8.Bölüm

49.5K 1.8K 346
                                    

Cihangirin sesiyle ne yapacağımı bilmeden olduğum yerde kaldım. Sırtımdaki bakışlarını hissettiğimde buradan yok olmak istedim. Çünkü az önceki ses tonu çok öfkeli olduğunu gösteriyordu. Elimle oynadığımda bir anda ona döndüm. Yalandan gülümsedim.

"Evet seni dinliyorum." Bilmemezlikten gelsem daha iyi olurdu.

"Sen bizi mi dinliyordun?" Gözlerine baktığımda boğulduğumu hissettim. Kendimi kötü hissettim. Az önce ben normal bir durum yaşamamıştım. Silah seslerini duymuştum. Korktuğumu her ne kadar belli etmesedem de korkmuştum. Hâlâ da korkuyordum.

"Korkma. Yanında ben varken kimse sana zarar veremez." Nasıl anlamıştı. Bakışlarım kendisini ele vermiş olmalıydı. Onun söylediği cümleyi es geçip az önce sorduğu soruya cevap verdim.

"Yok canım ne dinlemesi? Hem ben o adamı tanımıyorum bile." Dediğimde pot kırdığımı farkettim. Göz göre göre batıyordum.

"Bende diyorum doğruyu ne zaman söyleyecek." Şuan sakindi. Umuyorum ki öyleydi.

"Ben size bakmak için dışarı çıkmıştım. Konuştuğunuzu duyunca mecbur kulak misafiri oldum." Cihangir başını iki yana salladı. Bu adam da dediklerimin hiçbirine inanmıyordu.

"Bilerek dinledin." Omzumu silktim. Şuan konumuz bu değildi.

"Asıl sen bana söyle benden ne saklıyorsun." Her zaman üste çıkmayı başarabiliyordum ayrıca haklıydım.

Yüzümü ezberlercesine incelediğinde derin bir nefes verdi.

"Sana söylemeyeceğimi daha önceden de söylemiştim." Kısa cevaplar vermesi sinirimi bozuyordu.

"Bana kısa cevap vermenden bıktım. Artık bir açıklama yap!" Dediğimde yanımıza bir adam geldi. Cihangirin adamlarından biriydi.

"Abi az önce ki olaylar hakkında bilgi vermek için geldim. Kendi-" Cümlesini bitirmemişti çünkü Cihangir onu bölmüştü.

"Sen git ben birazdan geliyorum." dediğinde göz devirdim. Benim yanımda konuşsa şaşırırdım.

"Az önce ki soruna gelirsek ben senin gibi boş konuşmayı sevmem. O yüzden benden uzun cevaplar bekleme hatta benden cevap bile bekleme bu senin için daha iyi olur." Kaşlarımı çattım, bana boş konuştuğumu ima etmişti. Pardon bildiğin yüzüme söylemişti.

"Boş konuştuğumu düşünüyorsan bırak beni!" Bana doğru bir adım attığında nefesimi tutmak zorunda kaldım.

"Beni gaza getirme. Gelmem." Sustum.

"Çocuk gibi davranışlar sergilemeyi de bırak." Ben mi çocukça davranıyordum. Konuşmak için dudaklarımı araladım.

"Benden büyüksün diye her lafı söyleyemezsin." Sesim kısık ama güçlü çıkmıştı.

"Öyle mi küçük hanım. Noldu kızdın mı?" Benimle dalga geçiyordu. Ellerimi göğsünün üstüne koyup ittim. Bana yakın olmasını istemiyordum.

"Az önce neler oldu farkında mısın?" Gayette farkındayım.

"Benim evime silah açtılar. Bunu neden yaptılar? Çünkü sen varsın. Sana zarar vermek istediler." Bunu bende biliyordum.

"Evine mi gitmek istiyorsun? Tamam git ama orada seni öldürürlerse hiç umrumda olmazsın. Çünkü o zaman ölüme kendi isteğin ile gitmiş olursun. Şimdi bir karar ver. Ölmeyi göze alacak mısın?" Bahsettiği şeyden korkmuştum ama ciddi değildi dimi.

TABLO • TEXTING •  (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now