16- o kadar çok ki, bazen acıtıyor

1.8K 214 50
                                    

10cm- go back

10cm- go back

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Vay canına. Onu çok özlüyorsun, değil mi?"

Jimin Taehyung'un sorusunu, boş bakışlarıyla önündeki çocuklarına odaklanırken bariz bir şekilde görmezden geldi. Kendine çok benzeyen, ama Jungkook'a daha da çok benzeyen o iki ahmak...

Jimin derin bir nefes vererek inledi, ellerini yüzünü kapatmak için havaya kaldırdı ve yüz hatlarında kaçınılmaz olarak görünen çaresizliği gizledi.

"Onu özlemiyorum!"

Taehyung'un hafifçe eğlenerek çıkardığı kıkırdama Jimin'e inanmadığını göstermeye yetmişti, ama yine de basit bir şekilde, "Tabii. Geceleri nasıl uyuyorsun anlamıyorum zaten." dedi. Bu Jimin'in daha da inlemesini sağlamıştı.

"Ah, doğru. Uyumuyorsun çünkü sürekli onu düşünüyorsun." Taehyung şimdi tam anlamıyla gülüyordu.

Jimin Taehyung'a kızgın bir bakış attı ve ardından yenilmiş bir şekilde iç çekti çünkü evet, Taehyung haklıydı. Ama Jimin, alfaya karşı olan bariz zayıflığını henüz kabul etmeye hazır değildi. Kesinlikle değildi.

"Cidden, onu özlemiyorum. Sadece beni görmezden gelmesi sinir bozucu!"

"Yani... her altmış dakikada ya da otuz saniyede bir aramadığını, çünkü önümüzdeki üç saat boyunca sahnede olması gerektiğini unuttuğunu mu söylüyorsun?"

Jimin ağzını sımsıkı kapadı ve bir an düşündü, ama kısa süre sonra somurtkan suratına geri dönmüştü. "Hazırlanırken arayabilirdi. Ya da sahneye çıkmayı beklerken!"

Yüksek sesle inleyen Taehyung gözlerini devirdi ve rastgele bir tanrı'dan af diliyormuş gibi ellerini havaya kaldırdı, bu sırada iki küçük çocuk da ödevlerini bırakıp onların yanına gitmişti. O güzel, iri geyik gözlerinde merak parlıyordu.

"Biz neden Jungkookie ile gidemiyoruz?" Minji sızlandı ve Minju da kararlılıkla başını salladı, "Yanımıza bir öğretmen alabiliriz, böylece okulda hiçbir şeyi kaçırmayız!"

Jimin iç çekti, ama yine de ince boyunlarındaki kokularını almak için onları daha da yakınına çekti, onlardan çok kendini sakinleştirmek içindi bu hareketi.

"Hayır. Bu işler böyle işlemiyor. Ve Jungkookie demek yerine baba diyebilirsin." çocuklarının sevimli, küçük burunlarını çimdiklemeden önce homurdandı.

İki çocuk da sızlanıp somurturken bu görüntü Jimin'in kalbini kabartmıştı, doğdukları günün ve var oluşlarının ne kadar büyük bir lütuf olduğunu yeniden hatırlamıştı.

"Jungkookie hyung'a baba demek çok garip."

Bu cümle bile omeganın kalbine acı bir darbe indirmişti ve hafifçe donmasını sağlamıştı. Ama yine de kendini cezalandırmak istercesine sordu. "Neden tatlım?"

Chasing Broken Dreams | kookmin (omegaverse) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin