BÖLÜM 43

337 34 1
                                    

Toplantı biter bitmez odadan çıkmıştım. Onunla birlikte bulunduğum her alanda nefes almayı bırakıyormuşum gibi hissediyordum.

Toplantıdan sonra hafta sonu olduğu için herkes evlerine dağılacaktı. Bu yüzden bir an önce buradan çıkıp gitmek istiyordum. En azından şimdilik bu işkenceden kurtulmuş olurdum.

Odama girerek hızlıca telefonumu şarjdan çıkartarak çantama atmış ve ardından çantamı alarak aynı hızla odamdan çıkmıştım.

Tüm toplantı boyunca asistanıyla birlikte her söylediğimize ters çıkmışlardı. Hayatımda gördüğüm en berbat toplantı olmuştu. Kendisi her toplantıda böyleyse asla işlerini yürütemezdi.

Asansöre binerek telefonumun ekranını açmış ve taksinin numarasını çevirmiştim. Onunla yeniden karşı karşıya gelerek yalnız kalmak istemiyordum. O yüzden bir an önce gitmek istiyordum.

"Alo merhaba Göktuğ şirketinin önüne bir taksi alabilir miyim?"

Asansörün kapısı açıldığında hızlı adımlarla çıkarak çıkışa doğru ilerlemeye başlamıştım. Taksinin geleceğini öğrendiğimde telefonu kapatarak şirketten çıkmış ve karşı kaldırıma geçmiştim.

Onu ilk gördüğüm anda geçmişim gözlerimin önüne gelmişti. Güçsüzlüğüm, hayal kırıklığım, ihanetlerim, yaşadıklarım...

Düşündükçe bile travma geçiriyormuş gibi oluyordum. En başından onun şirketi ile ortaklık kuracağımızı bilseydim hasta numarası yaparak asla denk gelmezdim.

"Nefes?"

Sağımdan gelen sesle olduğum yere çakılmıştım. Ben onunla aynı ortamda bulunmaktan kaçınırken o dibimde bitiyordu.

Bakışlarımı yavaşça ona çevirerek tepkisizce koyu kahve gözlerine bakmıştım.

"Efendim."

Bir kaç adım ilerimde o da aynı şekilde tepkisiz gözlerime bakıyordu.

"Taksi bekleme ben seni bırakırım."

"Teşekkürler ama eve gitmeyeceğim."

"Nefes eve gideceğini biliyorum ve benden kaçtığının da farkındayım."

"Farkındaysan neden geldin?"

"Konuşmak istiyorum."

"Ne konuşacağız?"

"Gel benimle." diyerek bileğimden tuttuğunda kaşlarım şaşkınlıkla kalkmıştı.

"Ne yapıyorsun?"

Cevap vermeden peşinden sürüklerken etrafa bakınıyordum. Eğer bir gören olursa yanlış anlardı ve hemen Emir beye yetiştirirlerdi.

Neyse ki aracı yakın bir yerdeydi ve hemen bindirmişti. Kendi de arabaya bindiğinde bakışlarımı dışarıya çevirmiştim.

Arabası hala aynı kokuyordu. Parfümünü hiç değiştirmemişti aynı şekilde kendisi de hiç değişmemiş görünüyordu.

"Nereye gidiyoruz?"

"Bildiğin bir yer var mı?"

Bakışlarımı hemen ona çevirmiştim.

"Buraları bilmiyorsan ne diye beni arabana bindirdin?"

"Buraya bugün sabah geldim Nefes ve evet ilk defa geldim. O yüzden bana uygun bir yer söyle."

"İlerden sağa dön bir kafe var oraya gidelim." dedim soğuk bir ses tonuyla.

Cevap vermeden dediğimi yapmıştı. Yeterince uykusuzdum ve şimdi ise üç sene önce kaçıp geldiğim bu durumun içerisine yeniden düşmüştüm.

FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin