Bölüm 2

4K 141 82
                                    

YAZARDAN

Draco Malfoy Hogwarts koridorlarında yavaş yavaş yürürken aklına Pansy'nın koyu yeşil gözleri geldi. Kızdan hoşlanıyor muydu bilmiyordu ama etkilendiği belliydi. Tabii Pansy'nın Hufflupuff'ta ki bir çocuktan hoşlanması genç adamın işlerini hiçte kolaylaştırmıyordu. Neyse Dikkatini hiç bi şeyle dağıtmamalıydı. Şuan önemli olan tek bir şey varsa göreviydi. Filch'e yakalanmamak için parmak uçlarında yürümeye başladı. İhtiyaç odası onu bekliyordu. Köşeyi döndü ve BAMM.

Hermione Granger asasında ışık parçaları fırlatarak Baykuşhaneye girdi. Gözleriyle Baykuşhaneyi taradı ve kafeslerin altına kaçmış olan Tılsım kitabını gördü. Rahatlayarak bir " Ohh " çekti. Kitabı eğilerek aldı tam o sırada bu gün kapağın arksına Ron ve Lav Lav'a en içten küfürlerini yazdığı yazıyı gördü. Onu görünce bi de kendine küfretti. Biliyordu bu aralar çok küfrediyordu. Bundan rahatsızda oluyordu ama Ron ve Levander'ın ilişkisinden ancak küfrederek hıncını alıyordu.

Kulesine doğru giderken " İyiki saatin iki olmasına aldırış etmeyip kitabı almaya gittim" diye düşündü. Ya birisi bulsaydı. Ya okusaydı. Rezil olurdu. O güçlü bir kızdı. Zayıf yönlerinin bilinmesinden hoşlanmazdı. Yürürken Köşeyi döndü ve BAMM.

Hermione korkuyla kitabını yere düşürdü. Draco'nun ağzından bir hayret nidası çıktı. İki gencin gözbebekleri sinirle büyüdü. Draco içinden " tesadüfe bak " derken. Hermione tesadüflere inanmazdı. O kadere inanırdı. Tesadüf diye adlandıran olaylarınsa Kader denen şeyin oyunu olduğuna inanırdı. Ahh, kahretsin ki kader bu oyunları oynamayı çok severdi. Tabii kader deyip geçmezdi genç kız. Her şeye rağmen kader değiştirilebilirdi. Kaderle savaşması lazımdı.

" Granger " dedi Draco. Siniri bozulmuştu. Resmen kız planının içine çomak sokmuştu. "Bu saatte burda ne işin var? "

Hermione sinirli bir kahkaha atıp " Sen bana ne cürretle hesap sorabilirsin! Hem benim aynı soruyu sana sormama ne dersin Malfoy? " dedi sırtını dikleştirip kendinden emin görünmeye çalışarak.

Hemione haklıydı gözlerini kızın gözlerine dikip " İkimizde birbirimize soru sormazsak sorun çıkmaz " dedi Olayın büyümesini istemiyordu. Yakınırlarsa neden ayakta olduğunu anlatmak zorundaydı. En son istediği şeyse bunun için çok destekli bir yalan uydurmak zorunda kalmasıydı.

Hermione cevap verme gereği bile duymadan yürümeye başladı. Yürürken sanki bir şey eksikmiş gibi hissediyordu. Malfoyla karşılaşması sinirlerini alt üst ettiğinden mantıklı düşünemiyordu. İki elini birden oflayarak yüzüne kapattı. Kızın kafasında o anda şimşekler çaktı. Elleri boştu ve yüzüne kapalıydı. Peki ya kitabı? Kitabı nerdeydi? "Merlin " diye bağırarak. Hızla geri döndü. Draco ile çarpıştığı köşeye geldiğinde belli belirsiz bir kahkaha sesi duydu. Hermione yere baktığında. Duvarın kenarına çökmüş gülerek kitabın arka kapağını okuyan Draco'yu gördü. Birisi üstüne kaynar su dökmüş gibi hissediyordu. Yoo, hayır bu ondan daha kötüydü. Malfoy Hermione'nın gelmiş olduğunu anlamış olacak ki İçten bir kahkaha atarak sesli okumaya başladı. " Ah ..... Weasley neden ...... Lavenderla çıkıyorsun ki. Hadi çıkıyon bari gözümün önünde yiyişme-"

Hermione sinirle kitabı Malfoy'un elinden " Ne cüretle bunu okursun Malfoy " deyip. Kitabı Malfoy'un kafasına geçirdi. Malfoy Hermioneye bunu için kızamadı bile o sırada yere tekmeler atıp hunharca gülüyordu. " Sen " diyordu Hermione " Sen!" sinirinden devamını getiremiyordu. Hoş getirse de hunharca gülen Malfoy'un duyacağından emin değildi.

Malfoy sonun da gülmesini bastırarak duvardan destek alıp ayağa kalktı. Gülmekten karnına ağrılar girmişti. Hermione'nın sinirle kaşları çatılmış suratına baktığında " Bulanık Kanıbozuğa aşık olmuş. Safkanlar ŞOK" dedi ardından Gözlerini büyütüp elini ağzına götürerek suratına komik bir şaşkınlık ifadesi verdi.

Sevgi Yok ( Dramione )Onde histórias criam vida. Descubra agora