6. Bölüm

31 7 6
                                    

Ölüm sandığımız kadar da uzak değil aslında. Her an yanı başımızda🌼

Fırat hoca

Sabah gözlerimi alarmın sesi ile açtım . Okula gitmem gerekiyor. O yüzden çabuk kalkıp banyoda rutin işlerimi hallettim. Tam dolaba yöneldim birden kapımın kırılacak derecede hızlı çalındığını duydum.  Ne oluyor ya? Kim bu ,bu saatte ne oluyor?
Diyerek aşağı indim. Kapıya yöneldim ve açtım . Ve karşımda yüzü bembeyaz bir Murat ile karşılaştım. Tam ne oldu diyemeden içeri daldı . Resmen ruhu gitmiş. Ne oldu yine .

"Ya biz nasıl anlayamadık? Biz nasıl adamlarız? Nasıl anlamadık ? Biz nasıl okuduk ya nasıl okuduğumuzu anlayamadık?"

"Ne oluyor ya ,ne diyorsun sabah sabah?"

"Ada diyorum. Ada ! Kağıdın son cümlesinde ne yazıyor bak bakalım?"

"Ne yazıyor ya ne oldu anlatsana. Bu saatte ne Adası?"

Ama o konuşmak yerine elinde buruşturduğu kağıdı bana uzattı. Bende bana uzattığı kağıdı aldım. Ve son cümleyi okumaya başladım.

   "Ve galiba bu akşam o çok istediğim şeyi yapıcağım. Ve ben bu akşam iki katlı sözde evimizin çatısında........"

Murat'ın neden şimdi bu hâle geldiğini anladım. Nasil yani biz bunu nasıl fark etmedik ki?

"Ya şimdiye kadar bir şey yaptıysa kendine? Biz ne yapacağız?"

"Saçmalama lütfen Murat. Ne yapacak ki kendine?"

"Bilmiyorum. Bilmiyorum Fırat tamam mı? Ama bu sefer olmaz ,bu sefer ben buna dayanamam anlıyor musun?"

"Hemen en kötüsünü düşünme. Dur üzerimi değiştireyim çıkalım. Belki okuldadır. "

"Bilmiyorum Fırat. Ya yaptıysa? Ya ..."

"Saçmalama lütfen otur şuraya geliyorum ben."

Sözümü tamamlayıp mutfaktan bir bardak su aldım Murat'a vermek için. Sakinleşsin diye. Ama ben ondan daha fazla titriyordum resmen. Sonra yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim. Tabi bizimkinin ayak sesleri eşliğinde giydim. Ama bende çok korkuyorum aslında bakarsanız. Çünkü Ada daha çok küçük yani bu onun neler yaşamış olduğunun bir göstergesi. Ne yaşadı gerçekten çok merak ediyorum. Yani ben hayatım boyunca hiç ölmek istemedim. Sadece bir kere . O da annem öldüğü zaman. O karanlık günler , öyle acı doluydu ki tek bir söz yok o acıyı anlatmaya. Tek bir söz yok. Ve bildiğim kadarıyla Ada'nın ailesi sağ . Yani annesi var ,babası da . Tabi hayat sadece bu değil . Farkındayım.  Çünkü bazen en büyük acıyı aileniz verir.Ama ölmek o kadar da kolay bir şey değil . Ve Ada'nın yazdıkları da bir ergenin yazacağı şeyler değil . Ve Ada bildiğim kadarıyla okulun en sevilen öğrencisi. Gerek öğretmenler gerek de öğrenciler tarafından. Benim daha tanışma fırsatım olmadı ama herkesin sevdiği biri olmak da öyle kolay bir şey değil . O bunu başarmış. Ama şimdi ne oldu peki?Ne yaşadı da bu hâle geldi. Ve umarım kendine bir şey yapmamıştır. Hızlı adımlarla aşağıya doğru yürümeye başladım. Bu gidişle Murat evimi başıma yıkacak çünkü. Benim sakin  durduğuma bakmayın bende en az Murat kadar korkuyorum ama birini sakin kalması gerekiyor değil mi? Ve o kişi yine ben oluyorum her zaman ki gibi. Ceketimi kapının girişinden alıp çıktık. Murat arabasına doğru yürümeye başladı. Hemen önüne geçip benimle gelmesini söyledim. O da sırf çabuk gitmek için benim dediğimi yapıp arabama bindi . Bende binip sürmeye başladım. Aslında gaza basmak istiyorum ama  bu seferde bizim hayatımız tehlikeye girer diye orta hızda gitmeye karar verdim. Zaten okul eve çok da uzak değil. O yüzden yirmi dakika da okula vardık.  Tabi Murat koşar adım okula girdi  ve bende hemen arkasından. Etraftaki bütün öğrenciler de bize şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Murat nereye gittiğini bilmeden koşuyordu resmen. Önüne geçip onu durdurdum.

SEVGİWhere stories live. Discover now