12.Bölüm

41.5K 1.5K 496
                                    

Doruk ile birlikte eve girdiğimiz sırada Cihangir salonun ortasında bir ileri bir geriye doğru yürüyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Doruk ile birlikte eve girdiğimiz sırada Cihangir salonun ortasında bir ileri bir geriye doğru yürüyordu. Onun bu tavrı yüzünden başım dönmüştü.

"Artık yerinde bir durur musun?" Olduğu yerde durduğunda bakışları beni buldu. İfadesiz bakıyordu. Bir şeye canı sıkılmıştı. Ve ben bunun nedenini deli gibi merak ediyordum.

"Ne oldu?" Sesi soğuk çıkmıştı. Yüzüne bakmaya devam ettim ama bir şey anlamadım. Birinden kötü bir haber mi almıştı.

"Sen iyi olduğuna emin misin?" Başıyla beni onayladı. Belki de gerçekten iyidir, ben yanlış anlamıştım.

"Benim küçük işlerim var. Belki yarın yine gelirim." Doruk'un kurduğu cümleyle Cihangir sakince başıyla onayladı.

"Eve geçince daha detaylı anlatırsın." Bir şey olmuştu. Ve Doruk da bunu biliyordu. Peki Cihangir hangi ara öğrenmişti.

"Ben gittim. Dikkat et." Bunu bana yönelik söylediğini fark ettiğimde tebessüm ettim.

"Sende dikkat et." Evden çıktığında Cihangir'in bakışlarını üzerimde hissettim. Gözlerim kahvelerini bulunca bana bir şey söylemek için dudaklarını araladı.

"Seninle konuşmam gerekiyor." Yüz ifadesi ciddi olduğu için ister istemez gerildim.

"Benimle ne konuşacaksın?" Diye sorduğumda kirli sakalını sıvazladı. Merak dolu gözlerle yüzüne bakıyordum.

"Seninle bir yere gitmemiz gerekiyor." Bunu söylemekte neden bu kadar zorlanmıştı ki.

"Nereye gitmemiz gerekiyor?" Şuan ki sessizliği oraya gitmenin hoşuma gitmeyeceğini kanıtlıyordu.

"Hem ben gelmek istemiyorum." Gözlerini kısarak yüzüme baktığında alay dolu sesiyle konuştu.

"Sana benimle gelir misin diye sormadım. Benimle geleceksin çünkü buna mecbursun." Beni tehdit mi ediyordu yoksa bana mı öyle gelmişti.

"Sen beni tehdit mi ediyorsun?" Başını iki yana sallayarak bir adımıyla aramızdaki mesafeyi kapattı.

"Hayır, tehdit ettiğim falan yok. Ben sadece neler olacağını söyledim." Öfkelendiğimi hissettim.Yanımdan gideceği an bütün cesaretimi toplayıp bileğinden yakaladım.

Cihangir bedenini bana doğru çevirdiğinde öfkeli bakışlarından cesaretim kırıldığı için bileğinden elimi geri çektim.

"Bana dokunma cesaretini nereden buluyorsun." Sürekli üstten üstten konuşması beni kendinden uzaklaştırıyordu. İki düzgün muhabbet bile edemiyorduk.

"Sen bana sormadan bana dokunabiliyorsan bende sana dokunurum!" Daha öncede söylediğim gibi her şey karşılıklıydı. Bana nasıl davranıyorsa bende ona öyle davranıyordum. O bunu fazlasıyla hak ediyordu.

TABLO • TEXTING •  (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now