"Neye değmez? Uğur dinlemeden konuşuyorsun."
"O adam sana!" diyerek bir anda bana döndü.
Alnındaki damarlar sinirsen belirginleşmişti.
"Dilim varmıyor lan!"
"Bak dinlemeden yargısız infaz yapıyorsun."
"Neyi dinleyeyim Nefes! Sana dokunduğunu mu! Onunla...."
Artık sinirlerim tepeme gelmişti. Kaşlarımı çatarak ona doğru ilerledim. Aramızda bir adım kalmıştı ama o yine üç adıma çevirmişti.
"Yaklaşma! Onun dokunduğu bedenle bana yaklaşma!"
"Uğur kendine gel artık!"
"Gelemiyorum lan! Ulan karnında çocuklarımı taşıyorsun! Utanmıyor musun-"
Dayanamayıp sert bir tokat attım. Bu sözüm devamını çok iyi biliyordum ve asla tahammülüm yoktu.
"Sözünün sonu nereye gidiyor dikkat et istersen. Bunları öfkene veriyorum, sakinleştiğinde konuşuruz."
"Benim seninle konuşacak bir şeyim kalmadı artık."
Diyerek arkasını dönüp sinirle evden çıktı. Arkasından sertçe kapattığı kapının sesiyle yerimden sıçrayarak ellerimi yüzüme koydum.
Dinlememişti bile, ona gerçekleri anlatmama izin vermemişti. Sadece gördüğüyle konuşmuştu. Koltuğa oturup sinirler ellerimi saçlarımdan geçirdim.
Hata bendeydi, ne diye onun bana sarılmasına izin vermiştim ki?
Şimdi öfkeyle ne yapacağını da bilemiyordum. Titreyen ellerimle telefonumu alıp Kartal ağabeyi aradım.
'Efendim Nefes?'
"Kartal ağabey yetiş." dedim ağlayarak.
'Hayırdır ne oldu? Uğur'a bir şey mi-'
"Hayır, Uğur her şeyi yanlış anladı. Lütfen onu bul ve bir delilik yapmasına izin verme."
'Tamam! Tamam kapat.'
Telefon yüzüme kapandığında yanıma atıp ağlamaya devam ettim. Benin yaptığımda çok büyük bir hataydı ama onun sözleri ve bana güvenmemesi çok incitmişti.
Yaklaşık yarım saat boyunca evde bir sağa bir sola giderek telefon bekliyordum. Hiç bir haber yoktu...
Kapı sesiyle gözlerimi büyüterek oraya doğru koştum. Uğur'un gelmesi umuduyla kapıyı açtığımda karşımda Doğa ve kucağında bebeğiyle karşılaştım.
"Canım iyi misin?" diyerek içeriye girdi.
Kapıyı ardından kapatıp arkasından avluya girdim. Bebeği koltuğa bırakır bırakmaz bana sarılmıştı.
"Ne oldu? Uğur niye delirdi?"
Benden ayrıldığında gözyaşlarıma engel olamayıp koltuğa oturdum.
"B-Ben anlamadım, Uraz geldi. Annesi ölüm döşeğindeymiş benden helallik istemiş. Onunla konuştum sonra bir anda Uraz bana sarıldı. Onu kendimden ayırdım ama Uğur onu gördü. Sonra delirdi ve çıktı gitti."
"Uraz kim?"
"Eski erkek arkadaşım."
Kaşlarını çatarak saçlarını geriye attı.
"Nefes sen ne yaptın ya? Uğur'un delirmesi normal."
"Dinleseydi delirmezdi Doğa, anlatmak istedim ama reddetti."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARAZİ- Kırmızı Damlalar (Kırık Hayaller Serisi II)
ChickLitHayatı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Kırmızı damlalar." dedim. Çünkü hayatımda kırmızı damlalardan başka bir şey yoktu. Hayatımı iki kelime ile anlatmamı istedi. "Düş kırıklığı." dedim. Çünkü neyi düşlersem hep bir engel çıkıyordu hayatıma. Uğu...