29 ― ❝ Yarım Kalan Anlar ❞

1.1K 114 49
                                    

Alaz ve Sarp'ın baş başa geçirdiği anları özlediğinizi biliyorum, umarım bu bölüm hoşunuza gider o zaman <3


Alaz ve Sarp'ın baş başa geçirdiği anları özlediğinizi biliyorum, umarım bu bölüm hoşunuza gider o zaman <3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




"Yine mi?" diye bezgince sordu Demir Kandal, ahizenin diğer tarafında kendisini dinleyen Baş Alfa'ya. Masasında otururken önündeki dosyanın sayfalarını yavaşça çeviriyor ve bir yandan da Tolga Durhan'ın kahkahasına, o göremeyecek olsa da, huysuz bir somurtmayla karşılık veriyordu. "Sarp uyanınca söyle o zaman ona, çabuk buraya gelsin."

"Asla dediğin kadar çabuk olmayacağını ikimiz de biliyoruz Demir." Telefonu kulağından çekmeden başını biraz arkaya çevirdi ve hafif aralık kapıdan içerisi görünen odadaki yatakta sarmaş dolaş uyuyan iki gence baktı yumuşak bir bakışla. "Birliktelerken zaman algılarını kaybediyorlar."

Demir, Tolga'nın söylediklerindeki doğruluk payını inkâr edemeyerek ama omega oğlunun eşlendiğini duyduğundan bu yana geçen bir ay içinde bile hâlâ inatla kabul etmek istemediği gerçeğe bir tür baba gururuyla itiraz etmek niyetiyle homurdandı. "Hayır ben anlamıyorum, gündüzler çuvala mı girdi? Niye her gece ya Alaz buraya ya da Sarp sizin oraya gitmek zorunda?"

Durhan Baş Alfası kıkırdadı ve oğlunun yüzündeki huzurlu ifadeye bakarken mırıldandı. "Onlar ruh eşi Demir, en iyi sen anlarsın onları."

İç çekti Demir ve masasının köşesindeki küçük çerçevenin sarmaladığı resme baktı. Leyla'ya ve kucağındaki minik, henüz üç yaşında bir haylaz çocuk olan Sarp'a baktı; gözleri anlık bir hüzünle dalgalansa da suratında hoş bir gülümseme belirdi. "Sadece... On sekiz yılı öylece çöpe atamıyorum Tolga. O kadar senedir karşımda olmana alıştım ve şimdi, yine eskisi gibi yan yanayız ama-" İşaret ve başparmağını burnunun üst kısmına iki yandan bastırarak gözlerini kapattı. "Bilmiyorum, karmaşık işte."

"Eh, bu konuda da seni en iyi ben anlarım." Odanın önünden çekildi ve Sarp'la Alaz'ı görüş açısından ayırdı. "Zor olduğunu biliyorum ama acelesi yok zaten, değil mi? Yavaş yavaş toparlanacağız ve iki sürü de birbirine sataşmayı bırakana kadar elimizden geleni yapacağız."

Demir bu söze gülecek gibi oldu. "Bu dediğine inandın mı gerçekten?" Elini yüzünden çekip masanın üzerindeki dirseğini kaldırdı, sandalyesinin koluna dayadı ve sırtını arkasına yasladı.

Alaz'ın evinden çıkmak niyetiyle dış kapıya doğru yürümeye başlamış olan Baş Alfa, Demir'in sorusuna hak vermeden edemedi. "Pek sayılmaz." Salonun girişinin önünden geçerken gözü açık olan televizyona ve bitiş jeneriğinde durdurulmuş olan filme takıldı. "Yine de umut ediyorum, bilirsin." Adımlarına devam etti ve kapının üzerindeki anahtarı çevirip tahta yapıyı kendine doğru çekti, evin içine dans etmeye başlayan huzmelerin altın parlaklığına karşın gözlerini kıstı ve fazla oyalanmadan evden çıktı.

Hattın karşı tarafından Demir'in kahkahalarını duyduğunda kendisi de aptallığına güldü ve bu rahatlığı, bir zamanlar oldukça yakın bir dost gibi gördüğü kişinin yanındaki varlığını ne kadar özlediğini bir kez daha idrak etti.

mon âme » bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin