Başlama tarihleri?
Canım klişe bir kurgu yazmak istedi. Eğer sizin de canınız çerezlik, klişe bir kurgu çekmişse doğru yerdesiniz.
Bölüm günleri yok. Ne zaman hazırsa o zaman atacağım.
İyi okumalar...
"Seni sevmiyorum, anlasana. Sevmeyeceğim de hiçbir zaman." Yüzüme sertçe bakmaya devam ettiğinde gözlerimin tam da şu an yaşarmaması için büyük bir çaba gösteriyordum. Yutkundum, boğazım düğümlenmişti. Güçlü durmaya çalıştım. Bu kadar kolay yıkılamazdım. Kalbimi parçalara ayırsa da ona bunu gösteremezdim.
"Sevmeni istemedim."
"Çocuk mu kandırıyorsun? O zaman niye dibimden ayrılmıyorsun? Bizden olmaz kızım. Kabullen artık şunu. Aylin'i ne kadar çok sevdiğimi bilmiyor musun?"
"Biliyorum." diye mırıldandım. Yüzümde buruk bir tebessüm vardı. "Onu ne kadar çok sevdiğini biliyorum. Olmayacak bir şeyi oldurmak gibi bir amacım da yok benim. Endişelenme."
"Böyle söylemesi kolay tabii. Senin yüzünden onunla aram bozulabilir. Yeter artık. Çıkar beni kalbinden. Senin gibi birinin beni sevmesini istemiyorum. Anladın mı?"
Kırık bir şekilde ona bakmaya devam ederken aramızdaki mesafeyi bir adım kısaltıp sertçe omuzlarımı kavradı ve konuştu. "Anladın mı?"
Gözlerimi korkarak açtığımda etraf zifiri karanlıktı. Boğazım o kadar kurumuştu ki acıyordu. Elimi yatağıma bastırarak doğrulmaya çalıştım, bu esnada saatin kaç olduğunu tahmin etmeye çalışıyordum. Yutkunup boğazımdaki acılığın gitmesini umarken telefonumu elime aldım ve saate baktım. Gecenin 3'üydü. Ekranı açıp parlaklığını kıstım ve mesajlarıma girdim.
Rüyamda onu görmüştüm. Rüyalarda bile buluşamadığım çocuğu...
Aklıma rüyam geldiğinde gözlerim yine dolmuştu. Aslında kötü biri değildi. Her bir detayını hatırladığım o rüyadaki gibi tepki vermezdi. Ne tepki vereceğini tam olarak bilemiyordum ve hiçbir zaman öğrenemeyecek olmak beni mahvediyordu.
Sevgilisi vardı, bunu öğreneli neredeyse 1 hafta oluyordu. Devamlı kendime onun sevgilisi olduğunu hatırlatıyor, hislerimin önüne geçmeye çalışıyordum. Onu biraz daha az sevsem yeterdi benim için. Ama olmuyordu işte. Tam aklıma daha az gelmeye başladığı için seviniyordum, yine tüm günüm onu düşünmekle geçiyordu.
Kendimi oyalamaya çalışıyordum. Bir şeyler okuyor, dizi izliyor, ev işi yapıyordum. Yaptığım, gördüğüm, duyduğum her şeyde ondan bir parça bulmayı nasıl beceriyordum bir fikrim yoktu. Ancak bu beni çok yoruyordu. Onu bu kadar çok sevmek, ona kavuşamayacağımı bile bile sevmeye devam etmek beni çok yoruyordu.
Ona olan hislerimi dökmek için açtığım ve içinde yalnız benim bulunduğum gruba girdim. Parmaklarım hareketlenirken yazmaya başlamıştım. İçimi burada döküyor olmak biraz da olsun rahatlatıyordu beni. Ona yazıyormuşum gibi olsun diye grubun ismi onun adıydı, profil fotoğrafına da onun fotoğrafını koymuştum.
Defne: Rüyamda yine seni gördüm
Defne: Sana olan hislerimi açıyordum ve sen kalbimi kırıyordun
Defne: Çok sert çıkıyordun, o kızı ne kadar çok sevdiğinden bahsedip duruyordun
Defne: Rüyalarım bile acı gerçeği hafifletmeme yardımcı olmuyor
Defne: En azından rüyalarımda sevsen beni?
Defne: Biliyorum, çok şey istiyorum
Defne: Belki de böyle rüyalar görmemem benim için en iyisidir
Defne: Sonuçta insanın hiç yaşamadığı bir şeyi unutması daha kolay
Defne: Eğer sen rüyamda bile olsa beni sevseydin ömür boyu o birkaç saniyelik hatıraya tutunurdum
Defne: Gerçek bile olmayan bir hatıraya hem de
Defne: Kendimi tanıyorum, bunu yapardım
Defne: Neden böyleyim ben ya?
Defne: Neden birini sevdiğimde aşırı seviyorum?
Defne: Seninle ilgili en ufak bir şey öğrendiğimde bile deli gibi heyecanlanıyorum
Defne: Okul numaran mesela
Defne: Ne alakaysa artık
Defne: Öğrenmek bana hiçbir şey katmayacak sonuçta
Defne: Aksine, seni unutmamı zorlaştıracak
Defne: Gerçekten yoruldum
Defne: Seni sevdiğimde bir sevgilin yoktu
Defne: O zamanlar uzaktan, platonik bir şekilde takılırdım
Defne: Tabii içimde kötü bir his vardı
Defne: Güzel güzel güldüğün o kızdan hoşlanıyor olduğuna dair...
Defne: Altıncı hissimden hiç bu kadar nefret etmemiştim
Defne: Ama olsun
Defne: O kız çok güzel, çok iyi
Defne: Umarım çok mutlusundur
Defne: Mutsuz olmanı asla istemem
Defne: Seni çok seviyorum
Ekrana damlayan gözyaşımı silip gözlerimi kırpıştırdım ve yeniden ekrana baktım. Yazdıklarımda göz gezdirirken yüzümde buruk bir tebessüm vardı. En azından bu grup vardı da biraz içimi döküyordum. Hiçbir zaman ona hislerimi açacak cesaretim olmamıştı. Elime geçirdiğim bir kağıda yazarak, bu gruba mesaj atarak rahatlatmaya çalışıyordum kendimi. Ne kadar başarılı olduğum tartışılırdı ama az da olsa işe yaramadığını söyleyemezdim.
Telefonun ekranını kapatıp yeniden uykuya dönecekken hiç beklemediğim bir şey olmuştu. İçinde sadece ben olduğum için hep tek tik olan mesajlar, bu sefer çift tikti. Gözlerimi kırpıştırıp algılamaya çalıştım. Önceden attığım mesajlar neredeydi?
Fark ettiğim şeyle gözlerim kocaman açıldı.
Mesajları gruba değil, ona atmıştım!