¤Beni sadece böyle sevemez misin?¤ -Hollie Holden
[Bölüm 36: Çöpçatan]
Moon Hyobin'den
"Evlendiğine inanamıyorum." dedi bariz ilgisizliğiyle.
"Daha evlenmedim zaten." dedim usanmışlıkla.
Yine bir sessizlik oldu odada. Yoora ile sohbetlerimiz asla ama asla ilerlemiyordu. "Yeni kocan nerede?"
"Ne yapacaksın? Daha adını bile bilmiyorsun?" diye söylendi Mirae'yi kucağına alırken.
Kollarımı göğsümde birleştirdim. Ona aldığım oyuncak ayıyla oynayan Mirae'ye bakıp "Yeğenimin babasıyla tanışmaya hakkım yok mu?" diye sordum. Sözlerimdeki siteme karşılık yüzümde bir tebessüm vardı. Bakışlarım dünyalar tatlısı Mirae'ye odaklıydı çünkü.
Tıpkı annesine benziyordu, inkar edemezdim fakat gözlerinin karalığı bana abimi hatırlatıyordu. Onun kadar hayırsız birini anımsamak pek keyif veren bir şey değildi doğrusu. Ancak o zeytin gözler bizim ailedeki herkeste vardı. Dolaylı yoldan Mirae, bana benziyordu.
Ayrıca beni çok seviyordu.
Kollarımı öne uzatınca ben "Halaya gitmek ister misin?" diye mırıldanıp küçük Mirae'yi kucağıma koydu Yoora.
"Her gün daha da ağırlaşıyorsun." dedim sanki onu taşımak güçmüş gibi davranırken. Hiç oralı olmadan gözlerime baktı yeğenim. Sonra dudaklarını büküp güçlü bir hıh sesi koyuverdi.
Yoora'ya baktım ne oluyor, dercesine. Omuz silkti. Birkaç işini halledeceğini söyleyip ayaklandı. Acizce arkasından bakakaldım.
"Sorun ne Mirae?"
Kirpiklerinin altından bana baktı imalı imalı. "Jimin ile ben evlenecektim." dedi sessizce. Ağlayacak gibi bakıyordu.
Kahkaha attım istemeden. Bu sefer daha da sulandı gözleri. "Onunla ben evlenecektim!" diye yırtınmaya başladı.
Minik gövdesinden tutup yere koymadan önce onu "Kan çekiyor, tabii." diye söylendim. Malum, annesi zamanında az çektirmemişti bize.
"Ağlattın çocuğu, kaçıyorsun yine." dedi beni uğurlarken. Yüzünde tatsız bir ifade vardı. Yıllar geçse de asla kanım ısınmayacaktı bu muşmula ifadeye. Ondan emindim işte.
Caddeye indiğimde çalan telefonum gündemin habercisi olmuştu. İki dakika medyadan uzak durmaya gelmiyordu. Chaerin geleli kaç gün olmuştu ki daha? Hemen bulmuştu bela yine Kirazcığımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
it's time to go | JJK
Fanfiction"Herkesin Yakışıklı Prens'i vardır!" diye söylendi bir kez daha. Kollarımı göğsümde birleştirdim. "Benim prenslere ihtiyacım yok." Gözlerinde karanlık parıltılar dolaşıyordu, vazgeçmeyecekti. Bir çırpıda ranzanın üstündeki yatağından indi ve benimki...