durumdu.
Antrenman yapmam gerekiyordu ama Esma ya da vakit ayırmalıydım.
Kaç gündür yalnızdı ve evden çıkmasına izin vermediğim için sıkılmıştı.
Ne bir Arkadaşı vardı nede zaman geçirecek bir şeyi.
Ev de televizyonda yoktu.
Esma ya sıkı giyinmesini söyledim.Altıma eşofmanımı Üstüme de kapşonlu hırka giydim.Ellerime deri eldivenlerimi giyerek Esma'yı da Alıp evin önüne çıktım.
Esma atla sırtıma.
Sırtıma aldıktan sonra sıkı tutun diyerek hafif tempo koşmaya başladım.
Her zaman ki gibi antrenmanımı yapmak için boş evime gidiyordum.
Sırtımda Esma ile tüm sahili koşmak oldukça yormuştu.
Ben şınav çekerken Esma da beni taklit etmeye çalışıyordu.
Sıra kum torbasındaydı.
Bütün sinirimi ondan çıkaracaktım üç kat çuval geçirdim,patlamasını istemiyordum.
Sağ sol,sol sağ,sağ sol,sol sağ.. Huuhhh nefes Alıp veriyordum her darbemi birine vuruyormuşcasına atıyordum. Kum torbasını Etrafında hızlıca dönerek vurmaya başladım.
Eğer dayak yemek istemiyorsan ringte kanguru gibi olmalısın hızlı Olmalı sürekli hafif hafif sekmeli ve zamanı geldiğin de yumruğu basmalısın..
Esma ile eve yürüyordum.Yolda numana rast geldim bana çaktırmadan. Tüm parayı ve cüzdanları verdi.
Sert bir şekilde bir şey eksik değil dimi ?!
Dedim.
Benden para çalmaya beni Tanıyan kimse cesaret edemezdi.Elbet öğrenir gırtlağına çökerdim.Bunu riske almazdı Numan.
Hayır abi yok dedi.Tüm cüzdanlardan çıkarıp parayı sayarak siyah bir poşete koydum atmış bin tl nakit vardı ve biz yirmi kişiydik kişi başına üç bin tl.. Herkese payını verdim ve yolladım.
Arabalar bana kalmıştı.Sanırım hayat bana da gülmeye başlıyordu.
Yok hayır.. Gülmüyordu.
Kahkaha atıyordu.Esma ile eve geldik.Ceren hala aramamıştı.
Hepsinin cüzdanına teker teker baktım.Banka kartları ve şifreleri bir kağıtta yazılıydı.
Evden çıkarak banka ya gittim.
Tüm kartlara baktım beni en çok şaşırtan ise..
Cerenin babasının kartıydı.
Ömrümde bu kadar rakamı bir arada görmemiştim bile 1.222.134.123
Yani bir milyar iki yüz yirmi iki milyon yüz otuz dört bin yüz yirmi üç tl..
Bunu söylerken bile yorulmuştum!
Ağzım kulaklarımda sadece gülüyordum.
Ömrümde bu kadar gülmemiştim.
En fazla ufak bir tebessüm ederdim.
Şimdi ise istediğim hayat bu rakamlarda saklıydı cerenin hayatı artık benim ellerimdeydi..
Ama benim için para dan daha önemli bir şey varsa oda hayallerimdi.
Benim en büyük hayalim ise kardeşim için zengin olmak ve profesyonel bir 'MMA' yani kafes dövüşçüsü olmaktı.
Hayallerime bu rakamların çokluğu kadar yakındım.

YORUM VE VOTELERİNİZİ BEKLIYORUM.

KAZGANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin