1.0 • " Jimin'den hoşlanıyorum "

1.5K 100 45
                                    

Sinir,Öfke,Üzüntü,Hüzün,Gerçeği öğrenmenin verdiği mutsuzluk ve mutluluk..duygu karmaşası.

Şu an içinde olduğum bu duruma anca bu ifade en net bir şekilde açıklayabilirdi. Duygu karmaşasının içindeydim,hemde çok büyük bir şekilde.

Şarkım için menajerimle buluştuğum günden sorna,eve geldiğimde kimsenin yüzüne bakmamıştım,bakamamıştım. Çünkü gereksiz bir konudan kavga çıkarmış ve sinirimi çok değer verdiğim arkadaşlarımın üzerinden atmıştım.

Odamdan çıkmıyordum. Sürekli ağlıyordum. Kalbim çok yanıyordu ve bu süre içinde içimi kimseye dökemediğim içinde kalbimde daha büyük bir ağrı vardı.

Yemek yemiyordum. Jimin her öğün kapımın üzerine en sevdiğim yemeklerden koyuyordu,ama almıyordum asla. Tek yaptığım koyduğu kaptaki suyu almak oluyordu. Su'dan başka bir şeyde içmiyordum.

Herkes mutsuzdu. Kimseden ses seda çıkmıyordu. O gün hoseok'un üzerinede çok fazla gitmemden dolayı onunda üzgün olduğunu biliyordum. Herkes harap haldeydi. Her gün gülüşmeler eksik olmayan bu evden artık ses seda çıkmıyordu.

- Bizim Yüzümüzden

+ Bizim Yüzümüzden

Yoongiye karşı sinirliydim. Taehyung'a yaptıklarımı ona da yapmak istiyordum,ama hayır yapmayacaktım. Tekrar bir olay çıksın istemiyordum. Tekrardan arkadaşlarımın gözünde gördüğüm o kırgınlığı görmek istemiyordum.

Kapım tıklatıldı. Öğle saatlerindeydik. Jimin benim için yemek getirmiş olmalıydı.

"J-jungkook.."

Sesi titriyordu. Kaç gündür benimle olan sorununun yoongi'den hoşlandığının benden önce teahyung'a anlatması yüzünden değilde başka bir sebepten dolayı olduğunu anlamış olmalıydı. Ama asıl olayı anlamıyordu. Bilmediği içinde üzerinde kocaman bir yük vardı. Canı yanıyor olmalıydı,ama benimki kadar yanamazdı.

Kapı sonuna kadar açıldı ve yatağımın hemen önünde duruldu. Arkam dönük olduğu için yüzünü görmüyordum. Görmekte istemiyordum. Eğer yüzünü görürsem canım acırdı. Onu bu hâle getirenin ben olduğum için canım çok daha fazla acırdı.

Saçlarımda bir el hissettim. Yawaşça saçlarımı okşuyordu. Minik kedi yawrusunu korkutmamaya çalışan dokunuşlarla aynı derecedeydi bana dokunan eller.

Elini sertçe ittim. Bunu yapınca ağzından bir hıçkırık kaçtı.

" Neden böyle yapıyorsun Jungkook?" ağlamaktan zar zor konuşuyordu.

" Git jimin"

"J-ungkook..böyle yapma lütfen.."

" Sana gitmeni söyledim jimin " Sesim bir duvar kadar sertti. Ve bu onu incittikçe daha da incitiyordu. Beni kaybetmekten korkuyordu. Korkmaması gerekiyordu,çünkü zaten kaybetmişti.

Bir kapı açılma sesi daha duyuldu. Jimin gitmemişti. Odaya biri daha girmişti.

"Odadan çıkar mısın jimin? "

Duyduğum ses kırgınlık içeriyordu. Onu'da kırmıştım. Neden olduğunu bilmediği halde onunla bağımı kesmeme çok fazla kırılmıştı. Ona önceden abim yerine koyarken şimdi aramızda bir gram bağ kalmaması onu çok fazla kırıyor ve incitiyor olmalıydı.

"N-neden?"

Daha fazla onun kırılgan sesini duymak istemiyordum. Sesi artık kulağımı tırmalıyordu. Duymak istemiyordum o sesi. Canımı çok fazla acıtıyordu. Her duyduğumda ölüyormuş gibi hissediyordum. Kırılgan sesinin benim yüzümden böyle olduğunu bilmek..çok daha fazla canımın yanmasına sebep oluyordu.

Fake Love ✝︎ TaekookWhere stories live. Discover now