22.Bölüm (Düzenlendi)

1.5K 178 53
                                    

Önceki bölüm

Bazen duruyor ve soluklanıyordu, bazen de arkasını dönüyor ve ne kadar uzaklaştığını hesaplıyordu.
.
.
.
.
.
.
Yan yang, bir süre zorla ilerledikten sonra daha fazla dayanamadığını hissetti ve yere çöktü. Tam da o anda bir çukur açıldı ve yan yang, bir çığlık bir atamadan yere düştü.

Başka bir tuzağa kurban gitmişti!

Da Ma ve Jin long, hala uyuyordu. Erkeklikleri dimdikti ve acı çekiyor gibi gözülüyorlardı. İki canavarda  ıslak rüya aleminde kalmışlardı.

Yan yang, bir çığlık bile atamadan tuzağın içine düşmüştü. Gözlerini kapatmış ve düşmeyi beklemişti. Bir süre bekledi fakat hiçbir şey olmadı.

Gözlerini korkarak açtı ve etrafa baktı. Gözlerini açtığı anda ise gördüğü şey....

Devasa insanların büyük bir odada toplanması ve kendisine bakması idi. Yan yang, şaşkınlıkla baktı ve devasa insanlar da aynı şekilde baktılar.

Yan yang, devasa bir odada, havada süzülüyordu ve bu insan görünümlü devlerin arasında yine küçük kalmıştı. Neyse ki siyah ejderha kadar büyük değillerdi. 15-25 metre arasında değişiyorlardı. Belki de gerçekten de devlerin arasına düşmüştü.

Bir adam, şaşkınlığını üstünden attı ve güçlü bir sesle konuştu.

-Küçük insan, burada ne arıyorsun?! Burada olmaman gerekiyordu.

Yan yang, kulağına gökgürültüsü gibi gelen ses yüzünden yüzü soldu. Kulağı resmen çınlamıştı. Şu anda üzerinde ki tozun etkisi de uçmuştu.

- Ben arkadaşlarımla geldim ve yanlıklıkla buraya düştüm.

Adam başını salladıktan sonra derin bir iç çekti ve konuştu.

-Siz kesinlikle salak olmalısınız. Bizler, burada saklanan hazinenin koruyucu ruhlarıyız. Anlaşılan hazine sizi etkilemiş ve buraya gelmenize neden olmuş. Peki, arkadaşların nerede?

Yan yang, yutkunduktan sonra konuştu. Yine başlarına bir iş gelmişti. O iki salağa neden güvenip de peşinden gitmişti ki?!

- Onlar yukarda kaldı. Bir toz onları bayılttı. Ben ise kaçmaya çalıştığım esnada bir tuzağa bastım ve buraya geldim.

Koruyucu ruhlar, birbirlerine baktılar ve Yan yang'ın anlamadığı dilde bir şeyler konuştuktan sonra ilk konuşan adam yan yang'a döndü ve açıklamaya başladı.

-Anlaşılan arkadaşların birer insan değil. Pekala madem buraya geldin, o zaman buradan çıkmanın üç yolundan birini seçeceksin.

Yan yang, parlak gözlerle baktı. Buradan hemen kurtulmak istiyordu. Hazine de umrunda değildi.

-Söyleyin! Buradan çıkmak ve kurtulmak istiyorum!

Adam, gülümsedikten sonra konuştu.

-Buradan çıkmanın üç yolu var. Birincisi, seni ve arkadaşlarını öldüreceğiz ve cesedin de atılacak. İkincisi, her biriniz bir denemeye gideceksiniz ve denemeler de kazandıklarınız sizde kalacak ve hazinelerle birlikte ayrılacaksınız.

-Üçüncüsü ise, sen tek başına bir denemeye gireceksin ve başarırsan koruduğumuz hazineyi alırsın fakat başarısız olursan da sen ve arkadaşların ölür. Şimdi birini seç!

Yan yang, şaşırmıştı. Nereye geldiğini de hazineyi de bilmiyordu. Ayrıca bir kez daha ölürse bu sefer kesinlikle yok olurdu. Bu kabul edilemezdi ve tek başına birilerinin hayatını da sırtlamak istemiyordu. Burada en uygun seçenek ikincisiydi. Kararını vermişti.

Life of the golden dragon[BL] (DÜZENLENİYOR) Where stories live. Discover now