BÖLÜM 6

6.2K 301 28
                                    

Merhabaaalarr canlarım :))

olayları soğutmadan 6. bölüm sizlerle :) yıldızları unutmayın, okunma sayımızı arttıralım, Mia'nın hikayesini daha fazla kişiye ulaştıralım. desteklerinizi, yardımlarınızı bekliyorum :))

BÖLÜM 6

Gözlerimi açtım. Ve şaşırdım. Gerçekten şaşırdım. Gelen Alejandro değildi. Sürpriz! Sürpriz! Gelen Rio’ydu. Ve yine sürpriz!

İçimi bir kalp atışı boyunca bir sevinç ardından gelen bin kalp atışı boyunca da bir panik duygusu kapladı ki bu panik duygusu gidecek gibi değildi. Ağzım açık kalmıştı. Bütün duygularım allak bullak olmuş ne hissedeceğimi şaşırmıştım. Hissetmeye çalıştım ama hissedemedim. İyi veya kötü, karanlık veya aydınlık, kirli veya temiz; hiçbir şey yoktu. Gördüğüm sadece… Yakışıklı ----ve bana gülümseyen ----bir surat ve oldukça atletik bir vücuttu. Korkmalı mıydım, sevinmeli miydim, O gelmediği için şükretmeli miydim yoksa Rio’nun gelmiş olması bir felaketin habercisi miydi? Kendimi toparlamaya çalıştım ama başaramadım. Bir sonraki hareketime karar veremiyordum. Normalde insanlara karşı nasıl davranacağıma içgüdülerime ve yeteneğime güvenerek karar verirdim. Karşımda duran benim için tamamıyla bir boşluk, bir bilinmezlik belki de sonu belli olmayan ama atlanmayı bekleyen bir uçurumdu.

Sabırla sırıtmaya devam ediyordu. “Beni içeri almayacak mısın Mia?”

İnanamadım. Sanki kırk yıllık arkadaştık da bana gelip ‘dostum neden benimle konuşmuyorsun?’ demişti. O kadar rahattı ki! İçeri alınacağından da oldukça emindi. Kız kardeşlerimin ardıma sıralandığını ve bir sonraki hamlenin tercihini bana bıraktığını oluşan sessizlikten anladım. Bu demektir ki, bundan sonraki hareketlerimin sorumluluğu bana aitti. Rio, içeri adım attıktan sonra evimizi yaksa bunun sorumlusu yine ben olacaktım. Düşündüm; kötü planlar içinde olan biri herhalde girerken izin istemezdi değil mi? Onun ne olduğunu hissedememe rağmen sırıtışındaki şirinliğinden kaynaklı olacak ki onu içeri davet etmeye karar verdim.

Şokun etkisi ve hala yaşamakta olduğum panik duygusundan dolayı onunla konuşamadım, sadece yolundan çekilip kibar bir el hareketi ile salonu gösterdim. Tekrar sırıttı. İçeri girerken hâlâ bana bakıyordu. Bir şekilde onun arkasında olmak istemedim ve önüne geçtim; diğerlerinin yanına.  Eğer bir şey olursa onları savunmak için.

Bir tıslama ile birlikte kendimi bir anda Rio’nun arkasında kız kardeşlerime, Carmen’e, Rosa’ya ve ne gariptir ki en önde durup karşılık veren Julia’ya baktım. İşte o zaman jetonum düştü. Julia ile Rio birbirlerine sanki biri diğerinin avını çalmış iki yırtıcı hayvan gibi tıslıyorlardı ve ben yanlış taraftaydım. Benim, kız kardeşlerimin yanında olmam gerekirken ne olduğunu bile bilmediğim bu adamın arkasında duruyordum. Aslında teknik olarak buraya geçmeyi ben istememiştim; Rio beni tek hamlede çekmişti.

“Senin burada ne işin var?” dedi Julia. Neredeyse kendini kardeşlerime siper etmişti. Az önceki çıtı pıtı kızdan eser yoktu. Gözlerinde çakan şimşekleri görür gibi oldum. Sanki bir adım sonrasında köpek dişleri uzayacak, ağzından salyalar saçarak Rio’nun boynunu kopartacaktı.

“Esas senin burada ne işin var Julia?”

 “Ben bir Zathef’im unuttun mu Rio? Sen ise hala bir … bir Azurit’sin. Ve bir de…” 

GÖLGEDEKİ IŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin