My Omega -7-

387 34 58
                                    

Selamlar! Artık direkt yaşananları anlatacağım. Devam edelim mi?

Wooyoung ve Jongho hızla saraya girdi. Saray çalışanları Wooyoung'u görünce şaşırdılar.

O, Choi San'ın eşi Wooyoung değil miydi? Jongho'nun yanında ne işi vardı? Onu da boş ver Kim sürüsünün sarayında ne işi vardı?

Wooyoung insanların ona olan bakışlarını fark edip kafasını eğmiş Jongho ve kapıdaki görevlinin konuşmasını dinliyordu.

"Junmyeon sürüye haber sal Choi sürüsü baskına gelebilir herkes hazırlıklı olsun." Wooyoung'a bakıp devam etti. "Savaş çıkacak gibi duruyor." Tam gideceklerken Junmyeon Jongho'nun kolunu tuttu.

"Jongho bunun yanlış olduğunu biliyorsun değil mi? Büyük bir savaşın çıkacağını da tahmin ediyorsundur. Aynı anda Jung ve Choi sürüsü bize savaş açacak. Onlardan üstünüz ama diğer sürüleri unutuyorsun. Park sürüsüde Choi'lerle oldukça yakın ve biliyorsun onlarda en az bizim kadar büyük. Üç sürüyle baş edemeyiz."

Jongho gülümsedi. Junmyeon'un omzunu patpatladı. "Park sürüsüde bizimle. Onlarında Jung'lardan alacağı var. Wooyoung için onları karşımıza aldık. Şuan beraberiz. Kaybetmeyeceğiz Junmyeon. Sadece dediğimi yap."

Wooyoung tekrar savaş çıkacağını biliyordu. Üstelik anlaşma bozulacaktı. San'ın istediğini almadan durmayacağını da biliyordu. San, Wooyoung'u bulacak cezalandıracak daha sonra Jongho'yu öldürecekti. Wooyoung bunu biliyordu çünkü daha önce Lee sürüsünden alfa Felix'i öldürmüştü. Omegası Hwang sürüsünün gözde Omegası Hyunjin'i de eşi olduğu için öldürtmüştü.

Jongho'nun odasına çıktıklarında Wooyoung hala düşünüyordu. Şuana kadar çok fazla kişi ölmüştü zaten. Daha fazlasına gerek var mıydı? Wooyoung vicdan azabı çekiyordu.

Jongho yanına oturup yüzünü elleri arasına aldı. "Wooyoung kendine gel güzelim. Buradayım koruyacağım seni. Söz veriyorum."

Wooyoung ağlamaya başladı. "Yine bir sürü insan benim yüzümden ölecek. Çocuklar annesiz babasız kalacak. Çok bencilim. En iyisi benim ölmem."

Jongho endişeyle ona bakıp hemen konuşmaya başladı. "Hayır Wooyoung. Saçmalama! Ölmeyeceksin dedim sana! Neden uzatıyorsun?! Sadece sus. Kimse ölmeyecek biz kazanacağız."

"Hayır! Kazanamayacağız! Choi'lerle uğraşan sürülere neler olduğunu biliyorsun! Yaktılar! Evleri yıktılar! Çocukları öldürdüler!  San olduğu sürece de bu değişmeyecek! İstemiyorum! Kimsenin ölmesini istemiyorum Jongho. Seni çok seviyorum ama ölmeni istemiyorum!"

Jongho ellerini yüzünden çekti. Haklıydı Wooyoung. Ama Jongho'da vazgeçmeyecekti. Gerekirse aşkı için ölürdü.

Ve öldü...

Savaş başlamadan önce uyarmıştı San. Wooyoung'u verirlerse vazgeçecekti. Öldürmeyecekti onu. Haklını mahvetmeyecekti.

Kim sürüsünden geriye yıkık dökük bir harabe kalmıştı. Bir kaç çocuk ve yaşlı insan vardı sadece. San onlarıda öldürecekti tabii ki.

San'ı herkes bilirdi. Artık sizde biliyorsunuz. O; hırslı, güçlü, acımasız biriydi.

Peki Wooyoung'u bulabilmiş miydi? Hayır. Ölülere tek tek baktı. Belki ölmüştü o da. Ama hayır. Yoktu. Ne ölülerin arasındaydı ne yaşayanların. San her yeri arıyordu. Belki ondan korkmuştu? Haklıydı. Çünkü tehdit etmişti.

Pişmandı. Onu doğduğuna pişman etmişti.

Üzgündü. Onu herkesten çok üzmüştü.

Kırgındı. Onun kalbini kırdığı gibi kırmıştı kalbini.

Ama en çok aşıktı. Evet Choi San aşıktı. 2 yılın sonunda çıkan savaşta anlamıştı bunu. Ne acınası ama...

My Omega [WOOSAN] जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें