Tanıtım

5.9K 184 14
                                    

06.00 bir ev hanımı olarak mesaim başlamış bulunmakta. Hızla merdivenlerden inip mutfağa girdim. Suyu kaynaması için ocağa koyup banyoda elimi , yüzümü yıkadım ve tekrar mutfağa geçerek masayı kahvaltı için hazırlamaya başladım. Ocakta ki su kaynayınca çayı demledim , haşlanmış yumurtaları bir tabağa koyup hazır patatesleri saatini ayarlayarak fırına koydum.

06.30 bir iş kadını olarak mesaim başladı. Bu sefer merdivenlerden hızla giyinmek için çıktım. Beyaz dar gömleğim siyah uzun bel , bilekte darlaşan pantolonumu giyip gömleğimin etek kısmını pantolonumun içine koydum. Ve mat siyah stiletto ayakkabılarımı giydim. Omuzlarımı biraz geçen beyaz tenime zıt olan siyah saçlarımı açtım. Kalın dalgalı ve güzel görünüyordu. Bordo rujumu sürdüm ve siyah göz kalemi , eyeliner ve rimel sürerek makyajımı bitirdim.

Yatağa gidip kocamın yanağına uzun bir öpücük kondurdum. Gülerek gözlerini açtığında

'' Muhteşem görünüyorsun. '' dedi.

Bu egomu okşayan güzel sözden sonra üç mucizemi uyandırmaya gittim. 10 yaşında ki Demir , 7 yaşında ki Ateş ve 4 yaşında ki Ada yataklarında uyandırmam için beni bekliyorlardı. Tabi minik kızım uyandırılacaklar listemde değildi. Oğullarımı uyandırıp okul kıyafetlerini giydirip çantalarını alarak mutfağa geldim tabi peşimden de oğullarım geliyordu. Güzelce kahvaltımızı yapıktan sonra servisin korno sesiyle çocukları servislerine gönderip Bora' yı uğurladıktan sonra yardımcımız Sevim Hanımın gelmesiyle evden çıktım.

Bugün gerçekten sıkıcı ve yorucu bir gündü. Diğer günlerden farklı olarak daha fazla roman taslağı gelmişti ve neredeyse hepsinin özetini çıkarmıştım. Kesinlikle bir yardımcıya ihtiyacım vardı. S&İ Yayınevinde editör olarak 5. yılımdı ve üç aydır yardımcım yoktu. Gerçi her gün iş görüşmesi için yeni mezun olanlar geliyordu fakat yeterli donanıma sahip değillerdi. Oysa ki benim yardımcım olacak kişi donanımlı ve işe başladığı gibi benim işlerimin yarısını üstlenecek bir kişi olmalı. Sonuçta yeni birisini eğitmek için almıyorum yanıma. Kırmızı ışıkta arabayı durdurduğum da telefonum çaldı telefonu hoparlöre alırken 2 numaralı oğlum Ateş ' in sesi doldurdu arabayı ;

" Anneee. Neredesin ? "

birde bağırmasa çok güzel olacak ama sinirli olan küçük beyin genetik özelliği bu.

" Annecim eve geliyorum , hatta sokağa girdim bile , camdan bak görürsün. " dedim.

Arabayı park ederken yukarıdan büyük oğlum Demir ve minik kızım Ada ' da bağırıyorlardı.

" Annee. "

binaya girip asansöre bindim ve 8 numara bastım. Asansörden çıkıp Kapıya geldiğimde zaten kapının açık olup çocuklarımın heyecanla beni beklediğini gördüm. Dizlerimin üstüne çöktüğümde hemen kucağıma atladılar. Hepsiyle biraz ilgilendikten sonra çoçukların bakıcılığını yapan Sevim Hanımı gönderdim. Üstümü değiştirip hemen mutfağa geçtim ve yemek yapmaya başladım. Bora geldiği zaman hemen yemek yemeği seviyordu çünkü.

Sofrayı kurduğum zaman zil çaldı. Tabi çocuklarım da arka odadan koşarak bu sefer ' baba ' diye sesleniyorlardı. Kapıyı açtıklarında yine aynı serüven oldu ve bu sefer Bora kapının hemen yanında ayakkabılarını çıkardığı gibi yere yattı ve oğullarım üstüne atladı.

Kızım ise abilerinin yanına gitmeye korkuyordu. Çünkü her zaman ağlatıyorlardı küçük kızımı. Bu yüzden babasının yanına gidip yere oturdu ve babasının başını küçücük bacaklarına koydu. Oğullarım babasını gıdıklamaya çalışırken kızım babasını öpücüklere boğuyordu. Daha fazla Bora ' nın haline dayanamayarak yanlarına gittim ve Ateş ' i , Bora ' nın üstünden aldım. Şimdi zor kısma gelmiştik. Demir !

Onunla baya uğraşmam gerekmişti ama başarmıştım. En sonunda çocuklarım durgunlaşınca rahat bir nefes aldık ve salona geçtik. Bora ' da kucağına Ada ' yı almıştı. Sofraya oturduğumuzda ilk önce tabaklara enginar koydum ben haricinde hepsinin yüzünün ekşidiğini gördüm. Bora ' da dahil.

" Sakın yemeyeceğim kavgalarına başlamayın tabaktakiler bitecek. Sonra size sevdiğiniz yemekten vereceğim. " dedim.

" Kızartma mı var anne ? " diye sordu minik kızım.

" Evet bebeğim. " dedim.

Bunu duyan aile fertleri enginarı yemeye başladı. En azından fazla uğraşmama gerek yok. Yemeklerimizi yedikten sonra çocuklara söz verdiğim Buz Devri 3 açıp Bora'nın yanına gittim. Ayaklarını sehpaya uzatmış televizyon izliyordu. Yanına oturup başımı omzuna yasladım. Bana dönerek ;

'' Yarın iş gezisine gideceğim iki günlük. Esma hanım ve Cihan beyle birlikte. '' dedi.

Esma Hanım Bora ' nın patronuydu ve evli bir kadındı ayrıca , onu tanıdığım için rahat bir şekilde Bora ' yı gönderebilirdim. Bora firmanın halkla ilişkiler müdürü ve reklam bölümünün başkanı olarak her geziye gitmesi gerekiyordu.

'' Peki hayatım. Ama beni bol bol arayacaksın. '' dedim.

'' Tamam canım. Hadi yatalım yarın erken kalkacağım bana bavul hazırlar mısın ? ''

'' Tabi hazırlarım. Nereye gideceksiniz ? ''

'' Berlin ' de geçen sefer anlaşma yaptığımız fabrika ile bu sefer daha çok bizim firmanın adı olacak tabi. ''

'' Tamam canım ben odaya çıkıyorum sende gelirsin. ''

'' Tamam. ''

Odaya çıkıp Bora ' nın bavulunu hazırlamaya başladım. Temiz iç çamaşırı , bir kaç tane pantolon ve gömlek. Zaten otelde kalacağı için başka bir şey almasına gerek yok.


Çocukları bakıcıya bıraktıktan sonra Bora ile beraber hava alanına gittik. Orada Esma Hanım ve Cihan Beyle konuştuk. Uçağa binmeden önce kocama sıkıca sarıldım ve kulağına 

'' Seni seviyorum. '' diye fısıldadım.

Oda bana aynı şekilde sarıldıktan sonra uçak için onlar gideceği salona giderken arkasından el salladım. Tabi kocamı iş gezisine gönderirken ailemin dağılacağından haberim yoktu.

ALDATILMIŞ BİR KADIN ( ASKIDA )Where stories live. Discover now