günlük |7

48 10 3
                                    


"Kesinlikle seni öldüreceğiz Chanyeol!"

Junmyeon, dişleri arasından tıslarken kendisini hiç yalnız bırakmayacağını söyleyen çocuğun az önce okuldan tanıdık olan biriyle herhangi bir bahane bularak gitmesi sinirlerinin tepesine çıkmasına sebep olmuştu, halbuki daha geçen gitmeden önce söz vermişti. Kendisine!

Yavru köpek bakışları bu sefer işe kesinlikle yaramayacaktı, aklında bir sürü işkence fikri dolanırken şeytani bir şekilde düşünüyordu. Belki de onu tavşanlı yastığı ile boğarak öldürmeliydi çünkü çok dalga geçmişti ve kesinlikle onunla ölmeyi hak ediyordu.

Ellerini çenesine koyarken dirseklerini dizlerine yaslamıştı, şimdi bu kalabalık yerde tek başına ne yapacaktı? Bence gitmeliydi, doğru ya burası eve uzaktı ve nereden otobüs geçip geçmediğini bilmiyordu. Eliyle alnına vururken yüzü ağlamaklı bir ifadeye bürünmüştü, kalabalık üstüne üstüne geliyordu.

"Şey.. iyi misiniz?"

Yan tarafından gelen erkeksi ama bir o kadar da nazik ses ona seslendiğinde yavaşça kafasını oraya çevirdi, az önce kendisiyle bakışan çocuk şimdi yanında oturuyordu. Çığlık atmalı mıydı? Bu gürültülü seste duyulmazdı ki sesi!

"Ağlayacak gibi duruyorsun, istersen dışarı çıkalım."

Dünden bunu bekliyormuş gibi kafasını salladı, şimdi buradan kendi başına çıkmaya çalışsa ya ezilirdi ya da istemediği şeyler görürdü. Gülümseyerek ona bakan kişi elini uzatmıştı, kendisini bir an için bir kız olarak gördüğünü sandığı için kaşlarını çatsa işin sonunda buradan çıkmak vardı o yüzden bunu daha fazla sorgulamadan elinden tuttu.

Sıcak ellerin sahibi kalabalığı yararak ilerlediğinde sadece arkasından ilerliyordu, buranın kokusu boğucu ve insanı sıkan cinstendi. Eh ter, parfüm ve alkol kokan yerden ne bekliyorsa? Ferah çiçek kokusuna sahip olmasını mı? Hah, bu gerçekten komikti.

Geldikleri kapıdan çıkarlarken Junmyeon elini hemen çekmiş, hızlı hızlı havayı içine çekmişti. Bu biraz da utangaçlığını gidermesi ve az önceki pis kokuyu dışarı atabilmesi içindi. Yoğun bir şekilde utandığını hissederken ensesini kaşıdı, sadece bir teşekkür etmek gerçekten çok zordu.

"T-teşekkür ederim."

"Önemli değil ama merak ettiğim bir şey var, izninle sorabilir miyim?"

Küçük bir tebessüm gönderirken kafasını yavaşça aşağı yukarı salladı, ne soracağını merak etmişti. Bu yüzden gözlerinin içine baktı, her ne kadar bir koreliye benzemese hatta cevap vermek istemese bile öylece durup ona baktı. Aklı bir an önce eve gidebilmekteydi.

"Yaşın küçük değil mi? Neden büyükler için uygun olan bir yere geldin? Senin için tehlikeli olabilir."

Konuşurken üstüne doğru mu adımlıyordu yoksa hayal mi kuruyordu? Duvarla buluşan sırtı bunun pek hayal olmadığını söylüyordu, tamam sıçmış olabilirdi. Hem de baya baya. Bu adamın sinsi gözlerinden anlamalıydı ona güvenilmeyeceğini, buradan kurtulursa kesinlikle Chanyeol'e hesap sormalıydı.

"B-benden uzak dur."

Ellerini göğsüne koymuş onu itmeye çalışırken adamın hafif kıkırtıları kulaklarına doluyordu, gözlerinin dolduğunu hissederken böyle bir şeyi yaşamak istemiyordu. İçinden Tanrı'ya yalvarırken kendisini kurtarması için birini göndermesini diliyordu, sonuç olarak duası kabul olmuş ve adam yüzüne yediği sert darbeyle yerle buluşmuştu.

Bileğinden tutulup çekiştirilmesiyle ağlamaya başladığını hissetti, önünde gördüğü turunç saçlar hiç yabancı değildi. Arkalarından bağrışan korumalar ve nazik sandığı adamın verdiği komutlar da. Korktuğunu hissederken bileğine sarılmış parmaklar bileğinden kurtarıp ellerini birleştirdi.

Birbirine tam gelen eller, iç içe geçmiş parmaklar ikisinin de yanaklarına hücum eden kanı durduramamıştı hatta hızlı atan kalplerine hiç iyi gelmemişti. Nefes alış verişleri aralarında muhabbet oluştururken Sehun ara sokağa sapmıştı, sokak lambasının ışığı vurmayan yere saklandığında bir şeyleri unutmuş öylece adım seslerinin gitmesini dinliyordu.

Habersizdi önünde neredeyse ölecekmiş gibi hisseden çocuktan.

"Oh.. gittiler."

Önüne döndüğünde oldukları konumu yeni fark edebilmişti, şu anda sağ kolu Junmyeon'un başının üstünde sol kolu ise diğer tarafındaydı. Resmen onu saklamıştı, kızaran yanaklar geceye renk verirken bir an için dudaklarından öpmek istedi ama bunu yapacak cesareti henüz yoktu.

Bu yüzden geri çekilip ağlayan suratındaki yaşları sildi, daha sonra ona büyük bir sarılma verdi. Kalbi göğüs kafesinden çıkıp onun kalbine çarparken sadece koştukları için böyle düşünmesini diledi. Gerçi hangi sebepten bu kadar çok hızlıydı emin değildi, hoşlandığı çocuktan mı yoksa koştuğu için mi?

"Ben iyiyim Sehun, teşekkür ederim. Tekrar ve tekrar."


ehu.

sevgili ekran fotoğrafım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sevgili ekran fotoğrafım...

ɢüɴʟüᴋ; ʜᴜɴʜᴏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin