3. Bölüm

4.1K 96 29
                                    

Düzenlendi.

Sınav haftasındayım bölüm yazamıyorum kusura bakmayın
İyi okumalar 💓

Karşımda duran adama saniyelerdir bakıyordum. Davet günü konuştuğum adam ailemin beni evlendirmek istedikleri kişiydi.

Sinirden kaskatı kesilmiştim. Hangi cüret ile beni buraya kadar takip edip benimle böyle konuşabilirdi?

"Şansına küs ben bugün hiç evlenme modunda değilim." Diyerek cevap verdim. Adam sabır diler gibi gözlerini kapattı ve tekrar açıp sinirli gözlerini bana dikti. O kadar çok korktum ki altıma sıçıyorum şu an (!)

"Şımarık bir kız gibi davranmayı kes." Dedi. Ne bu şımarık imaları sürekli? Annemden ayrı elin adamından ayrı bu lafı duyuyordum.

"Benimle konuşurken kelimelerini düzgün seçsen iyi olur." Dedim tek kaşımı kaldırarak. Kimse benimle böyle konuşamazdı. İzin vermezdim.

"Ne yaparsın?" Diye alayla sordu. Beni hafife alıyordu. Oysa bilmiyordu ki en son hafife alıcağı kişi bendim. Derin bir nefes alıp verdim ve sakin tavrımı korumaya çalıştım.

"Bak, gitmen için üçe kadar sayıyorum. Eğer üçe kadar saydığımda hâlâ burada olursan-" beni sırtına aldığında söyleyeceğim cümleleri ağzıma tıktı. "Bıraksana beni! Dalga mı geçiyorsun sen?! Kimi kaçırdığının farkında mısın?! İMDAT KADIN KAÇIRIYORLAR!" Diye bağırdım. İnsanlar şaşkınlıkla bize bakarken hiç kimse yardım etmiyordu. Hızlıca beni kendi arabasına bindirdiğinde kapıyı kapattı.

Onu dövmek istiyordum!

Arabaya bindiğinde gaza yüklendi. "Senin bu yaptığına adam kaçırmak denir?! Kim olduğumu biliyordun değil mi sen?!" Diye bağırmaya devam ettim. Sesimden rahatsız olmuş gibi yüzünü buruşturdu. Gibi değil direkt rahatsız oldu.

"Ne ses varmış sende. Kes ve beni dinle-"

"Dinlemiyorum! Evlenmiyorum! İndir beni çabuk!" Dedim tıslayarak.

"Evlenmek zorundasın! Benimle evleneceksin ve benim şirkette başa geçmemi sağlayacaksın!" Dedi benim gibi bağırarak. Duraksadım. Bu adam benimle şirketin başına geçmek için mi evleniyordu? Şaka gibiydi.

"Gidip sevdiğin kadın ile evlensene o zaman be manyak!" Dedim. Dün mesajlaşırken sevgilisi olduğunu söylemişti.

"Sağol ya. Ben nasıl akıl edemedim bunu." Dedi benimle dalga geçerek. Sabır diledim. "Neden onunla evlenmediğimi sana anlatacak değilim. Bu iş sadece benim işime yaramayacak. Aynı zamanda parasızlıktan kurtulucaksınız." 

Haklıydı. Ben bu adını bile bilmediğim adam ile evlenirsem hayatımız kurtulucaktı.

"Senin şirketin başına geçip geçmemen beni alakadar etmiyor!" Diye dişlerimin arasından dedim.

"Ne kadar bencil bir kızsın sen? Senin bu şımarıklığın yüzünden baban iflas edecek. Sen hâlâ evlenmem diyorsun. Bende çok meraklı değilim seninle evlenmeye!" Dedi sinirle. Sinirden kıpkırmızı olmuştum. Sürekli böyle imalar yapıyordu ve bu benim canımı sıkmaya başlıyordu.

"Bana baksana sen! Sen benimle böyle konuşmaya nasıl cüret ediyorsun? Canımı sıkma yoksa canını sıkarım." Dedim. Elleri direksiyondayken gür bir kahkaha attı.

"İngiltere'nin prensesi ile mi görüşüyorum ne bu ego böyle?" Dedi hala gülerek.

"I-ıh ingiltere prensesi değilim ama karşımda ki adamın şirketin başına geçmesi için bana yalvardığı Defne Karaman'ım." Dedim ciddi bir şekilde. Söylediğim lafla yüzünde ki gülüş solarken arabayı sağa çekti ve durdurdu.

REVA Where stories live. Discover now