My Omega -9-[FİNAL]

494 35 66
                                    

Aslında yarın atacaktım ama geçiş bölümü çok kısaydı hata mı yaptım bilmiyorum ama saldım bir defa.

Finali beğenmeyeceğinizi düşünerek atıyorum ama ben beğendim ehehehe 🙂 iyi okumalar!

Wooyoung avcı kıyafetlerini giyip silahları gizli yerlere yerleştirdi. Hepsinde susturucu vardı. Bu da işine yaramıştı tabii ki.

Kulübenin yanındaki küçük garaj gibi duvarı olmayan yerde ki motor gördü. Anahtarı biraz aradıktan sonra buldu. Gazını kontrol edip yanına birazda benzin aldı.

2 günlük yorucu yolculuğun ardından sonunda Choi sarayı göründü. Sırıttı Wooyoung. Hedefine yaklaşmıştı. Saraya girmesi zor değildi. Saray zaten ormanın ortasında olduğu için avcı kıyafetleriyle görünmesi neredeyse imkansızdı. Çalışanlarda savaştan dolayı dinleniyorlardı.

Dediği gibi zor olmamıştı saraya girmek. Asıl sorun sarayın içindeydi. Üzerindekileri kilerde çıkarıp bulduğu cübbe ve takımı giymişti. Bunlar eski büyücülerindi. Silahlarını da görünmeyecek şekilde gizleyip cübbeyle yüzünü sakladı.

Büyücülerden birisinin odasına girdi. "Afedersiniz efendim acaba Choi San gelmişler mi?"

Yaşlı uyuşuk büyücü ona dönüp şüpheyle baktı. "Efendimiz kimseyi yanında istemiyor. Bilmiyor musun seni ucube? Wooyoung olacak edepsiz yüzünden efendimiz çok sinirli."

"Efendim bende o yüzden yanına gidecektim." Kim sürüsünün büyücülerinden aldığı sinir taşı kolyesini gösterdi. "Kıdemlilerim bunun sakinleşmesine yardımcı olacağını söylemişlerdi."

Büyücü kolyeyi elinden alıp masasına ilerledi. Kontrol edecekti ve Wooyoung tabii ki hazırlıklıydı. En eski ve kıdemli büyücü sihir yapmıştı buna. Bu yaşlı kadının saçma sihirleriyle anlaşılmazdı Kim sürüsüne ait olduğu.

Kadın kontrol edip tekrar Wooyoung'a verdi kolyeyi. "Efendimiz Wooyoung'un odasında. Çok fazla rahatsız etme. Ver ve çık."

Wooyoung kafa sallayıp eğildi. Ardından odadan çıkıp eski odasına ilerledi. Kapıyı tıklatıp onay bekledi.

"Gelme!" Wooyoung yavaşça içeriye girdi. San kükredi.

"SAĞIR MISIN?! GELME DEDİM SANA- Wooyoung!" San kafasını anında ona çevirdi. Kokusundan tanımıştı onu. Tatlı çilek kokusunu nasıl hatırlamazdı ki?

Cübbeyi çıkarmadı Wooyoung. Yüzü görünecek kadar geriye çekti kapüşonu. Sinirden kuduruyordu. Bu sakin görünen yüz hatlarından bile belliydi.

"Evet efendim. Wooyoung. Ama Choi değil! Kim(!) Wooyoung!" Alayla güldü. "Tabii sen bilmiyorsun. Jongho benim ALFAM! Sen değil! Ölmüş olsa bile benim için değeri var. O benim bedenimi değil, bizzat beni sevdi! Senin aksine! Tabii aşk, sevgi senin için önemsiz. Değil mi efendi San?"

San sinirle ayağa kalktı. Hem onu aldatıp hem de nasıl böyle konuşabiliyordu?! O kendini ne sanıyordu?! Ona yaklaşmaya başlayınca Wooyoung cebinden asayı çıkarttı.

Wooyoung bir melezdi. Normalde büyücü ve kurtların çocukları ikisinden biri olurken Wooyoung %1'lik bile olmayan dilimde olup hem büyücü hem kurttu.

Ama öyle ki asa kullanması Choi San tarafından yasaklanmıştı.

San asayı görmesiyle kaşlarını çattı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?! İndir şunu!"

Wooyoung sinirle kahkaha attı. "Sen beni hiç bir zaman dinlemedin San. Artık bende seni dinlemeyeceğim. BUGÜN ÖLECEKSİN! JONGHO'YU NASIL ÖLDÜRDÜYSEN SENİ DAHA BETER EDECEĞİM! İNTİKAMIMI ALACAĞIM SENDEN CHOİ SAN! KOLAYCA ÖLEMEYECEKSİN!"

Asayı direkt San'ın üzerine doğrulttu. San onu sakinleştirmek için ellerini kaldırdı ve konuşmaya başladı.

"Tamam Wooyoung. Ne dersen yapacağım sakin ol sadece. Ne istiyorsun? Jongho'yu mu? Onu bulacağım. Mezarını da yapacağım onun yanına her zaman gidebilirsin. Onu geri diriltemem maalesef ama senin yaralarını elimden geldiğince sarabilirim-"

"KES SESİNİ! ONUN YERİNİ ZATEN BİLİYORUM! SENİ İSTEMİYORUM! SADECE JONGHO'NUN İNİKAMINI ALACAĞIM! SONRASINDA BENDE ONUN YANINA GİDECEĞİM! O YÜZDEN KAPA ÇENENİ!"

San gözlerini korkuyla açtı. Kendini de mi öldürecekti? San buna izin veremezdi.

"HAYIR! Hayır Wooyoung! Sakın! Sakın kendine bir şey yapma!"

"Onun içinde senden izin almam gerek değil mi Choi San?!"

San kafasını hayır anlamında salladı.

"Hayır Wooyoung yalvarırım kendini öldürme!" San önünde diz çöktü. Wooyoung anlayamıyordu. Neden? Birden kıymete mi binmişti?

Sinirle güldü.

"Ne biliyorsan hemen söylesen iyi edersin!" Asayı kendi kafasına doğrulttu. "Yoksa ilk kendimi öldüreceğim"

San panikle ayağa kalktı! "WOOYOUNG HAYIR DEDİM!"

"BANA NEDENİNİ SÖYLE O ZAMAN!"

San öyle bir bağırdı ki tüm saray inledi.

"LANET OLSUN ÇÜNKÜ HAMİLESİN!"

Asa düştü. Ardından Wooyoung düştü. Ve San ne olduğunu anlayamadan Junmyeon tarafından öldürüldü. Bitmişti. San Wooyoung'u, Wooyoung Jongho'yu koruyamamıştı. Junmyeon'sa hepsini öldürüp sürüleri kurtarmıştı.

~SON~

My Omega [WOOSAN] Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu