Bölüm 5 - Senin Şampiyonun

370 35 2
                                    

Sabah uyandığında odada kimse yoktu. Hemen telefonunu elime aldın ve saate baktın, saat 10 olmuştu. Dün Ushi ile konuştuktan sonra ortak salonda birkaç kişiyle tanışıp odaya çıkmıştın. Ushi'nin o hali seni çok sarsmıştı. Olanları düşünürken uyuyakalmış olmalıydın. Alarmını kurmadığın için uyanamamıştın. Koşa koşa lavaboya gittin, üstünü değiştirip bir şeyler atıştırmak için yemekhaneye indin. Yemekhaneye indiğinde karşında Ushijima'yı bitkin bir halde geç kahvaltısını ederken ,edemezken, gördün. Dün geceki halini üstünden hala atamamıştı. Yanına oturdun.

"Canım, bitkin görünüyorsun. İyi misin? Gece uyudun değil mi?"
"Gece uyudum evet. Uyumasaydım antrenman yapamazdım çünkü. Bu durumdan çıkabilmemin tek yolu voleybol. Antrenman yaparsam daha iyi olacağım."
"Kendini çok zorlama ne olur. Üstesinden geleceğine eminim. Bir anda olmayacak tabii ki. Zamanla olacak ama olacak. Bana inan, olur mu?"
"Ben sana her zaman inanıyorum. Sana güveniyorum. Her şey için teşekkür ederim."
"Lafı bile olmaz Wakatoshi. Sen bunları düşünme şimdi. Güzelce yap kahvaltını sonra da antrenmana git. Rakibim olman için sabırsızlanıyorum."
"Rakibin ha? Bunun için ekstra antrenman yapacağımdan emin olabilirsin. Neyse, konuşmayı bırak da sen de git kahvaltı yap. Antrenmana geç kaldın."
"Tamam tamam, gideyim bir şeyler alayım. Kendine dikkat et. Akşam ortak salonda görüşürüz."
"Görüşürüz balım. Seni seviyorum."
"Ben de seni koca adam."

Kahvaltını yapıp hemen sahaya indin. Koç seni bekliyordu. Özür dileyip uyuyakaldığını söyledin ve ısınmaya başladın. Diğerlerine yetişince koç sizi çağırdı ve antrenman maçı yapacağınızı söyledi. Takımları oluşturup maça başladınız. Kafanda hala Ushijima vardı ama onun iyi olması için benim de iyi olmam gerekir diye düşünüp maça odaklandın ve maçı kazandınız. Maç bitince de arkadaşlarınla odaya çıktın, Ushijima ile konuştun ve uyudun.

Antrenman kampının başlamasından bu yana 1 hafta geçmişti. Kendini çok geliştirmiştin bu süre zarfında. Ushijima da öyle. İkiniz de çok güzel şeyler öğrenmiştiniz ve bunları birbirinize karşı olacak maçta kullanmak için sabırsızlanıyordunuz.

2. Haftanın ilk günü antrenman için sahaya indiğinizde erkek takımıyla karşılaştınız. Bunun anlamı maç yapacak olmanızdı. Heyecandan yerinde duramıyordun. Koçlar geldi, ısınmanızı söyleyip takımları oluşturdular. İkiniz de başlangıç sıralamasındaydınız. Isınıp hemen maça başladınız.

Maç çok çekişmeli geçiyordu. İki takım da çok iyiydi. Senin sayende kızlar takımı, Ushijima sayesinde de erkekler takımı yenilmez gibiydi. 1. Set 30'lu sayılara kadar gitti. Senin servis sayınla ilk set kızlar takımının oldu. Bir an Ushijima öndeyken sen de öndeydin. Birbirinize filenin diğer tarafından bakmak garip gelmişti. "Sevdiğin kişiyle rakip olmak böyle bir şeymiş." diye geçirdin içinden Ushijima'nın da aynı anda aynı şeyleri düşündüğünü bilmeden.

Servis erkekler takımındaydı. Kageyama servisi attı. Karşılandı ve pasör topu sana gönderdi. Ushijima da sana blok yapmak için zıpladı ama onu ve diğer blokçuları şaşırtarak çok güzel bir çizgi smacı attın. Ushi şaşırarak yüzüne baktı, "Sen böyle yapar mıydın şampiyon?" "Senin şampiyonun olunca yapılıyor demek ki."

Yaklaşık 2 buçuk saat sonra maç bitmişti. Tie Break seti dahil tüm setler neredeyse 30'lu sayılara ulaştığı ve herkes gücünü son damlasına kadar kullandığı için çok yorulmuştunuz. Soğuma hareketlerini yaptıktan sonra antrenörler kendi takımlarıyla maçı değerlendirdiler ve bu haftanın maçla geçeceğini söylediler. Ushijima gülümseyerek sana baktı. Sen de karşılık verdin. Sürekli maç yapacak olmanız sizi heyecanlandırmıştı. Hareketler bitince takımca odalarınıza çıkıp dinlendiniz, akşam da ortak salona gittiniz.

Ş𝙖𝙢𝙥𝙞𝙮𝙤𝙣, 𝙐𝙨𝙝𝙞𝙟𝙞𝙢𝙖 𝙒𝙖𝙠𝙖𝙩𝙤𝙨𝙝𝙞.Where stories live. Discover now