Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Hiç üşümüyor musun?"
"Neden bana sarılmak mı istiyorsun?"
"Kapa çeneni! Bunu hiç istemedim!" Havluyla saçımı kuruturken bağırdım.
Baji-kun ile bir kumsal 'randevusu' için gittim, oraya onun motosikletiyle gittik ve günü suda geçirdik. Beni en az 3 kez öldürmeye çalıştı... belki daha fazla. Dondurma ve bunun gibi şeyler yedik ama birlikte gün batımını izlemek için hazırlanmadan önce birinin randevumuzu durdurması gerekiyordu, Mikey aniden 'gerçekten acil sıkıcı bir yönetici boku' için gelmemizi istedi.
Kendimden asla zevk alamayacağım. Ne zaman ağlensem Toman'ın sorumlulukları devreye giriyor. Baji-kun ile güzel bir gün batımını izlemek üzereydim! Siktir git Mikey!
Baji, plaj havlusunu KUMLA DOLU katlamaya çalışırken, "Mikey'in bir anda bizi aramış olması çok kötü. Sanki planlanmış gibi" dedi Baji, çantasına koymadan önce.
Ona baktım.
"Orospu ne yapıyorsun? Hala havlunda çok kum var!" Ona bir kaşımı kaldırdım.
"Özür dilerim anne" gülümsedi.
"Ah aptal, ver şunu bana" Çantayı elinden aldım ve üzerindeki kumu çıkarmak için sallamadan önce havluyu çıkardım.
Sonra katlayıp ona verdim.
"Al bakalım prenses, madem bunu kendin yapamıyorsun." Dilimi ona doğru uzattım.
Kıkırdadı.
"Üzgünüm bayan boğulmayı durduramıyorum"
"Ciddi misin?! Beni boğmaya çalışan sendin."
"Öyle miydim?" Bana gülümsedi.
Bu adam! Beni neredeyse 3 kez öldürüyordu ve şimdi de masumu mu oynuyor? Ona inanamıyorum!
Baji beni gelin gibi taşımadan önce yanıma yürüdü, şeytan gibi güldü.
"Hey! Beni hemen yere bırak Baji! Şaka bile yapmıyorum." Ondan kaçmaya çalıştım ama ahbap bu adam çok büyük.
O nedir? Lanet bir bina mı? (Yazar building diye yazdığı için başka nasıl düzelteceğimi bulamadım sırt geçirmekte olabilir emin değilim)
"İşte bu y/n."
Baji eğilmeden önce yüzüme sadece birkaç santim uzakta olana kadar yüzüme baktı. Aniden hareket etmeyi bırakınca gülümsedi ve beni suya attı.
