Bölüm 6 - Minik Titan

421 37 47
                                    

Nihayet kamp bitmişti. Orada edindiğin arkadaşlarınla son kez vedalaşıp valizini alarak yatakhaneden çıktın. Tam kapıya varmıştın ki antrenörünüzle karşılaştın.

"L/N! Bir dakika yanıma gelir misin?"
"Tabii koç. Sizi dinliyorum."
"L/N, burada kendini çok geliştirdin. Bu çalışmalarının meyvesini alacağından emin olabilirsin. Solaklığın sana çok avantaj sağlıyor Ushijima gibi. İkiniz de çok iyisiniz. Kendini bir dahaki kampa kadar geliştirmeye devam et. Seni uluslararası ligde parlarken görmek istiyorum. Beklentim çok yüksek. Haberin olsun."
"Çok teşekkür ederim koç. Kendimi daha ileri bir seviyeye taşıyacağımdan emin olabilirsiniz. Ushijima ile çok çalışıyoruz. Temennimiz ikimizin de iyi yerlere gelebilmesi."
"İkinize de güveniyorum. Her zaman arkanızdayım. Ne zaman isterseniz yanıma gelebilirsiniz, ben buralardayım."
"Tekrar teşekkür ederim koç. Ben artık gideyim. Ushijima beni bekliyor."
"Tamam, bekletme onu. Bu arada, üniversite konusunu da seninle konuşmak istiyorum bir ara. Teklif geldiği an beni ara. Ushijima'ya da söyledim. İyice değerlendirir, sizin için en iyisine karar veririz."
"Peki koç. Kendinize iyi bakın. Görüşmek üzere."
"Sen de L/N. Görüşmek üzere."

Antrenöründen böylesine bir övgü almak seni hem gururlandırmış, hem de çalışma isteği ve motivasyonla doldurmuştu. Mutlulukla kapıda seni bekleyen Ushijima'nın yanına gittin.

"Y/N, neden geciktin? Kötü bir şey olmadı değil mi?"
"Hayır, aksine. Mükemmel şeyler oldu. Hadi gel. Otobüste anlatırım."

Birlikte otobüs durağına yürüdünüz. Otobüs gelince bindiniz ve Ushijima'ya olanları anlatmaya başladın. Sevinçle sana sarıldı. Yolu izlerken gelecek hakkında hayaller kurdunuz ve çok geçmeden de Ushijima omzuna yaslanıp uykuya daldı, sen de kafanı onun kafasına yaslayıp uyumaya çalıştın.

Sene sonuna doğru üniversite teklifleri ikiniz için de gelmeye başlamıştı. Japonya'nın en iyi okullarından teklif almıştınız. Antrenörlerinle ve ailenle konuşup sonunda Ushijima'nın da gideceği Schweiden Adlers üniversitesinde karar kıldın. İkinizin de aynı üniversiteye gideceği düşüncesi bile yerinde duramamana yetiyordu. Üniversiteye yakın minik bir ev bile tutmuştunuz. Senden daha mutlusu olamazdı artık.

Üniversite bittiğinde yurt dışından teklifler almaya başladın. Dünya çapındaki en iyi takımlardan teklifler alıyordun. Ushijima da aynı şekilde. Daha çok aynı ülkeden gelen teklifler üzerine yoğunlaşmıştınız çünkü ayrı kalmak istemiyordunuz. Sonunda Türkiye'de olmak istediğinize karar verdiniz. Türkiye'nin voleybolunun çok üst seviyede olduğu herkesçe bilinen bir şeydi ve bu fırsatı kaçırmak istememiştiniz. Sen Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı'na transfer olmuştun, Ushijima da Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımı'na transfer olmuştu. Hayatınızın en güzel yıllarıydı. İkiniz de kulüpler bazında dünya şampiyonu olmuştunuz kulüpteki ilk yılınızda. Turnuvada ikiniz de en iyi köşe smaçörü ve en değerli oyuncu ödüllerini almıştınız. Voleybol dünyasında başarıya doymayan çift olarak biliniyordunuz. Çok geçmeden de Japonya'da rüya gibi bir düğünle mutluluğunuzu taçlandırdınız. Y/N Ushijima olmak paha biçilemez bir duyguydu senin için.

Bir sabah iğrenç bir mide bulantısıyla erkenden uyandın. Voleybolu bırakmıştın bir süre önce yaşından dolayı. Kariyerin boyunca Türkiye'de, İtalya'da ve en son Japonya'da oynamıştın, sporculuk hayatını da burada sonlandırmıştın. Ushijima hala oynadığı için antrenmana gitmesi gerekiyordu. Yanında uyuyan Ushijima'yı uyandırmak için omzunu dürttün.

"Ushi, bebeğim. Antrenmana geç kalacak-"
"Y/N! İYİ MİSİN? YANINA GELEYİM Mİ?"
"İ-iyiyim... Sadece biraz midem bulanıyor. Sanırım dün yediğim onigiriler ağır geldi."
"Ama onigiri sana dokunmaz ki güzelim. Ben bir şeyden şüpheleniyorum ama..."
"Neyden?"
"Acaba sen..."
"Ben ne Ushi? Çıkar ağzındaki baklayı. Zaten midem çok kötü. Yerimden doğrulamıyorum bile."
"A-acaba... Hamile olabilir misin?"
"Ne? Bir saniye... Gerçekten mi? GERÇEKTEN Mİ?"
"OLABİLİR MİSİN?"
"OLABİLİRİM GALİBA."
"U-USHİ DUR NE YAPIYORSUN? İNDİR BENİ YERE! DAHA TEST BİLE YAPMADIM!"
"HASTANEYE GİDELİM HEMEN."
"AMA ANTRENMAN-"
"ANTRENMAN UMRUMDA DEĞİL ŞU AN. ÖNEMLİ OLAN SENSİN."
"T-tamam o zaman. Gidelim hadi."

Birlikte aceleyle hastaneye gittiniz. Sonucu beklerken eliniz ayağınız titriyordu. Yıllardır bunu bekliyordunuz. Voleybol kariyerine ara vermemen için beklemiştiniz. Sporculuk kariyerine son verdikten sonrası için planların vardı. Biraz dinlendikten, olursa çocuğun ile ilgilendikten sonra da menajer veya başka bir şekilde voleybolla iç içe olmaya devam etme kararı almıştın.

"Anniişş! Ne zaman gidicez babamın maçınaa?"
"Birazdan annecim. Azıcık sabret. Anne yoruldu seni giydirirken. Yerinde durmuyorsun ki."
"Tamam annecim."

Kızınla Ushijima'nın maçına gitmek için hazırlanıyordunuz. Babasının maçına gitmek için sabırsızlanıyordu çünkü ikiniz de onu doğduğundan beri voleybolla iç içe büyütmüştünüz. 3 yaşında olmasına rağmen babasının tüm maçlarına gidiyordu. Bazen sen götürüyordun, bazen de Tendou veya Semi götürüyordu.

Maça gittiniz. Ushijima gerçekten harika oynuyordu. Hayranlıkla onu seyrediyordun. Son maçı olması ikinizi de üzüyordu ama artık yaşı ilerlemişti ve yorulmuştu. Senin gibi voleybolu bırakınca voleyboldan kopmak istememiş; biraz ara verdikten, ailesiyle vakit geçirdikten sonra kariyerine antrenör olarak devam etme kararı almıştı.

Maç Dünya Kulüpler Şampiyonası final maçıydı. Kazanan Ushijima'nın takımıydı. Kaptanı olduğu takımı ile gururla kupayı kaldırdı. Ligin En Değerli Oyuncusu ve En İyi Köşe Smaçörü ödülü yine onun olmuştu. Gerçekten çok güzel bir şekilde noktalamıştı sporculuk kariyerini. Tribünde sizi görünce de mutluluğu katlanmıştı.

Röportajlardan sonra hemen yanına gittiniz. Kızınız sevinçle babasının kucağına zıpladı. Ushijima da kızınız kucağında, mutlulukla sana sarıldı ve alnından öptü. Kızınızı kucağından indirip karnını okşadı. "Bu şampiyonluk senin içindi minik titan. Gelmeni ablan ve annenle sabırsızlıkla bekliyoruz."


- Son -

Ş𝙖𝙢𝙥𝙞𝙮𝙤𝙣, 𝙐𝙨𝙝𝙞𝙟𝙞𝙢𝙖 𝙒𝙖𝙠𝙖𝙩𝙤𝙨𝙝𝙞.Where stories live. Discover now