2.2

20.2K 1.2K 603
                                    

Sıranın üzerine oturmuş telefonla uğraşırken bir yandan da Berkan'la Talha'nın sohbetini dinliyordum.

Berkan son zamanlarda olduğu gibi yine hiç birşeye hevesi kalmamış gibi duruyordu. Kafasını sıranın üzerine koymuş ağır çekimde Talha'yla konuşuyordu.

"Sonra baktım kız düz yürüyor bana, can alıcı soruyu sordum bende." Talha'nın heyecanlı heyecanlı yaşadığı şeyi anlatmasına karşın, Berkan sarhoş gibi çıkan sesiyle cevapladı.

"Can alıcı soru ney?" Talha sırıtıp dirseğini sandalyesinin arkasına attı.

"Sende beni doyuracak güç var mı dedim, kızda fesat anladı tabi. Yemekten bahsettiğimi söylememe izin vermeden çekti gitti anasını satayım." Berkan sıkkınlıkla gözlerini kapattı. Evet benim kesinlikle bir tane bile zeki arkadaşım yoktu.

"İşin kötü yanı, kız gitti diye hesapta bana kaldı."

Berkan'la birlikte ona 'vah-vah' der gibi baktık. Allah bilir yine hangi kızla buluşma ayarlamıştı. Buluşma ayarlayan adamın cebinde para olurdu. Bu şerefsizin parası vardı ama pintinin tekiydi.

Telefonuma gelen mesajla başımı tekrar telefona eğdim.

Sadece Rical: Acil

Sadece Rical: Yardımına ihtiyacım var.

Cani Ada: Ne var? Ne istiyorsun yine?

Cani Ada: Okulda adam mı kalmadı, dakka bir bana yazıyorsun aq

Sadece Rical: Acil bizim mekana gelmen gerek.

Cani Ada: Bizim mekan?

Cani Ada: Orası artık bizim mekan değil.

Cani Ada: Aptal sevgilinle senin mekanın.

Cani Ada: Bi daha beni oraya hiç bir kuvvet götüremez.

Sadece Rical: Ada acil diyorum.

Görüldü*

Sadece Rical: Lütfen.

Cani Ada: Yalvarman hoşuma gitti. Tekrar yap.

Sadece Rical: Ada.

Görüldü*

Cani Ada: Tamam geldim sus.

Yeşillik alanın içerisine girdiğimde Rical'in kaldırıma benzer bir yere arkası dönük oturmuştu. Elinde küçük bir şey tuttuğunu farkettim, hafiften yukarıya doğru kaldırmıştı.

Elindeki siyah tüyleri yukarıya kalkmış bir yavru kediydi. Mutlulukla Rical'in avucunun içinde dans eder gibi hareket ediyordu. İnce sesiyle mivaylayarak küçük patisini Rical'in yüzüne savurdu. Rical refleksle geri çekilip kediyle konuşmaya başladı.

"Yaralısın ama saldırmaktan da geri durmuyorsun."

"Kediyle mi konuşuyorsun?" diyerek alaylı sesimle ona baktım. Kafası anında bu tarafa dönerken kediyi yavaşça kucağına indirdi.

"Sen kedilere ne demek istiyorsun? Salak mı yani kediler? Anlamıyor mu ne demek istediğimi?" diye kedi duyarı kasmaya başladığında, elinden küçük kediciği çekip aldım. Kulağının üzerinde tüyünü koyu gösteren küçük bir yara vardı. Küçük yüzü her an ağlayacakmış gibi duruyordu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
YAVŞAK - Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin