𝕊𝕖𝕝𝕒𝕞𝕝𝕒𝕣♡
Nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir. Bugün tüm Türkiye adına çok kötü bir gündü. Geçmiş olsun Türkiye'm.
Final bölümü ile karşınızdayım.
𝕚𝕪𝕚 𝕆𝕜𝕦𝕞𝕒𝕝𝕒𝕣♡
Aradan yıllar geçmişti. Yaklaşık 6 yıl gibi uzun bir süre. Ben Yağmur Özal. Artık 23 yaşında, hayatında oldukça başarılı olan Yağmur Özal.
Avukat Yağmur ÖZAL diye de biliriz aslında.
Mezun oldum! Bu hitap şekli bile beni o kadar mutlu ediyor ki. Mutlu olmak, hayallerini gerçekleştirmek gerçekten ifade edilemeyecek kadar güzel bir duyguymuş. Şehir dışında üniversiteyi okumuştum ve şimdi İstanbul'a dönüyordum. Uzun bir aradan sonra doğup büyüdüğüm şehre gitmek. Ailemi ve arkadaşlarımı görecek olmak beni çok heyecanlandırıyordu. Her ne kadar telefonla konuşsak da bu yeterli olmuyordu. Tek başıma, kendi ayaklarım üzerinde durarak yaşamak, okumak, çalışmak. Bunlar gerçekten güzel duygulardı. İnsanı özgür hissettiriyordu. Yaşam şartlar bir o kadar zordu ama içimde sonunda başarmış olmanın gururu vardı. Sonuçta bunları gerçekleştirmek benim hayalimdi.
Neredeyse 7 saat süren bu uzun otobüs yolculuğu sonlanmıştı. Gerçekten çok duygulanmıştım, dokunsan ağlar dedikleri bu olsa gerekti. İstanbul otogarında Poyraz abim beni karşılamıştı. Onu görünce içim bir kıpır kıpır olmuştu, çok heyecanlanmıştım.
"Abiciğim!" Diyerek sarıldım ona. Geçmişte ne yaşanırsa yaşansın onlar benim ailemdi. Ve ben her ne kadar istemesem de onlara ciddi anlamda bağlanmıştım. Onları çok özlemiştim. Şimdi ise Poyraz abime sarılmak, yanımda olduğunu hissetmek beni o kadar mutlu etmişti ki.
"Güzelim, seni o kadar çok özledim ki." Abim böyle deyince kendimi gerçekten çok güzel ve çok özel hissediyordum.
"Bende çok özledim." Dedim ağlamaklı bir sesle.
"Ağlarsan olmaz ama. Biraz dolaşalım senle sonra da eve gideriz olur mu?"
"Olur hemde çok güzel olur." Dedim gülümseyerek. Elimdeki bavulu aldı ve arabaya yöneldik.
"O zaman buyurun Avukat Yağmur Hanım." Diyerek arabanın kapısını açığında gülerek arabaya bindim.
_____
Evde uzun ve güzel bir vakit geçirdikten sonra bizimkilerle buluşmak istedim. Sabah çok erken saatte yola çıkmıştım. Akşam olmuştu bunun farkında bile değildim. Ailem ile evde de çok güzel vakitler geçirmiştim şimdi de sıra ikinci ailemdeydi. Eskisi gibi, eski günlerdeki gibi yine o bahçede buluştuk. Yiğit'in evinin önüne vardıktan sonra zile bastım. Gerçekten çok heyecanlıydım, çok mutluydum. Karmaşık duygular içerisindeydim. Tarif edilemeyecek kadar güzel duygular. Kapıyı Simge'nin açması ile heyecanım az da olsa dinmişti.
"Simge'm çok özlemişim seni!" Dedim ve sıkı sıkı sarıldık birbirimize.
"Yağmur ben de seni çok özledim. Allah'ım sanırım hüngür hüngür ağlayacağım." Dediğinde gülümsedim. İkimizinde gözleri dolmuştu. Birbirimizden ayrılmadan içeriye geçtik.
Karşımda Yiğit'i görünce ona da sarıldım.
"Hoş geldin Yağmur. Fazlasıyla özlettin kendini. Bak bunun acısını fena çıkaracağız değil mi Simge." Dediğinde Simge, hızlıca kafasını salladı ve hırslı bir şekilde evet dedi.
"Beni korkutuyorsunuz, ben şöyle geri mi dönsem ne yapsam bilemedim." Dedim gülerek o sırada zil çaldı. Simge yine tüm neşesiyle kapıyı açmaya gitti. Yiğit'e tekrardan sarıldığımda içeriye Simge ve Uğur geldi. Uğur, Simge'yi kendine çekti ve sahte bir şaşkınlıkla bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞEN HAYATLAR
Teen Fiction17 yıl önce karışan bebekler. 17 yıl boyunca kendini Yağmur KAYA sanırken bir DNA sonucunda Yağmur ÖZAL olan Yağmur'un hikayesi. Anne ve babası abileri ve kardeşleriyle iyi anlaşabilecek miydi? Onlara ısınması ne kadar zaman alacaktı. En önemlisi Ya...