we are perfect children - [xvi.]

112 24 27
                                    

Gonca:
Yine kaç gündür bozuk çalıyorsun

Gonca:
Sebebini öğrenebilir miyim?

Mete:
Yok bir şey gonca

Gonca:
İsmimi küçük harfle yazıp yok bir şey demen...

Gonca:
Yemedim bunu Mete

Gonca:
Ne oldu

Mete:
Hakan gelecek sene mezun oluyor, biliyorsun

Gonca:
Hakan abin

Mete:
Evet, her neyse

Mete:
Elif'i uzun zamandır seviyordu da biliyorsun

Gonca:
Elif dışında herkes biliyor bunu

Mete:
Elif senin şu kedi çaldığın evdeki ayıyı seviyormuş

Gonca:
NE?

Mete:
Evet.

Gonca:
Nasıl ya

Gonca:
O çocuğun ne kadar pislik olduğunu bilmiyor mu bu gerizekalı?

Mete:
Hakan Elif'le evlenmek istiyordu gonca

Mete:
İşi de hazırdı

Mete:
Elif'i biliyorsun okumadı, okumak istemedi

Mete:
Düzgün bir işi de olmadı kızın, evdeydi hep

Mete:
Hakan'ın da işi hazır.

Mete:
Dün Elif'e gitti açıldı işte Hakan

Mete:
Elif buna şey demiş, siz Mete, Gonca, sen hala çocuk gibisiniz

Mete:
Gonca gelmiş yirmi birine hala kedi çalıyormuş, Mete yine aynı yaşta gidip cami minaresinden kendisi için sala versin diye hocayı darlıyormuş... Hakan da bunlara alet oluyormuş... Yani biz çocukmuşuz daha, büyümemişiz.

Mete:
Ama neymiş de Ferhat (o angutun ismi) iyi çocukmuş, olgunmuş falan

Mete:
Elif bu çocuğu Hakan'a övmekle yetinmemiş hem bizi hem de Hakan'ı aşağılamış

Mete:
Hakan Hatay'a gitmeye karar verdi, babannem orada biliyorsun.

Mete:
Çok kırılmış, biraz uzak duracakmış Elif'ten

Mete:
Bize de şey dedi, "Aklınız varsa o kıza kızmak yerine onu o anguttan uzak tutarsınız. Benim artık gücüm kalmadı ben gidiyorum."

Mete:
Ne yapacağız Gonca?
(Okundu)

Mete:
Gonca

Mete:
Goncaaaa

Mete:
Düşündüğüm şeyi yapmaya gitmiyorsun değil mi Goncaaaa

Mete:
Elif'i döversen dayın seni duman eder Goncaaaaaa



vesaire || textingWhere stories live. Discover now