[1/6] "Kuşku"

1K 30 3
                                    

Bölüm şarkısı Rauf Faik - Я люблю тебя (Seni seviyorum) lütfen dinleyerek okuyunuz..

Hücresinde oturmuş, göz yaşlarının arasından okuyordu ona verilen kağıdı. Utanıyordu, kağıda bakarken ki gördüğü ellerinden. Emin diki bu saatten sonra pişmanlık duygusu hiç susmayacaktı.

Sevgilim!
Bunu okuduğuna göre ben çoktan öldüm.
Bu mektubu, eğer bana bir şey olursa, yani biraz erken uyursam ve sana söyleyecek çok şeyim kalırsa diye yazıyorum.
Sevgilim, Taehyung'um, sakın merak etme, ben iyiyim. Yani iyi gibi davranmaya çalışıyorum, oysaki durumum kötü biliyorum. Ama sakın üzülme bu senin suçun değildi.. Ben çok eminim ki, yapılacak bir çözüm olsaydı sen yapmak isterdin.. Zaten doktorlara götürüp, bunu kabullenmek istemeyişin her şeyi açıklıyordu.. Sakın üzgün olma, kendini suçlama! Ben çok mutlu olacağım. Son zamanlarda ruhum özgürlüğe ne zaman kavuşacak diye sık sık sorguluyorum, merak ediyorum. Acı çekecek miyim? Canım çok yanacak mı? Aslında sorarsan biraz korkuyorum da, seni çok özleyeceğim de. Sen hayatına bak ve kendini mahvetme! Çünkü bilirsin ki üzülmene kıyamam. Yeni bir hayat kur kendine ama beni de unutma! Seni tanıdığım için dünyanın gerçekten en mutlu ve şanslı insanıyım. Seninleyken bunu asla unutmadım ve kıymetini bilerek yaşamaya çalıştım, her zaman! Son zamanlar da senle aşk yapmak istiyordum, ama senin istemediğini söylemen ve benim zorlanacak olmam buna engel oldu. Son kez istedim; bana hiç kimsenin bakamadığı gibi bakmanı, hiç kimsenin dokunamadığı gibi dokunmanı. Taehyung'um seni bekliyor olacağım, erken gelme! Zamanında gel!

Başka bir evren de seninle tekrar tanışmak uğruna öldüm ben.
Seni seviyorum!

Jeon Jungkook

"Bende seni seviyorum." Demişti kısık sesi ile hıçkırıklarının arasından. Başı eğik bir şekilde akıtmıştı göz yaşlarını. Kapamıştı gözlerini, yine gelmişti aklına o gün. Aslında hiç çıkmıyordu ki, gelsin. Pişmanlık duygusu tüm hücrelerini sarmıştı, titretiyordu tüm vücudunu. Nasıl bu kadar kötü olabilmişti? Bu duruma nasıl gelmişti? Nasıl bu kadar acımasız olabilmişti? Nasıl öyle düşünebilmişti? Ona olan sevgisini ne zaman, nasıl unutmuştu?

Sahi ya nasıl olmuştu bunlar?

**

Bardağın dan büyük bir yudum alarak; karanlık odada, tekli koltuğunda oturmaya devam etmişti. Kapalı gözleriyle, içindeki endişe duygusunu susturmaya çalışıyordu. 

Aradan geçen dört, beş dakikalık süre sonrasından, açılan kapı sesi ile gözlerini aralamıştı. Sessiz adımların yankısının yaklaşmasıyla, içkisinden son bir yudum daha almıştı.

Sevgilisinin ellerinde ki dosyaları masaya bırakıp, yavaşça ışığı açması ile gözleriyle buluşmuştu.  Sevgilisinin ani korkusunun karşısın da, o aksine gayet sakin kalmıştı. Açıklama beklercesine bakmıştı sevgilisinin gözlerine.

"Taehyung sen uyumadın mı?" Demişti sevgilisi.
"Neden bu kadar geciktin?" Demişti sakin olan kalın sesi ile.
"Sana söylemiştim, işim uzun sürecek diye."
"Bu kadar uzun süreceğini söylememiştin." Demişti bu cümlenin ardından sessiz kalmıştı sevgilisi.
"Saat 3 buçuk Jungkook!" Diye bağırmıştı ayağa kalkarken. Jungkook'un sıçramasıyla, elindeki çantası da yere düşmüştü.

"Taehyung!" Demişti kısık ve şaşkınlık içerin sesi ile. Taehyung, kapının yanında duran sevgilisine doğru ilerleyip, yanından sıyrılarak odadan çıkmıştı. Neye uğradığının şaşkınlığıyla irisleri dalmıştı Jungkook'un. Taehyung oturma odasındaki balkona çıkmış, cebindeki sigara kutusundan bir sigara alıp yakmıştı. Derince akciğerlerini doldurup, özgürlüğe geri salmıştı dumanı. Tüm vücudunu sarmış gibiydi içinde ki ateş. Göğsüne çökmüştü büyük bir ağırlık. Beyni durmuştu adeta.

OTHELLO | taekookWhere stories live. Discover now