TiO /Ziam Mayne

4

(Liam'ın ağzından)

Zayn'i tam tamına 26 kere aramıştım ama asla açmıyordu. (Kutsal 26) Ve bu beni endişelendirmeye başlamıştı. Hızlıca hazırlanıp arabaya bindim ve Zayn'nin evine sürdüm.

Yarım saat sonra eve gelmiştim. Hemen arabadan indim ve koşarak kapıya ilerledim. Kapıyı yumruklamaya başladım. Evin hizmetçisi hışımla kapıyı açtı.

"Ne oluyor burad- ooww pardon Bay Payne ben siz olduğunuzu bilmiyordum özür dil-"

"Şuan özür dilemenin sırası değil Zayn nerede?"

"Odasında Bay Payne hiç çıkmadı"

Liam kadını hafifçe çekip evin içine girdi.

"Odası nerede?"

"Ü-üst kata çıkın koridorun sağ tarafında 2. kapı"

Odayı öğrendiğim gibi koşarak merdivenlere çıktım. Kapıyı bulduğumda kulağımı kapıya yasladım.

İçerden erkek çığlığı ve inlemeleri geliyordu. Bir anda Zayn'nin yüksek inlemesini duyduğumda gibi kapıyı sertçe çaldım.

"ZAYN NOLDU BİR ŞEY Mİ OLDU"

"Mhh L-liam senin burada n-ne işin varhhh"

"TELEFONLARIMA CEVAP VERMEDİN BENDE MERAK ETTİM HEM SEN NEDEN İNLİYOSUN. GİRİYORUM İÇERİ"

"Ahh s-sakın girme lütfen"

İçerden Zayn'nin çığlığını duyduğumda dayanamadım ve sertçe kolu indirip içeri girdim.

Girdiğimde gördüklerim karşısında ağzım açık kalmıştı. Zayn'nin kucağında bilgisayar vardı. Eli çarşafın içinde kafası geride kan ter için gözleri kapalı ve nefesini hızlı alıp veriyordu. Ne yaptığını anladığımda hızlıca odadan çıktım.

"Ç-ÇALIŞMA ODASINDAYIM"

Hala gördüğüm şeyden ötürü kendime gelemesem de odaya girdim ve masanın üstüne oturdum. Masada Zayn'nin yazdığı şarkı sözleri vardı.

Always lookin' out behind my fences.  Always felt isolated, oh-oh-oh I don't know why I was so defensive I'll find a way to let you in.

I will die if I don't try, damned if I ask why. This is somethin' real, this is somethin' right. Never been in love, never felt it all until now

Bu sözler çok anlamlıydı.

Tam devamını okucak iken Zayn içeri girdi. Asla bana bakmıyordu. Kafası aşağıda bir şekilde sandalyesini çekti ve oturdu.

"Neden aramıştın beni"

Ayağı kalktım ve yavaş adımlarla odada dolanmaya başladım.

"Hmm düşüneyim. İlk başta herkes senden açıklama bekliyor Gigi'yi her yerden takipten çıkardın ya o da aynı şekilde. Hem seni sorucaktım nasılsın?"

Zayn'nin sandalyesinin arkasından yaklaştım ve ellerimi omuzlarına koydum. Ve onları biraz sıkmaya başladım.

"İyi misin? Senin menajerin olarak merak ettim"

"L-liam beni yakaladığın durumdan sonra nasıl hala bu kadar sakin ve hiçbir şey olmamış şekilde davranabiliyorsun"

Hafif bir kıkırtı bıraktım ve kulağına yaklaştım. Bazı şeyleri açıklama zamanı gelmişti.

"Çünküüü senin yaptığın şeylerin aynısını bende yapıyorum"

Zayn ani şokla bana döndü.(Derseniz neden şaşırdı bu kadar Zayn gay pornosu izleyerek yaptı ve Liam onun gay pornosu izlediğini anladı) Burunlarımız birbirine değiyordu. Nefes alış verişlerini dudağımda hissediyordum. Kırmızı ince dudaklarına bakmaya başladım. Onları tatmamak için kendimi zor tutuyordum. Zayn yavaşça bana yaklaşmaya başladı dudakları dudaklarıma sadece birbirine sürtüyordu.

Bir anda kapı çaldı.

"Bay Malik girebilir miyim? Kahvenizi getirdim Bay Payne'de"

Zayn fısıldayarak küfür etti. Geri çekildi kendini toparlayıp ayağı kalktı, kapıya gitti hızlıca açtı, hizmetçinin elindeki kahveleri aldı ve sertçe kapıyı kapattı.

Benim kahvemi masaya koydu kendi kahvesinde bir yudum aldı ve onu da masaya bıraktı. Dudaklarını yavaşça yaladığında bu benim için artık son noktaydı.

Omuzlarında tutup duvara yapıştırdım ve dudaklarını sertçe öpmeye başladım. Zayn'de ilk başta şaşırsa da bana uymaya başlamıştı. Belinden tutup kendime bastırmaya başladım. İkimizde sertleşmiştik.

Zayn'nin ağzından o kutsal inlemesini duyunca dudaklarımız ayırıp boynunu öpmeye ara da sırada da ısırmaya başladım. Zayn inlemeleri biraz daha fazlalaşmaya başlamıştı ve bu beni daha da azdırıyordu.

Zayn beni yavaş yavaş geri yürütmeye başladı. Ayaklarım koltuğa değdiğinde kendimi bıraktım koltuğa.

O ise üstündeki tişörtü çıkarıp kenara fırlattı. Yavaş yavaş yürüyüp kucağıma oturdu.

Tekrar öpüşmeye başlamıştık. Zayn kendini bana sürtmeye başlamıştı. Bende artık inlemelerimi tutamıyordum. Dudaklarımı ayırıp sertleşmiş tomurcuklarıyla ilgilenmeye başlamıştım.

Aniden çalan telefonumla irkilmiştik. Seslice küfür edip sıkıntıyla nefes verdim. Zayn üstümden kalkıp masadan telefonumu getirdi. Koltuğa benim yanıma attı kendini ve yanağıma bir öpücük verdi.

Arayan siktiğimin Louis'di.

"Ne oldu Louis?"

"Cannnııımm ne yapıyorsun?"

"Ananın am- hiçbir şey yapmıyorum Zayn ile birlikteyim"

"Abboo galiba sıçtım"

"Kesinlikle sıçtın"

"Özür dilerim ama yanıma gelmelisin"

"NEDEN YA?"

"Çünkü seni özledim"

"SENİN AĞZINA SIÇARIM LOUİS BENİ ÇILDIRTMA"

"Off tamam Harry ile biraz tartıştık ve çok kötüyüm. Onun kalbini kırdım Liam"

"Tamam tamam kapa oooffff geliyorum"

"Ya ben seni yerim benim yanıma mı geliyorsun?"

"Kapa çeneni"

"Tamam sustum bekliyorum seniii"

Telefonu koltuğa sertçe bırakıp Zayn'e baktım. Her şeye rağmen bana gülümseyerek bakıyordu. Eğilip küçük bir öpücük bıraktım dudağına.

"Özür dilerim gitmeliyim"

"Biliyorum önemli değil hadi git sen bende devam edicem yazmaya"

"Aaaa ben onu okumayı bitiremedim okuyacağım ama"

"Tamam bebeğim söz"

AZ.ÖNCE.BANA.BEBEĞİM Mİ.DEDİ.

Kocam gülümseyerek dudaklarına ardı ardına öpücükler bırakmaya başladım. Zayn'de kahkah atarak beni öpmeye çalışıyordu.

"Hadiii Liam Louis'i bekletme sonra öpersin beni"

"Tamaaaam ama senden ayrılamıyoruuum"

"Hadii Liam"

Son kez bir öpücük bıraktım. Ve ayağı kalktım. Zayn'nin tişörtünü verdim. Zayn  tişörtünü giyip ayağı kalktı beraber aşağı kapının önüne geldi.

Belinde çekip sıkıca sarıldım. Burnumu boynuna gömdüm. Her zaman mükemmel kokuyordu. O da benim boynuma gömülmüştü. Ayrıldığımda küçük öpücük verip evden ayrıldım.