Bölüm 1 - Söylenecek Sözler

1.3K 86 22
                                    

- Hikaye Hakkında -

Kelime sayısı: 3907
Uyarılar: Fem reader, Fluff, Manga Spoiler

"A/a (arkadaş adı)! Ben çıkıyorum!" "Tamam! Varınca ararsın!" "Merak etme!"

Bunu diyip arkadaşınla paylaştığın yurt odandan zaten yurt ile dip dibe olan okulun Shiratorizawa Akademisi'ne maça gitmek için yürümeye başladın. Yürürken de dün olanları düşündün. Dün bir arkadaşının doğum günüydü ve yurtta kutlama yapıyordunuz. Arkadaşının erkek arkadaşı okulun erkek voleybol takımından Reon olduğu için tüm takım partideydi. Senin kaptanı olduğun kız voleybol takımı da oradaydı. Sahalarınız ayrı olduğu ve çok yoğun antrenman yaptığınız için neredeyse hiç görmüyordunuz takımları. O yüzden bir yakınlığınız yoktu. Sadece birbirinizi gördüğünüzde selam verip geçiyordunuz. Doğum günü kızı yanına gelip " Neden Ushiwaka'nın yanına gitmiyorsun? İkiniz de voleybol takımlarının kaptanlarısınız ne de olsa. Kaptanlar kaynaşmalı bence." dedi. Sen "Olabilir. Giderim belki." dememe kalmadan Ushijima yanına geldi. Arkadaşın da "Ben gideyim. Reon beni bekliyor." diyip oradan ayrıldı. İkiniz yalnız kaldınız.

Y/N: Selam.
Ushi: Selam. Nasılsın?
Y/N: İyiyim, teşekkürler. Sen nasılsın?
Ushi: Ben de iyiyim, teşekkür ederim. Takım nasıl gidiyor? Ulusallar için finale kalmışsınız duyduğum kadarıyla. Tebrik ederim. Umarım ulusallarda karşılaşırız.
Y/N: Evet, doğru duymuşsun. Maç yarın. Temennimiz kazanmak. Dediğin gibi, umarım karşılaşırız.

O sırada oda arkadaşın seslendi, "Hey, Y/N! Ben odaya çıkıyorum. İstersen sen de gel. Yarın için hazırlanmalısın." Ushi "Evet, uykunu iyi almalısın. İyi şanslar. Kazanacağınıza eminim." "Ben gideyim o zaman. Teşekkür ederim. İyi akşamlar." "İyi akşamlar." dedi ve oradan ayrıldın.

Sabah okula vardığında kulüp otobüsünün yanında duran birkaç arkadaşın sana el salladılar. Kapıda antrenman için erkenden okulda olan Ushijima'yı gördün. Yanına geldi ve "Normalde böyle şeyler söylemeyi beceremem pek ama yapacağından eminim. Rakibi gözünde büyütme yeter. Zaten çok güçlüsünüz. Sana inanıyorum." dedi. "Çok teşekkür ederim. Bana inandığını bilmek beni mutlu etti. Dediğini yapacağım. Neyse, sanırım herkes toplandı. Otobüse gideyim. Ulusallarda görüşürüz." "Görüşürüz."

Maç başladı. Rakibiniz güçlü bir takım olsa da Ushijima'nın dediği gibi gözünde büyütmedin. Heyecan yapmamaya çalıştın. Konsantre oldun ve elinden gelenin en iyisini yaptın. Çabaların sonuç verdi. Maçı kazandınız. Söz verdiğin gibi Ulusallara çıktınız. O anki mutluluğunu ve sözünde durmanın verdiği gururu hiçbir şeye değişmezdin. Takımca kupayı kaldırmak için sıraya dizildiğinizde mutlulukla gözlerime bakan birini gördün, Ushijima. Maç boyunca oradaydı. Hep seni izlemişti. Maçın heyecanıyla onu fark etmemiş olsan da, o gururla seni izlemişti ve artık bir şeyden tamamiyle emindi; sana aşıktı. Seni bir süredir gerçekten seviyordu. Partide yanına gelme nedeni sana bunu söylemekti ancak tam söyleyeceği sırada arkadaşın geldiği için söyleyememiş ve çok üzülmüştü. Maç sırasında da sana maçtan sonra söyleme kararı aldı. Sonuç her ne olursa olsun, partideki gibi olmasını istemiyordu.

- Kupa töreninden sonra, soyunma odası-

Y/N: İnanamıyorum, onca oyuncunun içinden beni mi seçtiler en iyi oyuncu olarak?
T/A (takım arkadaşı): Senden başka birini seçmeleri mümkün müydü sence? Turnuvanın açık ara en iyi oyuncusu sensin. Milli takıma çağırılırsan hiç şaşırmam.
Y/N: NE?! MİLLİ Mİ?! ABARTMA İSTERSEN.
T/A: Tabii ki!! Muazzam oynuyorsun. Fark etmemeleri mümkün değil.
Y/N: Öyle mi dersin?
T/A: Öyle derim tabii.
Tüm takım: Y/N varken bizi ulusallarda da yenemezler. Sana güveniyoruz!
Y/N: Ağlayacağım şimdi. (Gözleri dolar) Demesenize öyle ya. Of.
T/A: Ağlama biz de ağlarız şimdi.

Bütün takım mutluluktan ağlayarak birbirlerine sarıldınız. Biraz sakinleşince de odadan çıkıp otobüse doğru yol aldınız.

Otobüste herkes yorgunluktan uyuyakalmıştı, sen hariç. Otobüste asla uyuyamazdın. Yorgunluğunu atmak için kulaklığını takıp müzik dinliyordun. Yola dalmışken bir mesaj geldi. Mesaj Ushijima'dandı ve şöyle diyordu "Müsaitsen bu akşam seni okulun yanındaki parka bekliyorum. Sana söylemek istediğim bir şey var. Çok vaktini almayacağım." Sen de şöyle yazdın, "Akşam için bir planım yok şimdilik. Saat 7 gibi orada olurum. Senin için de uygun olursa tabii." Ushijima'nın yanıtını beklerken içinden geçirdin, acaba ne söyleyecekti? Herhalde tebrik edecek, dedin.

Birkaç dakika geçmişti ki yanındaki boş koltuğa koç gelip oturdu.
"Çok yorulmamış gibisin. Maç yormadı mı seni?"
"Yo hayır. Yorgunum aslında. Uyuyamadım sadece."
"İyi peki. Madem uyuyamıyorsun, sana haberlerim var. Okula vardığımızda toplantıda söyleyecektim ama bu güzel haberi bekletme niyetim yok."
"Sizi dinliyorum."
"Kupa töreninden hemen sonra yanıma U17 milli takım antrenörü geldi. Seni çok beğendiğini, çok yetenekli olduğunu ve milli takıma davet edildiğini söyledi."
"N-NE?! GERÇEKTEN Mİ?! RÜYADA MIYIM BEN?! T/A BİLİYOR MUYDU?!"
"Kızım bağırma. Arkadaşların uyanacak şimdi. Bırak uyusunlar."
"Ö-özür dilerim. Sadece çok heyecanlandım. Çok mutlu oldum. Ne kadar sevindiğimi tahmin bile edemezsiniz."
"Anlıyorum. Ama arkadaşların çok yorgun. Okula varınca tekrar söylerim toplantıda. Turnuvadaki başarın ve davetin için seni tebrik ederim tekrar."
"(Gözleri dolarak) Ç-çok teşekkür ederim."
"Teşekküre ne gerek var? Hak ettin. Neyse, ben gideyim. Okula yaklaştık."
"Peki koç."

Hala inanamıyordun. Rüyada gibi hissediyordun. Yıllardır hayalini kurduğun, yaklaşık 4 ay önce milli kampa davet edilmenden sonra dört gözle beklediğin şey gerçek olmuştu. Sen de artık Ushijima gibi milli takımdaydın. Bunun için yıllarca çalışmış, çabalamıştın. Emeklerinin karşılığını almıştın.

Kulaklığını takıp sevinçten usulca ağlarken aklına Ushijima'nın mesajı geldi. Hemen telefonunu kontrol ettin. Ushi mesaj atmıştı, "Evet evet, benim için de uygun. Oradaki Sakura ağacının altında seni bekliyor olacağım. Görüşürüz" Burnunu çekerek yanıtladın, "Tamamdır, görüşürüz."

Ş𝙖𝙢𝙥𝙞𝙮𝙤𝙣, 𝙐𝙨𝙝𝙞𝙟𝙞𝙢𝙖 𝙒𝙖𝙠𝙖𝙩𝙤𝙨𝙝𝙞.Where stories live. Discover now