9

242 23 8
                                    

¤Beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim.¤ -Franz Kafka

[Bölüm 9: Beklenmedik]

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

[Bölüm 9: Beklenmedik]

Çaresiz bir su perisi gibi oradan oraya yüzüyordum saatlerdir. Çaresizdim çünkü ben bile çözemezdim problemlerimi. Diğerleri de bana inanmıyordu zaten.

Vücudumu sahiplenen ılık suya daha fazla katlanamayacağımı hissettiğimde havuzun soğuk fayanslarına tutunup, kendimi yukarı çektim. 

Suyun içinde faydasızca salınan bacaklarımı izlerken gözlerim, aklım bambaşka yelerdeydi. Mesela o pembe çizgili evin, muhtemelen, en küçük odasında saklanmış defterde ve o notları tutan aptal çocuktaydı. Mesela o çocuğu her düşündüğümde zihnimde şekillenen prensteydi.

Ve ,inkar edemem, bunun sorumlusu bendim. Jungkook'a spor salonunda dediğim onca acımasız laf, ruha susamış hayaletler gibi avlıyordu beni geceleri. Cılız bedeni ve tombul suratıyla rüyalarıma kadar girmişti. Sabahları onun uyuşuk varlığını görene kadar kendime gelemiyordum, ölmeyeceğine inanmak istiyordum.

Adı, gün geçtikçe daha çok kazınıyordu ruhuma. Çıkmıyordu aklımdan. Gitmiyordu, terk etmiyordu bir türlü.

"Ne yapmalıyım? Onu nasıl geri kazanmalıyım? Ah, delireceğim şimdi!" diye sudan çıkmış balıklar gibi çırpınmak da faydasızdı. Gerçekten yardım etmek istiyordum fakat görünen o ki, biz pek uyum sağlayamamıştık.

Kafamda yaramaz bir çocuk gibi koşturan Jungkook'la tribünlere ilerledim. Sessize aldığım telefonum şaşırtıcı bir biçimde cevapsız aramalarla doluydu ve hepsi annemdendi.

"Efendim anne?"

Ufak birkaç soluklanma duydum, sanki rahatlamıştı. "Neredesin saatlerdir? Okul saatlerin de değişmemiş." dedi annem titreyen sesiyle.

"Ben," Kendimi konuşacak gibi hissetmiyordum. Dürüst olsam "Zaten her gün geç dönüyorum ama evde değilsiniz. Nereden bileceksiniz?" derdim.

Utanmayacak mısın saygısızlık etmeye? 

Hattın ucundaki annem gibi nefes verip "Üzgünüm, yüzüyordum." diyebildim yalnızca. Beni arayıp soran ebeveynlerim olduğu için minnettar olmam gerekirdi.

"Sorun yok, güzelim." diye naifçe konuştu annem. "Bugün özel bir gün. Sinir edici azarlarla moralini bozmayacağım." Annem gülerken ben de eşlik etmiştim istemsizce.

Oh, bir dakika! Özel bir gün mü demişti annem? "Ne var ki bugün?"

"Sürpriz bir haberimiz var!" dedi. Sesi en son Jarvis'i getirdiklerinde böyle duyuluyordu. "Kutlama yapacağız, gelirken içecek bir şeyler alabilir misin?"

it's time to go | JJKWhere stories live. Discover now