33• 'İç Çamaşırlarıyla Ödeme Yapma'

20.3K 1.8K 3K
                                    

SINIR: 650 VOTE 2000 YORUM

🎵Natasha Blume- Journey Karakterleri yansıttığını düşündüğünüz yere en azından bir emoji bırakırsanız sevineceğimi biliyorsunuz ♥

[Ama sana söyleyeyim, uçmaya hazırım.

Sağanaklardan, kum fırtınalarından kurtuldum.

Ben savaştım, şimdi eve gitme zamanı.

Uçmaya hazırım.]

Medya: Noel Severi şksfejfeskljesflkj

Keyifli okumalar dilerim!

Yeni keşfettiğim bu dünyanın yeterince saçma olduğunu düşünmüştüm.

Meğer yeterince saçma değilmiş.

Yani, bu saçmalıklara onlarca örnek sayabilirdim. Götünden orta parmak çeken iblis, ağzında sigara olan bir iblis, onu tanıyalı beri seks yapmamış bir şehvet tanrısı, beni yemeye çalışmış bir diğer iblis, iblise dönüşürken en güzel estetik operasyonları geçirmiş gibi duran Leon falan filan... Yani gerçekten çok fazla örnek vardı. Biri sarhoş kafayla önüne bir defteri çekmiş ve aklına gelen tüm saçmalıkları bu dünyanın içine doldurmaya başlamış gibiydi.

Peki ya en saçması ne miydi?

Kesinlikle buydu.

Gözlerimi kırpıştırıp poşete baktım. Siyah, dantelli seksi sutyenimi saydam poşette görmem içindekilerin gerçekten benim olduğunu anlamam için yeterliydi. 

Hızla poşete atıldığımda Rast poşeti havaya kaldırdı ve Severi'ye attı. Severi can kurtaran simidi gibi poşete sarılırken birkaç adım geriledi. Yüzünde bir endişe okunuyordu.

"Ne demek tüm iç çamaşırlarımı feda etmek zorundayız?" diye bağırdım. "Onlar benim! Kimse-" Rast'a dik dik baktım. "-bana böyle bir şey hakkında bilgi vermemişti! Verin şunu bana." Severi'ye atıldığımda poşeti arkaya doğru fırlattı. Bisikleti onunla temas etmeye devam ederken kayarak poşeti yakaladı. Sonra da kahkaha atıyormuş gibi tekerleklerini ileri geri hareket ettirdi. 

Benimle dalga geçtiğine yemin edebilirdim.

Bakın, gördünüz mü? Bisikletin poşet yakalaması bile bu saçma dünyada sorun değildi.

İç çamaşırlarıma iki lanetli tanrı tarafından el koyulması dışında her şey normal sayılabilirdi.

Rast'a sakince döndüm. Ardından, "Bana sormadan ne yaptığını sanıyorsun!" diye bağırdım. Sesim geyiklerle dolu uzun koridorda yankılandı.

"Anniş!" diye seslendi Fenik. "N'oluyo'?

Severi'nin resmen salyası akacaktı. "İblis sesi."

Onu göğsünden ittirdim, "O daha çocuk!" dedim atabildiğim en tehditkar bakışı ona atarken. "Aklından bile geçirme. Üstelik o bir... Balık." Boğazını temizledim ev oturma odasının açık kapısına baktım. "Fenik, kulaklarını kapa. Üvey annen kötü konuşmalar yapacak."

"Onu sahiplendin mi?" dedi Severi parlak bir gülümsemeyle bana bakarken.

Nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle kafasına geçirdim. Rast gülmemeye çalışır gibi dudaklarını birbirine bastırdı. "Aklından bile geçirme," dedim tekrar, her kelimeye vurgu yaparak. "Yoksa sana her gün kargo yollarım ve ayaklarında bisiklet sürerken çıkan tek yara tırnak izi yarası olmaz."

TUTKUNUN TANRISIWhere stories live. Discover now