14. Ben normal değilim, değil mi?

1.3K 209 135
                                    

Yorum ve oy lütfen...✨🔮
______________________

Yatağında yatmış, saatlerdir derin düşünceler içinde kaybolan Felix, kalabalık bir caddede onca insanın içinde tek başına yürüdüğünü hayal ederken ister istemez gerildiğini hissetti. Tüm bakışlar onun üzerindeydi, fısıldaşan insanların konuştuğu tek şey kendisiydi. Başını yere eğerek yüzünü gizlenmeye çalışırken cadde kenarında duran insanlardan bir tanesi ona kıyafetlerinin onda ne kadar kötü göründüğü hakkında bir şeyler söyledi ve bunu duyan insanlar kahkahalar içinde Felix'e gülmeye başladı.

Gözlerini büyük bir telaş içinde açtı sarı saçlı, etrafına bakındı ve odasında olduğunu fark edince rahat bir nefes aldı. Sadece hayali böyleyken o ortamda gerçekten olduğunu düşününce hissedeceğini düşündüğü hislerden çok korkuyordu.

Kimse böyle değildi... Bir tek kendisi böyleydi... Tanıdığı çok az insan olsa bile gün boyunca kuaför salonuna gelen müşterilerde bile kendisi gibi davranan doğru düzgün birisini görmemişti.

Aynaya bakarken ellerini yumuşak, sarı saçlarından geçirdi ve parmak uçlarıyla makyajsız yüzündeki çillere dokundu. Changbin o gece onların üzerine defalarca kez öpücük bırakmıştı. Bunu çok iyi hatırlıyordu.

Gözlerinin yansımasını, kaşlarını, çenesini, burnunu... ezberlemiş olduğu her detayını bugün bir kez daha inceledi

İşaret parmağını burun kemiğinin üzerinde gezdirirken düşündüğü tek bir şey vardı.

Burun estetiği olduğu zaman ezberlediği o burun hattını unutup yerine bir başkasını koyması gerekecekti.

Bir anlığına duyduğu ses onu düşüncelerinden çekip çıkardı. Karnı guruldamasa acıktığını fark etmeyecekti bile. Gerçi o hiçbir zaman tok olduğunu hatırlamıyordu ki. Hep yarı aç geziyordu ve bu tamamen kendi tercihiydi.

Her gün çıktığı tartıda elli ikinin üzerinde bir değer görmek onu hep hissettiğinden daha çirkin hissettiriyordu.

Yatağından zorla kalkıp mutfağa ilerlediğinde yemek için uğraşma taraftarı olmayıp diyet bisküvilerinden bir tanesini aldı ve odasına geri döndü. Pencerenin önüne çekip oturduğu sandalyede bisküvisini atıştırmaya başlarken hiç görmediği birisi sanki kulağına fısıldadı.

'Onları yemeye devam edince güzelleşeceğini falan mı sanıyorsun?'

Hafifçe yutkundu Felix. Elindeki bisküvi paketiyle bakışıp onu bırakıp bırakmamak arasında gidip geldi.

'Her türlü çok çirkinsin. Saçlarının rengi sana hiç yakışmamış.'

'Düzgün konuşmayı ne zaman öğreneceksin? Hâlâ kelimeleri düzgün kullanamıyorsun.'

'Onunla oturmak istemiyorum, berbat kokuyor."

Gözlerinin yine dolduğunu hissetti Felix. Elleriyle kulaklarını kapatıp sandalyede bacaklarının kendine çekerken seslerin kesilmesini diledi. Zihnindeki her şeyin silinip gitmesini ve artık eski yaşantısını unutmayı istiyordu.

'Nasıl yani? Onun gibi birisi klüp başkanı mı olacak? Kimse onun gibi birini dinlemez ki.'

'Burnun çok kötü görünüyor Felix. Yüzündeki en kötü şey olabilir.'

'Alnında yara izi mi var senin? Korkunç...'

"Kapatın çenenizi." dedi Felix. "Bıktım artık sizden de, sizin beni böyle kötü hissettirmeyi başarmanızdan da. Ne yaparsam yapayım olmuyor işte. Kıyafetlerimi değiştiriyorum, makyaj yapıyorum, saçlarımı boyuyorum, burnumu bile yaptırayım diyorum yine olmuyor... Neden anlamak istemiyorsunuz?"

The Perfect Kiss | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin