🍑³²

2.8K 246 562
                                    

Seungmin kapıyı çalmadan önce cebindeki aynasını çıkarıp güzel görünüp görünmediğine baktı.

Aynadaki görüntüsünden hoşnut olurken diğer cebindeki çilek aromalı lipbalmını çıkarmış, dudaklarına eşit şekilde yedirirken dudaklarının nemlenmesini ve renklenmesini sağlamıştı.

Yüzündeki küçük gülümsemesini yerine yerleştirirken kapıyı tıklattı ve gir komutunu beklemeden içeri girdi.

Girdiğinde gördüğü manzara birkaç saniye duraksamasına sebep olurken kadın hızlıca Hyunjin'in üzerinden çekilmiş ve kimin olduğuna bakmıştı.

Seungmin kaşlarını çatarken derin bir nefes almış ve son kez Hyunjin'in yanındaki sandalyeye oturan kadına baktıktan sonra Hyunjin'e dönmüştü. "Beni çağırmışsınız efendim."

Hyunjin yanındaki kadına bir müddet sinirli bakışlarını yönlendirmiş, ardından konuşmuştu. "Evet Seungmin. Bu Han Naehun, yani anlaşma imzaladığımız şirketin patronunu kızı. Burada bulunmasının sebebi ise anlaşmaya net bir kesinlik katmadan önce şirketimizin kazancını görmek istemesi."

Seungmin küçük bir 'huh' sesi çıkarırken Naehun'a dönerek konuştu. "Şirket hakkındaki tüm bilgiler size zaten anlaşmayı imzalamadan önce veriliyor. Yani bunu öğrenmek için buraya kadar boşuna zahmet etmişsiniz."

Hyunjin Seungmin'in ani çıkışına şaşırsa da bunu dışa yansıtmayarak sessiz kaldı. Naehun ise Seungmin'in dediklerine bozulmuş, Hyunjin'in koluna girmişti. "O sadece bir çalışan değil mi? Nasıl benimle böyle konuşabiliyor?" Üzgün ve inceltmeye çalıştığı sesi ile konuştuğunda Hyunjin Seungmin'e saniyelik bir bakış atmış ardından Naehun'a dönmüştü.

"Seungmin bu işlerle ilgilendiği için bilerek onu çağırdım. Demek ki sizi daha önce bilgilendirmişler."

Seungmin Hyunjin'in kendini destekleyecek nitelikte olan konuşması ile yüzünde küçük bir sırıtış belirirken Hyunjin Seungmin'in birden fevrileşen tavırlarına baktı.

Seungmin onu kıskanıyordu?

Bu düşünce Hyunjin'in mutlu olmasına yetse bile anonim olarak konuştuğu kişiyi ele alırsa aldatılmış gibi hissettiriyordu. Ardından bu düşünce saçma gelirken yüzünü buruşturdu.

Naehun Hyunjin'in sıradan bir çalışanını savunmasına bozulsa da belli etmeden yerinde dikleşti. "Her neyse işte. Açıkçası bir yandan da ortak olacağımız şirketin patronuyla daha yakın olmak için geldim."

Seungmin göz devirerek Hyunjin'e baktığında Hyunjin ona bakmadan Naehun'a döndü. Naehun sanki yanlış telaffuz etmiş gibi "Ah pardon. Yani ortak olacağımız kişinin nasıl bir yönetim yolu izlediği hakkında bilgi sahibi olmak için." dedi.

Hyunjin onu pek takmayarak önündeki sandalyeyi gösterdi. "Otursana Seungmin."

Seungmin Hyunjin'in onu göndermek yerine burada bırakmasına sevinmişti. Böylelikle ne konuştuklarına canlı şahit olabilirdi.

Seungmin geçip yerine oturduğunda Naehun masaya yasladığı koluna başını koymuş, Hyunjin'i izlemeye devam etmişti.

Seungmin gözünü bir saniye bile Naehun'dan ayırmıyorken kadını yolmamak için zor duruyordu.

"Ee Hyunjin, anlat bakalım. Neler yapıyorsun şirkette?"

Sadece sesini duymak bile Seungmin'i çıldırtırken Hyunjin'in kadını postalayacağı zamanı iple çekiyordu.

Hyunjin Naehun'a doğru dönerken konuştu. "Senin de yaptığın şeyler işte, pek bir farklılık yok."

Hyunjin kısaca cevapladığında kadın bakışlarını Hyunjin'in eline indirdi. "Duyduğuma göre bekarmışsın. Parmağında söz veya nişana dair bir yüzük de yok. Zor olmuyor mu?"

Little baby | hyunminWhere stories live. Discover now