"Cenneti arzulayan şeytan"

155 14 4
                                    

İstemediğim yerlere sürüklenen zavallı me and aniden gelen , aylardır gelmeyen ilham.

İyi okumalar.

♢[Fic temsili müziği : The Chainsmokers - Don't let me down]♢

____

Gürültü...

Her yerde gürültü vardı. Kimi kendine verilen görev için koşuşturuyor , kimi birilerini pataklayıp aşağılıyor , kimi ise öylece ortada geziyordu tıpkı Jungkook gibi. Ancak kimseden mutluluk nidası çıkmıyordu .Gülümseyen , sevinçten ağlayan , arkadaşları olupta birbirleriyle şakalaşan topluluklar yoktu. Mutluluk duygusu bu bölgede yasaktı.

Bakışları durgun, elleri ceplerindeki yerini muhafaza ediyor çıkmak gibi bir gaflette bulunmuyordu . Bakışları siyah toprakla kaplı zemine sabitliydi ki kaldırsa yahut biriyle göz göze gelirse aşalanacağının farkındaydı .Sesler bir kulağından girip ötekinden çıkıyordu ancak o hiçbir şey düşünemiyordu.Kalbi atmıyordu zaten ve nefes alma gibi bir yetisi de yoktu , duyguları yoktu.

Duygular...

Derin bir nefes çekti içine hernekadar ihtiyacı olmasada . Birkaç dakikanın ardından bakışları ilk defa yerden ayrıldı . Gözüne ilk çarpan yansıması oldu. Kocaman gür katran karası kanatları sönüktü.Başının üstündeki iki küçük siyah boynuzu , simsiyah kiyaftleri ona eşlik eden  , kulağının altını biraz geçen siyah düz , rüzgar etkisiyle hafif salınan saçlarıydı.Arasına tıpkı gözlerindeki gibi hafif kızıllıklar yer almaktaydı.Gözleri parlıyordu şimdi .Ancak yansımasında gördüğü kişiden dolayı değildi bu minik parıltılar.Karşı taraftaki , kendilerinin girmesinin hatta bakmasının bile hoş karşılanmadığı , aralarında 120 metrelik bir uçurumun bulunduğu , yaşadıkları yerin 20 metre uzaklığındaki sınırlarının cam bariyerlerle kapalı olduğu o bölge.

Meleklerin yaşadığı cennet...

Evet o bir şeytandı.Cenneti arzulayan bir şeytan.Gözleri gülüşen bedenlere , gür beyaz kanatları kafalarındaki beyaz boynuzlara kaydı.İnceledi herbirini özenle.Kimisi arkadaşlarıyla takılıyor, kimisi bu taraftaki gibi işiyle ilgileniyordu.'Yinede ne olursa olsun mutlular' diye düşündü.Kendisi varolduğundan bu yana bir kez bile gülümsememişti.Bir ailesi , arkadaşı , kardeşi ya da sevgilisi yoktu . Tıpkı Cehennemdeki diğer herkes gibi.

...

"Jeon Jungkook "

Boğuk bir ses işitti yanı başında . Uzağındığı siyah kumların üzerinde doğrulup sol tarafına döndü hemen. Yanına gelen kişiyi tanımıyordu ancak rütbesi yüksek biri olduğunu biliyordu , bu yüzden biraz çekinmişti kendisinden.

"Baş gardiyan tarafından çağrılıyorsun velet."

Her nekadar duygusuz olsada kaşlarını çatmadan edemedi adamın dedikleriyle.

"Ben mi?"

Adam gelen yanıttan memnun olmamış olmaydı ki yüzünü buruşturmuştu.

"Ben yalan mı söylüyorum lanet herif."

Her nekadar ona güvenmesede başına bela almak istemiyordu bu yüzden yerden usul usul kalkıp arkasında ki kumları temizledi bir süre.Adam arkasını dönüp bir anda kanatlarını açıp havalanınca yüzüne gelen esintiden gözleri kapandı ancak ardından oda kanatlarını aralayıp çoktan uzaklaşmaya başlayan adamı takip etmeye başladı.

Yukarısı simsiyahtı .Bakışları ardından her zamanki gibi yan tarafa kaydı yandan.Orası buradaki kırmızı ve siyah renklerine zıt olarak sarı ve beyaz renklerini barındırıyordu.Üstelik gökyüzü mavi ve beyazdı her tarafta bulutlar vardı . Bazen kendini cenettin güzelliğine karşı dalarken yakalıyordu.

Désastre du Désir | TaekookDove le storie prendono vita. Scoprilo ora