Merhabalar herkeseee <3 <3 <3
Bu sefer önemli yazıları bölüm sonuna yazdım :)) Spoiler filan olur belki diye :)
Yıldızlarınız yorumlarınız için teşekkür ederim, bu bölüm için de basmadan geçmeyen yıldızcığa :)
Bana facebook ve twitterdan ayrıca www.ranademiriz.com.tr adresinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz
Görüşmek üzere, keyifli okumalar <3 <3
BÖLÜM 24
Gece, yatağın çökmesi ile gözlerimi hafifçe aralayarak uykumdan uyandım. Sanırım Alejandro gelmişti. Akşam olanları hatırlayınca uykulu zihnim açıldı. Yüzleşip konuşmamız için doğru zaman değildi. Ayrıca gecenin çok geç bir saati olmalıydı. Uyumasına izin verdim. Hiçbir şey belli etmeden ben de uyuyormuş gibi yaptım. Fakat ellerini omuzlarımda hissetmemle irkildim. Kibar bir şekilde beni sarsarken bir yandan da adımı fısıldıyordu. Bir şeyler yanlıştı. Yüzümü bu ısrarlı kişiye doğru dönünce, bir anlık şokun sessizliğini yaşadım. Karanlıkta yüzünü tam seçemesem de kıvırcık saçlarından tanıdım.
Rio.
Bunu anlamamla birlikte çığlık atmaya başlamam bir oldu. Var gücümle ciğerlerimdeki tüm havayı ses tellerime yollayarak bir uyarı yaratmaya çalıştım evin içinde. Rio hemen eliyle ağzımı kapattı. Bir süre daha debelendikten sonra sustum. Elini ağzımdan çekti. Yeniden bağırmadım.
“Ne işin var burada?” diye fısıldadım.
Karanlıkta kibirle sırıttı.
“Seni kurtarmaya geldim. “
Esas az önceki çığlığım üzerine niye hiçbir adamımız gelmemişti beni kurtarmaya?
“Ne kurtarması? Burada olduğunu öğrenirse seni öldürür. Savaşa kadar
beklemez. “
Kimden bahsettiğimi anlamıştı.
“Hiçbir şey yapamaz. Adamlarım onu etkisiz hale getirdi.”
Yaşadığım şok,üzüntü, keder,merak… duygularımın hiçbirine engel olamadım.
“Onu öldürdün mü?” diye fısıldadım korku dolu bir sesle. Duraksadı. Tepkime
şaşırmış olmalıydı.
“Savaşa kadar bekleyeceğim .”
“Sen de mi kılıç kullanıyorsun? “
“Evet, elbette.”
“Ama ben sıradan kılıçlarla sizin öleceğinizi hiç sanmıyorum.”
“Evet. Zaten yıllar önce ikimize de bir kılıç verildi. Bu kılıç her ikimizi de
öldürebiliyor. Merak etme kılıcım yanımda. Ama adamlarımdan birine verdim. Onu etkisiz hale getirmek için kullandı.”
Son söylediklerinden çok ürktüm. Yaralamış olmalılardı. Eğer o kılıcı kullandıysa, kolay iyileşmeyecek yaralardı. Canı çok yanıyor mudur diye düşündüm içimden. Fakat onu bu gece öldürmeyecek olması rahatlatıcıydı.
“Hadi gidelim,” dedi. Bir şey söylememe fırsat kalmadan beni ayağa kaldırdı.
Siyah sabahlığımı uzattı. Minnettarca elinden aldım. En azından bunu reddedemezdim. Kuşağını sıkıca bağladım. Sonuçta geceliğimin önü biraz dekolteydi ve bu anda bile bir yerlerimi örtmek iyi bir fikir gibi geldi. Kendimi daha güvendeymiş gibi hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGEDEKİ IŞIKLAR
Teen Fiction"...Aynadaki yansımamla göz göze geldim ve kendi duruşuma hayran kaldım. Üzerimdeki bu deri kıyafet ve elmaslarla süslü bu kılıçla yalnızca filmlerde gördüğüm bu duruşu yapabilmek, kendime güvenimi yerine getirmişti. Peki nasıl bu kadar iyi yapabilm...