Yoksa Senin Yiboşun Mu?

402 43 25
                                    

Her insanın zayıf düştüğü bir an mutlaka vardır. Güçsüz kaldığı, nefes alamadığı, yaşamaktan nefret ettiği bir an. İnsan olduğumuz sürece bu olayları yaşamamız kaçınılmazdır. Aynı HaoXuan gibi.

Öldürülecek listesindeki ilk adamın fotoğrafına uzun uzun bakıp sigarasını içmeye başladı. Etrafı kaplayan zehir gibi dumanlar onun içindeki hırsı ve öfkeyi gün yüzüne çıkarmaya çalışıyordu. Alınan her nefes intikam yemeğinden alınan bir lokma gibiydi.

Çatılan kaşı ile yanındaki adama bakıp konuşmaya başladı. " Jiyang sence bu adamı neden öldürmek istiyorum."  sadık adamıydı Jiyang. Tam bir sağ kolu olmasa da ona güvenebileceğini biliyordu.

Gözlerini, hırs ateşinin koyu renginde yıkanmış adama çevirdi Jiyang.
" Masum çünkü. Ondan öldürüyorsun." sert bir şekilde cevabını vermişti. Sustu HaoXuan. Ne diyebilirdi ki kendisini canavar gören bu adama? Ya da söylese gerçekleri inanır mıydı herkes tarafından yalancı ilan edilmiş bu adama?

Her susuşum bir kötülüğü götürecek bu dünyadan. Ama siz insanlar hiçbir zaman bilemeyeceksiniz beni. Sadece arkamdan seri katil diyeceksiniz ama bir gün sizinde evlatlarınızı kurtardığımı, o evlatlarıda ailesine bağışladığımı elbet anlarsınız.

Elindeki dosyayı HaoXuan'ın önüne atarak koltuğa yerleşip konuşmaya başladı Ajan.
"Savcı Xiao Zhan. Onun ipini nasıl çekeceksin?"
Elindeki sigarasının küllerini önündeki küçük tablaya döküp ona soru soran adamına daha doğrusu adamı sandığı kişiye döndü.  "Onun ipini birkaç ay sonra çekeceğim. Şimdilik dursun o."
Jiyang yerinde huzursuzca kıpırdanıp ikinci sorusunu sormak için HaoXuan'ın da koltuğuna oturmasını bekledi. " Peki bu Xiao Zhan ile derdin ne senin? Sana ne yaptı?" Gelen sorulara pek şaşırmış görünmüyordu HaoXuan. Kömür karası saçlarını uzun parmakları ile geriye atarak ateş çıkan dudaklarını aralamaya başladı. " Ne yapmışsa yapmış işte Jiyang. Sadece olması gereken onu öldürmek. "

O da tam bilmiyordu aslında neden Xiao ailesini öldürmek istediğini. Kurban etmek için mi kurban seçmişti. Ya da birine çatmak istediği için mi? Nedeni dipsiz kuyunun en ücra köşesindeki karanlık duvarda yazıyordu. O duvarı da sadece HaoXuan okuyabiliyordu. Sonuçta Xiao Zhan vardı orda.

Geçiştirilmesine sinirlenmişti Jiyang. Bir hızla koltuğundan kalkıp HaoXuan'ın karşına geçti. Karanlığın ağarttığı gözlerini buluşturup yakınlaştı.
"Sen neden her masumu öldürüyorsun?" çatılan kaşları sinirden titreyen gözleri ile oldukça tehditkâr duruyordu. Fakat tam aksine yakınlaşan yüzler ile gözündeki kararmalar gitmiş HaoXuan, oldukça sakin duruyordu. " Biraz daha masum öldürdüğümü  söyleyip o savcıyı böyle korursan senin özel ajan olduğunu falan düşüneceğim." yamukça bir gülümseme fırlatmıştı yüzüne. Fakat karşıdaki adam bir anlık sinirine yenik düştüğünü geçte olsa fark etmiş yakın duran yüzlerini uzaklaştırarak cevap vermeye hazırlanmıştı. " Sana sadece nedenini sordum. Merakımdan yoksa kimi öldürürsen öldür canım banane." Tek kaşı havaya kalkmış HaoXuan'a boşvermiş gözlerle bakmaya çalıştı.
"Umarım sananedir Jiyang"
HaoXuan'a gülümseyerek odasından hızlıca çıkmıştı.

Gerizekalı kafama tüküreyim. Mafyanın yanında çalışıp adama niye masum öldürüyorsun diye soran beynime sıçayım.
.
.
.

Dosyaların içinde yüzüyordu genç savcı. Ardı arkası kesilmeyen cinayetler hiçbir iz bırakmayan katil. Döngüye girmişti artık. Nefes dahi aldırmıyordu. Üstten sürekli gelen baskıcı emirlerle daha çok strese giriyordu Zhan. Elinde hiçbir kanıt yoktu. Nasıl oluyordu da bir insan böyle kusursuz cinayet işliyordu.

Elindeki kalemi ve dosyaları bir kenara iterek gözündeki gözlüğünü çıkardı. Bıkmıştı. Tam 2 aydır bu cinayetleri çözemediği için bıkmıştı. Çin'in en iyi dedektifleri ve ajanları ile çalışıyordu fakat adam akıllı hiçbir sonuç alamıyordu. Sadece bir ismi biliyordu. Fakat o isim de açık vermiyordu. Peşine taktığı özel ajanını aradı Savcı. Fakat aramaları cevapsız kalmıştı. Artık HaoXuan'ın bir yanlışını bulup suç üstü yapmaları gerekiyordu fakat Jiyang oldukça yavaştı ya da HaoXuan çok fazla zekiydi.
Düşüncelerinin çıkmaz döngüsünde yuvarlanırken mesai saatinin bittiğini fark etti. İçine ferahlama gelmişti. Bu ağır yükü bir kenara bırakıp oğlu ile vakit geçirmek istiyordu. Masanın üzerindeki dosyaları hızlıca çantasına yerleştirip odasından çıktı fakat arabasına gitmeden önce eşinin yanına uğramayı da ihmal etmedi. Adımlarını sağ koridardaki Shun'un odasına çevirdi. Fakat her adım atışının ardından yükselen ses tüm koridoru dolduruyordu. Yürüyüşünü hızlandırıp odaya doğru koşar adımlarla gitti. Kapıya vurup gel komutunu beklemeden içeri dalmıştı ama gördüğü manzara onu biraz korkutmuştu. Birbirlerine girmekte olan Bowen ve Shun Zhan'ın girmesi ile ettikleri hararetli kavgayı kesmişlerdi.

Ölüm Çiçeği ~~ Yizhan 🍷🌙 (✅ Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin