/21/

1.3K 76 3
                                    

Yüzüğün olayını abime anlatınca kaşları havaya kalktı.

'Anladım' Birden susup kaş göz yaptı. Draco bizi izliyordu. Dayanamıyorum artık.

'Draco'

'Efendim' hala nazik davrandığına inanamıyorum.

'Sana bir şey anlatmam gerek.' Tamam diyip bahçeye çıkacaktık. Abimin önünden geçerken Draco omuz atmıştı. Elimde değildi, sırıtıyordum.

Ona Cedric'in abim olduğunu söyledim. Bi sevindi, bi sevindi anlatamam.

'Ya özür dilerim Clara bilmiyorum'

'Sorun değil'

'Şey diyeceğim, ben gerçekten çok pişmanım 3 haftadır küsüz. Artık dersimi aldım.'

'Dersini aldın mı?'

'Hıhı' dedi, gözleri yalvarıyordu.

'Tamam o zaman'

'NE? Cidden miii'

'Evett'

'Artık bizim odaya gel lütfen'

'Onu düşünmem gerek'

'Tamam tamam barıştın ya ben her şeye okeyim'

İkimizde kurtlarımızı döktük. Her şeyi anlattık!

~

'Öhm'

'Noldu Clara?' dedi Luna.

'Şey ben çok özür dilerim ama...'

'Söylesene şunu' dedi Hermonie masada kitap okurken.

'Biz Draco ile barıştık ve odama gelmemi istiyor' Hermione sırıtıyordu. Ne kadar Draco'dan nefret etse de bana karşı iyi davrandığını görünce sevinir.

'Tamam hadi git bakalım.'

Draco'nun kapısını çaldım. Victoria açtı.

'Ne var? Ne istiyorsun?' dedi Victoria. David yataktan bağırıyordu 'bırak girsin' diye

Eski yatağıma oturdum.

'Draco ile sevgiliyiz git burdan' ben aldırmadan gülüyordum. Ayağa kalkıp dolabı açtım. Victoria'nın kıyafetlerini yere atarken Draco banyodan çıkmıştı. Üstünde bir bornoz vardı.

Çok sıkı kapatmıştı. Aferin lan. Kendi eşyalarımı koyup yatağıma yattım. Draco şaşırmıştı. Daha sonra sırıtıp Victoria'ya döndü.

'Victoria görüşürüz' Draco eşyalarıyla birlikte onu kapıdan atmıştı. Yanıma yatmaya çalıştı.

'Hayır Draco!'

'Ne ya, barışmadık mı?'

'Barıştık barışmasına da üstünü giy!'

Öfleye pöfleye banyoya gitti. O sırada kapıya bir kız geldi. David sevinip yanına gitti. Oh be beni bırakmıştı artık!

Draco sadece eşofman giymişti.

'Şu kıyafet giyme alışkanlığı kazansan iyi olur' dedim baklavalarına bakarken.

'Hey bir dakika Victoria buradayken böyle dolaşmıyorsun DEĞİL Mİ?'

'Hayır bebeğim bu sana özel' Yanıma yattı.

'Draco'

'Efendim bebeğim'

'Beni sevmenin bazı zorlukları var'

'Biliyorum ama o zorlukları atlatmadım mı?'

'Hayır daha değil'

'Pff . Her neyse kaç görevim kaldı?'

'2-3, az kaldı yani.'

'Neymiş onlar bakalım?'

'Benim arkadaşlarımla iyi olacaksın. Özellikle Hermonie ile'

'Ah! Hayır hayır'

'Hadi ama sevgilim, 1 aya yakın ayrı kalmaya katlandın ama arkadaşlarıma mı katlanamazsın?'

'Tamam, deneyeceğim.' diyip anlımdan öptü.

'Ha bir de abim, abim seninle barıştığımı görürse öldürür'

'Ben delikanlı gibi seviyorum kızım' Aferin çocuk. Abim seni pert ederse görürüz o delikanlılığını.

Uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda canım bi sıkkındı ama nedenini çözemediğim bir sıkıntıydı. O yüzden sabah kitap okuyamadım.

Hazırlanıp yemekhaneye indim. John yanıma gelmişti.

'Naberr -' sözünü tamamlamasına izin vermedim.

'Bebekk. Artık ne diyeceğinizi ezberledim' gülümsedik.

'Sana bir şeyler anlatmam gerek. O yüzden Jack'i getirmedim.'

'Noldu anlat bakalım?'

'Ben bir kıza tutuldum'

'Vay vay vay. Çok iyi bu ismi ne?'

'Hermonie Granger diye biri. Gryffindor'da olduğu için benim varlığımı bile bilmiyor'

Hadi lan inanmam!

'Aa, güzel mi bari?'

'Senden güzel olmasın, ama gerçekten çok güzel bir kız'

'Kütüphaneye gidelim mi John'

'Ya Clara! Ben Hermione diyorum sen kütüphane!'

'Ya gelirsin ya gelmezsin' dedim ve ayaklanıp kütüphaneye gittim.

'Tamam tamam geldim!' Kütüphaneye gelince tahmin ettiğim gibi Hermonie orada oturuyordu. Yanına gittim ve arkamdan John geliyordu.

'Naber Hermonie'

'İyiyim sağol şu senin önerdiğin kitabı okuyordum'

'Bi dakika siz tanışıyor musunuz?' dedi John.

'Bi dakika biz tanışıyor muyuz?' Hermonie cevabı çaktı.

'John, Hermonie, Hermonie, John'

'Seni küçük şeytan! Bana yalan söyledin demek ki!'

'Clara bu kim? Ve neyden bahsediyorsunuz?'

'Sakın' dedi John

'Çok geç bebek! Hermione canım şimdi bu John varya'

'Evet?'

'Sana deliler gibi a-şık!'

Draco and ClaraWhere stories live. Discover now