My Omega -6-

411 38 35
                                    

10 Ağustos 2021

Selam! Son zamanlarda buralarda ilginç şeyler oluyor ve bende bunları sana anlatmak istedim! Başlayalım!

Wooyoung'a bakmak için Hongjoong ve Seonghwa gelmişlerdi. O gün sorunsuz geçmişti.

Gece saat 3'te Wooyoung yataktan kalktı. San belki uyanır diye ilk önce lavaboya gitti. Bir kaç dakika bekledikten sonra gizlice evden çıkıp ormana gitti. Ormanın ortasında küçük bir kulübe vardı. Wooyoung onu orada görünce dolu gözleriyle koşarak ona sarıldı.

Jongho, kaslı kollarını ince beline sarıp ayaklarını yerden kesti. Çok özlemişlerdi birbirlerini 3 ay olmuştu görüşmeyeli. Wooyoung ağlamaya başladı. Jongho gülümseyip ellerini onun tambul yanaklarına koyup okşadı. Sonra ona sımsıkı sarılıp saçlarını okşadı.

"Şşş! Tamam buradayım. Geçti bebeğim! Söz veriyorum daha sık geleceğim!"

Wooyoung'ın dudakları arasından bir hıçkırık kaçtı. "J-jongho o evde kalmak istemiyorum! Senin yanında olmak istiyorum! Artık dayanamıyorum!" Jongho'nunda gözleri dolmuştu şimdi.

O'da istiyordu hergününe sevdiğiyle başlayıp onunla bitirmeyi. Ama Wooyoung artık mühürlüydü. Eşi vardı belki de çocukları olacaktı. Jongho onun mutlu olmasını istiyordu ama Wooyoung'un bedenindeki çürükleri, yaraları, yanıkları gördükçe Choi sürüsünü yakmak istiyordu.

Jongho sarılırken onun canını yakmamak için dikkat ederken, O'nun kıyamadığına kıymaları zoruna gidiyordu. Daha erken istemeliydi Wooyoung'u. Göz göre göre elleriyle vermişti onu Choi San'a!

Jongho, Wooyoung'u göğsüne bastırıp bir kaç gözyaşını serbest bıraktı. "Dayan bebeğim. Seni kurtaracağım oradan çok az kaldı. Mührünüde bozduracağım. Sabret bebeğim çok az kalsın"

Wooyoung kafasını kaldırıp ona baktı. Çok özlemişti onu elinde olsa San'ın yatağına geri dönmez bir ömür böyle sarılarak yaşardı. San aklına gelince yaşadıkları gece gözlerinin önünden geçti. Hatırlamasıyla Jongho'nun boynuna sıkıca sarıldı.

"Jongho b-ben" ağlamaktan konuşamıyordu. Önce babası şimdi sevmediği kocası dokunmuştu bedenine. Ama o sadece Jongho'nun dokunmasını istiyordu.

Jongho biliyordu olanları. Tüm kasaba onları konuşuyordu sonuçta. Jongho gülümseyip onu kendinden ayırdı. "Biliyorum bebeğim. Zorundaydın. Sana kızmam. Kızamam ki ben sana. Bedenine başkasının dokunması şuan umrumda değil Wooyoung. Ben seni bedenin için değil bana olan saf sevgin için seviyorum. Bedenin şuan bana ait olmayabilir ama olacak bebeğim. Lütfen üzülme tamam mı? Ben her şeyi düzelteceğim."

Wooyoung dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. Özlemle öpüyordu onu. Jongho'da karşılık verdi. Ellerini kalçalarına indirip onu kucağına aldı. Kulübeye ilerledi. İçeriye gireceklerdi ki bir uluma sesi duyuldu. Choi sürüsünün kurduydu bu.

Wooyoung korkuyla Jongho'ya baktı. Jongho ona gülümsedi. "Demek benim olacağın gün bugünmüş Wooyoung" kurda dönüşüp Wooyoung'ı sırtına aldı. Wooyoung gözünü açtığında Kim Krallığında olduğunu gördü. Burası daha tehlikeliydi...

My Omega [WOOSAN] Where stories live. Discover now