Asfur Çiçeği 1

3.6K 176 8
                                    





Zaman. Geçmesini istemediğin zaman çabuk geçen. Geçmesini istediğin zaman geçmeyen ütopik bir kavram. İş çıkış saatime bir saat kala aklımdan sadece bunlar geçiyordu. Bu sabah Bora ' yı Almanya'ya göndermiştim ve eve gidince çocukları nasıl susturacağım hakkında bir bilgim yok. Kapının vurulmasıyla birlikte müdür Ahmet Beyin asistanı Zeynep içeri gidi.

'' Merhaba Behrem Hanım. Ahmet bey sizin asistanlık seçiminiz için yeni adayların dosyalarını gönderdi. '' dedi suratından hiç eksik olmayan nazik gülümsemesiyle.

Ona içtenlikle gülümseyip elindeki dosyaları aldım.

'' Teşekkür ederim Zeynep. '' dedim.

Ahmet Beyin hastalığı olan erkeklere mavi , bayanlara kırmızı dosya hazırlatma olayına yine kayıtsız kalamayarak gülmüştüm. Bir keresinde Zeynep yanlışlıkla kırmızı dosyaya bir erkek asistan dosyasını koyunca Ahmet Bey sinir krizine girmişti. O günden sonra herkes çok dikkat eder olmuştu bu duruma. Tabi en çok dikkat eden hiç şüphesiz Zeynep Hanımdı.

Dosyaları incelerken İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı ' ndan henüz yeni mezun olmuş Bulut Esen dikkatimi çekti. Tabi dikkatimi çekmesinde ki büyük etkenlerden birisi dünyanın en büyük kütüphanesinden biri olan Library Of Congress ' de iki ay çalışma fırsatı bulması idi. Bende Amerika'ya dil eğitimi için gittiğimde çalışmak istemiştim fakat kabul edilmemiştim ve bu hep içimde buruk bir yer açılmasına sebep olmuştu. Orası gerek kitapları , gerek eski ve kültürel yapısı ve dünya da sadece bir tane kalan en eski kitapların bulunduğu bir kütüphane.

İkinci etken ise Nazım Hikmet , Sabahattin Ali , Orhan Veli ,Sunay Akın ve Orhan Pamuk gibi önemli yazarlarımızı okuması idi. Neredeyse bütün edebiyat mezunları bu yazarların sadece önemli eserlerini bilirken , elimde ki dosyada en ağır ve anlaşılması güç olan eserleri de dahil bütün eserlerin okunmuş olması idi.

Boş bir insan olmadığı belliydi. Ve elimde ki dosyada olan kişilerden daha iyi olduğu kesindi. Telefondan 3 numaraya basarak Zeynep Hanımı aradım.

'' Zeynep Hanım Bulut Esen ' i arayıp yarın saat 10.00 ' da görüşmeye çağırır mısınız ? ''

'' Tabi ki Behrem Hanım. İyi akşamlar. '' dedi.

'' İyi akşamlar. '' diyerek telefonu kapattım. Çantamı ve paltomu alıp odadan çıkarak henüz mesai saati bitmemiş olanlara iyi akşamlar deyip arabama doğru gitmeye başladım. Her ne kadar Range Rover 'ı sevsem de on yıldır aynı arabayı kullanmak sıkılmıştım ve arabamda Bora ' dan kalma hatırı sayılır bir çizik vardı. Değiştirmek istiyordum ama Bora kendi arabası olmasına rağmen benim arabamı daha çok seviyordu ve değiştirmemi istemiyordu. Bende onu kırmak istemediğim için değiştirmiyordum.

Eve geldiğim de çocuklar ödevlerini yaptığı için onları rahatsız etmeden mutfağa geçtim. Sevim Hanım ben geldiğim için hazırlanmıştı ve kapıda onu yolcu ederek tekrar mutfağa gittim. Her ne kadar Bora bu sabah gitmiş olsa da onun gelmeyecek olduğunu bilmek beni üzüyordu. Tamam hep bu tarz iş gezilerine gitmesi gerekiyordu sonuçta onun işi reklamdı ama yinede onsuz bir günümün bile geçmesini istemiyordum. Yemek için ıspanak yapmaya başlamıştım ve bacağıma dolanan minik ellerle bana ilgiyle bakan minik kızıma sarıldım.

'' Annem. '' dedi.

'' Kızım. ''

'' Baba gelmedi hala. Kızalım ona. '' dedi kaşlarını çatarak.

'' Miniğim baba iş gezisine gitti bir hafta gelmeyecek. ''

'' Bir hafta ? ''

Ada zeki bir çocuk olmasına rağmen zaman kavramını henüz anlayamamıştı. Bugün yerine yarın diyordu ve sonra yanlış mı dedim diye bize soruyordu sürekli.

'' 7 gün bebeğim. Hadi koş ağabeylerini çağır. '' dedim. Çocuk aklı işte üzüntüsünü bile tek sözle unutuyordu.

İki saat sonra çocukları yataklarına yatırmış ve masal okumuştum. Uyuduklarında sessizce aşağı kata salona geçtim. İçimde bir huzursuzluk vardı. Bora gitmeden önce durgundu ve bana karşı onun belli etmediği ama benim hissettiğim bir soğukluk vardı. Ya da sadece bütün gün okuduğum taslak kitaplarında geçen entrikalar beynimi ele geçiriyordu. Daha fazla saçmalamamak için televizyonu açtım ve bilgisayar bağlantısını kurarak Aşka Yolculuk filmini izlemeye başladım. Güzel bir romantik komedi filmiydi ve keyfimi yerine getirmişti. Bora aklıma gelince telefonu alıp onu aradım ama açmadı. Yorgunluktan uyumuş olabilirdi saat 23.00 ' di bu saatte yemekte olamazdı. Ya da bar da bir şeyler de içiyor olabilirdi.

Bir kere daha aramadım nasıl olsa gördüğünde o beni arardı. Bunun yerine instagram da dolaşmaya başladım. Ve 30 dakika önce Bora yanında sarışın bir kadınla dans ederken bir fotoğraf paylaşmıştı. Sarhoş olduğu her halinden belliydi ve yanında patronlarından birisi de yoktu. Ya da vardı ama ben sadece bir kareyi görüyordum sadece. Göğsüme bir ağırlık çökmüştü ben bir saat boyunca çocuklara onun iş gezisinde olduğunu , bizim için orada olduğunu söylemiştim ama şimdi kocamı başka bir kadınla dans ederken görüyordum. Hemde instagram da! Hiç mi düşünmedin bütün arkadaşlarımız orada fotoğrafı görecek. Beni hiç mi düşünmedin. Ben burada sen yoksun diye çocukların ağlamasını susturmaya çalışırken sen orada başka bir kadınla eğleniyor musun ? Bu kadar mı önemli seni burada bekleyen ailen ?

Arkama yaslanıp gözüme dolan yaşları akıtmamaya çalışıyordum. Kesinlikle bir açıklaması olmalıydı. Bora böyle bir adam değildi. Zaten aşırı samimi şekilde de dans etmiyorlardı. Ama yine de başka bir kadınla dans ediyordu. telefonum çalmaya başlayınca birden irkildim. Ekran da gördüğüm isim ise başımın çok ağrıyacağının habercisiydi. Ceyda arıyordu. Kesinlikle fotoğrafı görmüştü ve amacı bana ne kadar üzüldüğünü(!) söylemekti. Tabi sonra da ayrıldınız mı ? Aranız mı kötü ? Seni aldatıyor mu ? Gibi hadsizce konuşacaktı.

Böyle bir konuşmayı şuan kaldıramayacağım için telefonu sessize aldım. Sonra dan başkalarının da arayacağını bildiğim için tamamen kapatmanın en iyi olacağına kanaat getirip kapattım. Böyle bir durumda ne yapılırdı ?

Tabiki de sesimi çıkarmadan bir köşeye oturup hiçbir şey yokmuş gibi davranmayacaktım. Ama Boşanma söz konusu olacak bir şey de değildi. Tabi sadece dans ettilerse! Kalbim kırık , aklım karışık bir şekilde odama gitmek için merdivenlerden çıkarken aklıma çocuklarım geldi. Eğer boşanmak gibi bir karar alırsak bu durumdan en çok onlar etkilenirdi. Ama eğer beni o kadınla aldattıysa boşanmamak söz konusu bile olmazdı ve bitirirdim evliliğimizi.

Odama geçip üzerimi değiştirdim. Yatağa girecekken aklıma Bora geldi. Biz bu yatakta beraber uyuyorduk. Her gün ! Ama şimdi bu yatağa giremiyordum. Belki çok abartıyorumdur diyeceğim ama. O benim kocam ve başka bir ülkede tanımadığım bir kadınla , gerçi tanısam bile fark etmez, dans ediyordu. Ve bunu da çok doğalmış gibi instagrama atıyordu.
Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız ?

Arkadaşlar ilk bölüm geldi. Biliyorum kısa oldu ama bunu bir geçiş bölümü gibi düşünün asıl olaylar diğer bölümde başlıyor. Bölümler Cuma günleri yayınlanacaktır.

SİZLERİ SEVİYORUM :)))

ALDATILMIŞ BİR KADIN ( ASKIDA )Where stories live. Discover now